He meets the wrong people in life and that is dangerous.

86 9 54
                                    

Jerome odasının soğuk ve soluk duvarları arasında kendince voltalar atarken zihni ise sessizlikten oldukça uzaktı. Yemekhaneden çıktığı esnada olanları sindirememişti, bariz belliydi. O kız... annesinin katili ve hayatını tamamiyle cehenneme çeviren o kız. Gözlerinin önünden geçmişti, tam karşısında durmuş ve hiçbir panik yaşamadan öylece geçmişti. Jerome'u şüpheye düşüren de buydu. Gerçekten o kızı görmüş müydü yoksa benzetmiş miydi? Belki de halüsinasyon görüyordu. Jerome bile son olanlardan sonra kendi akıl sağlığından emin değildi artık. Bir kişinin kendisini bilmemesi, kendini çözememesi... ne büyük bir çaresizlik. Jerome en tehlikeli yola düşmüştü. İnsanların ona inanmamasından sonra şimdi o da kendine inanamıyor ve güvenemiyordu. Gördüklerinin doğruluğuna bile inanamayacak kadar çok yargılanmıştı. Onu bu hale getiren neydi? O kız mı yoksa ona inanmayan tüm herkes mi?

İri ellerini saçlarının arasından geçirerek dirseklerini karşısında duran duvara yaslayarak gözlerini yumdu birkaç dakikalığına. Katil olmadığını savunurken katil olmuştu, artık kimseyi kendine inandırması mümkün değildi. En ufak bir şansı varsa -ki buna Jerome'un hiç inancı yoktu- o da artık kalmamıştı. Jerome buradan çıkmak için onu aklayacak bir mucize yaratamazdı. Bunu yapamazdı fakat... yapabileceği bir şeyler hala vardı.

.

.

.

.

.

.

Yemekhaneye ilk kez uğramış olan Harley çevresine bakındı kısa bir süre için. Elbette ki üzerine her an atlamaya hazır görünen ruh hastası azgınlar duruyordu. Harley bunu önemsemek yerine ayaklarını uzatıp keyfine bakmaya odaklandı. Üstelik istediği gibi olmuştu. Asla almayacağı bir riski mecbur kalarak almış, yemekhaneye gelmişti fakat Jerome ile tam olarak karşı karşıya gelmelerine rağmen Jerome hiçbir şey yapamamıştı. Birisi onu tuttuğu için değil, Jerome'un kendine olan inancı solup gittiği için. Harley cebindeki kağıt ve buraya zorlukla sokmayı başardığı lacivert renkli göz kalemini çıkardı.

"Güzelim, makyaj mı yapacaksın? Üzerindekileri çıkarmaya ne dersin?"

"Buna katılıyorum, vücuduna makyaj yapmayı düşünür müsün?"

Harley söylenilenleri gayet net duyduğu halde duymamış gibi yapmayı tercih ederek başını dahi kaldırmadan önündeki kağıda not almaya başladı. Bir tükenmez kalem elbette daha iyi olurdu fakat akıl hastanesine göz kalemini sokabildiği için bile şanslıydı.

"Belki de o sağır?"

Erkekler kendi aralarında konuşmaya devam ederken Harley kağıda yazması gerekeni bitirir bitirmez ilgisini çekmek için durmadan çene çalmaya devam eden erkeklere dikti gözlerini. Bu onlara bir zafer kadar tatlı gelmişti fakat hepsi elbette ki kendi üzerlerine alınacaklardı, Harley tam da bunun için hepsine teker teker, eşit sürede bakmıştı. Onların arasında oluşacak olan rekabet onun ancak işine gelebilirdi. Elindeki kalemi ve kağıdı yeniden saklamadan önce oturmuş olduğu yerden ayağa kalkarak üzerindeki tişörtü çıkarmadan elini içine soktu ve sütyeninin arkasındaki kopçasını tek bir hamle ile çözerek omuzlarını askılardan kurtuldu. Çok geçmeden tek elinde tutmaya devam ettiği sütyen ile beraber çıkarmıştı elini tişörtünün içinden. Tek elinde cüretkarlıkla hafif bir ritim eşliğinde iki yana doğru sallanan sütyenden gözünü alamayan erkeklere karşılık solgun dudaklarının tek kenarı arsızca kıvrıldı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 05, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

If you wanna go the heaven - Jerome Valeska X Harley QuinnWhere stories live. Discover now