3ᜊ

2.7K 256 203
                                    

   Güneş tam da üçlünün üzerine vurmasına rağmen daha sonradan yerlerini değiştirmemiş, aynı yerde oturmayı tercih etmişlerdi. Nobara yüzünde geniş bir gülümseme ile Itadori ve Fushiguro ile ilk tanıştığında neler hissettiğini anlatıyordu. Yuuji onu dinlerken arada göz ucu ile Megumi'nin ne tepki verdiğine de bakıyordu.

   Güneşi engellemek adına ellerinden birini başının üzerine getirmiş bütün dikkatini Nobara'ya vermesine rağmen onu dinliyormuş gibi görünmüyordu. Sanki aklında başka şeyler vardı. Yine de arada başını sallayıp bir şeyler mırıldanıyordu. Dikkatini Nobara'ya vermemiş gibi görünmek istemediği içindi büyük bir ihtimalle.

   "Toge ve Okkotsu'nun Todo uyurken pantolonuna buz koyduklarını hatırlıyor musunuz? Hayatım boyunca geçirdiğim en eğlenceli günlerden biriydi!" yüzündeki koca gülümseme sanki bir mumun yavaşça sönmesi gibi kayboldu. Çenesini ellerine yasarken seslice iç çekti ve saniyeler önceki neşeli sesinin aksine monoton tutmaya çalıştığı bir sesle konuşmaya devam etti, "Sınav birkaç gün önce bitti ve mezun olmamıza sadece iki hafta kaldı."

   Megumi omuz silkti, "Heyecan verici, öyle değil mi? Artık lise öğrencileri olmayacağız."

   Nobara'nın kaşları çatılırken Yuuji de şaşkınca baktı ona. Konuyu getirmeye çalıştığı yer burası değildi. Büyük bir ihtimalle duygusal bir veda konuşması falan yapacaktı. Kızların hep yaptığından. Megumi söyledikleri ile onlardan ayrılacağına memnun olacakmış gibi görünüyordu.

  "Başına güneş mi geçti, Fushiguro? Hedeflediğimiz üniversiteler aynı bile değil. Birbirimizi uzun süre görmeyeceğimiz için endişelenmiyor musun?!" dedi Nobara, daha sonra sandalyesinden doğrulup geç de olsa karşısında oturan çocuğun kafasına vurdu.

    Megumi hafifçe sırıtmak dışında pek bir şey yapmıyorken Nobara bu kez Yuuji'ye döndü, "Sen bu konuda ne düşünüyorsun?"

   Yuuji vereceği cevabı toparlamak adına bir süre bekledi. Tabii ki artık buradan ayrılacağı ve başka yerler göreceği için mutluydu ancak sadece coğrafi olarak. Bazı geceler uyuyamadığı için saatlerce tavandaki sembolik Toge çizimini inceleyip Nobara ve Megumi'den ayrılmanın ne kadar zor olacağını düşünüyordu. Sık sık telefonda görüşüp görüntülü aramalar yapabileceklerini biliyordu. Doğrusu tamamen yeni ve yabancı olacak ortam için de endişeliydi. Nobara ile kendisi için fazla zor olmasa da Megumi'nin kolay ayak uyduramayacağı gerçeği de onu üzüyordu. Lisenin ilk yılı, Gojo üçünü de aynı temizlik gününe yazdığı için farklı sınıflarda olmalarına rağmen tanışabilmişlerdi. Nobara ile ilk günden anlaşmaya başlasalar da Megumi'yi alıştırabilmeleri üç aydan uzun sürmüştü sonuçta. O kolay ayak uydurabilen biri değildi.

  "Sizden ayrılacağım için üzülüyorum ve sizinle elimden geldiğince daha fazla zaman geçirmek istiyorum," dedi düşünmeyi bıraktığında, "Ve tabii ki Megumi'nin de söylediği gibi üniversite öğrencisi olmak için heyecanlıyım."

  Nobara'nın gülümsemesi tekrar yüzünde yer edinirken baş parmağını kaldırdı ve onu onayladı. Daha sonrasında üçü de hiçbir şey söylemeyince aralarında garip bir sessizlik oluştu. Yuuji hepsinin de bu konu hakkında düşündükleri için konuşmadığını biliyordu, Megumi'den emin olamasa da... Son zamanlarda oldukça dalgındı ve Yuuji bunun sebebinin geçenlerde gördüğü kız olduğunu düşünmeye başlamıştı. Kız arkadaşı. Ya da değil, açıkçası Yuuji'nin şu anda düşündüğü şey yanındaki iki arkadaşı ile beraber geçirecekleri son yazda iyi zaman geçirmekti. Kız arkadaşı olsa bile Megumi'yi üzmediği sürece Yuuji'nin konuşma hakkı yoktu nasılsa.

  Sessizliği bölen beklenmedik bir şekilde Megumi oldu, "Bu yazı üçümüz beraber, buradan uzak bir yerde geçirelim öyleyse."

  Yuuji hevesle başını salladı, Nobara da parmaklarını indirerek gidebilecekleri yerleri sırayla saymaya başladı. Megumi onun önerdiği bazı yerleri elemesine yardımcı olurken Yuuji yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Arkadaşlarını kesinlikle çok seviyordu.

Central Park :: itafushiWhere stories live. Discover now