11-Ak Büyü

936 64 373
                                    

Multimedya - MirAz 🖤

Ben yaptım 😂 yazarınızın elinden her iş geliyor maşallah diyin 😂😂

Bu medya Instagram'da paylaşıldı. Ki daha çok şey paylaşıyorum. Şu aralar bayağı aktifim. Takip etmeyen varsa oraya da buyursun, beklerim. 🌼

Instagram: aymirailhan

Takipte olanlara ise sormak istiyorum, paylaşımlar nasıl gidiyor sizce? Bana önerebileceğiniz ve yapmamı istediğiniz şeyler var mı? Varsa belirtin lütfen 😇

Daha fazla uzatmadan, buyrun bölüme :)

Güzel okumalar 💎

Hayatta bazı anlar vardır ki yokluk denen kavramın yarattığı boşluk, derinden hissedilir. Bazen yok olan ve hiç var olmayacak bir şeyin düşüncesi o kadar acı verir ki, nasıl dindireceğini bilemezsin. Lakin acı geçer, bir süre sonra alışırsın varlığına ama yokluğun yarattığı o boşluk hep var olur, dolduramazsın.

Sanırım haberini aldığım bu yokluk, yavaş yavaş yüreğimde boşluk yaratıyordu. Şimdiden acısını yüreğime işlemişti zira. Acısı geçerdi evet ama yüreğimde açılmak üzere olan boşluk hüküm sürmeye devam edecekti. Onun varlığı benim varlığım kadar olacaktı. Ben yok olunca da, benimle birlikte yok olacaktı. Bir ömür boyu taşıyacaktım o boşluğu yüreğimde.

Annelik duygusunun yokluğudur işte yüreğimdeki boşluğun varlığı...

'Melezler çoğalamaz, çocuk sahibi olamaz.' bu cümleler kulağımda sürekli olarak çınlıyordu. Zaten kötü olan durumu daha kötü yapan şey ise beni buna reva gören kişinin sevdiğim olmasıydı. Onun için her şeyimden, dünyamdan vazgeçmiştim ama o benden annelik gücümü almıştı. Bu durumun gerçekliğiyle yüreğimdeki acı da git gide büyüyor, varlığı yüreğime sığamaz olunca gözlerimden taşıyordu.

Derin bir nefesi titrek bir şekilde içime çektim pencerenin önündeyken. Ellerimi penceredeki korkuluklardan kaldırıp ıslanan yüzümü sildiğim sırada odanın kapısı açılmıştı. Duyduğum kapı sesiyle o tarafa doğru döndüğümde Azer'le karşılaşmıştım. Kapının önünde durmuş ve mahzun gözleriyle bana bakıyordu. Bir süre öylece birbirimize baktıktan sonra yanıma doğru yürümeye başladı.

Tekrar önüme dönmüştüm. Pencereden dışarıdaki manzarayı seyir ederken bedenini arkamda hissetmiştim. Kollarıyla belimi sardı ve beni kendisine yaslayarak başını omzuma yerleştirdi.

"Bilmiyordum."

Kulağımda bir fısıltı olarak gelen sesiyle iç çekmiştim. Göz yaşlarım akarken "her şeyi biliyordun ama bunu bilmiyor muydun? İnandırıcı gelmiyorsun." Diye titrek sesimle konuşmuştum.

Benden ayrıldı ve bir adım sağıma geçerek kollarımdan tuttu. Beni kendisine doğru çevirdiğinde mahzun yeşil hareleriyle baktı mavilerimin içine.

"Gerçekten bilmiyordum Mira. Bilseydim yapar mıydım hiç? Benim tek hayalim seninle mutlu bir hayatımızın olmasıydı. Mutluluğumuza  gölge düşüren şeyleri neden yapayım?"

Gözlerimi kapatmamla içinde biriken damlalar yüzümde kendi kaderlerini çizerken Azer'in parmakları buna engel olmuş ve bir çırpıda çizdikleri yolu silivermişti. Düşündüğüm bu şeyle aniden gülümsemiştim. Bir an komik gelmişti ama hayatta da böyle değil miydi? Birileri kendi kaderini çizmeye çalışırken aniden bir başkası çıkagelir, bir çırpıda kaderini değiştirir. Ve hiç ummadığın şeyler olur sonra. Benim kaderimde böyle olmamış mıydı? Azer çizdiğim kaderimi silip değiştirerek yeni bir kader çizdirmemiş miydi bana? Öyle olmuştu. Onun aşkı, benim kaderimi yeniden belirlemişti.

RİTÜEL - Anberin İmparatorluğu ✓Where stories live. Discover now