12. Bölüm : Kıskanıyor Musun

2K 225 50
                                    

  Felix, Changbin iş aramaya gittiğinden beri yere uzanmış kara kara düşünüyordu. Kızgınlığın belirtileri yavaş yavaş üstünde çıkmaya başlıyordu. Changbin'e bu konuyu kesinlikle açmalıydı, ama nasıl?

  Derin bir nefes verip yattığı yerden kalktı. Bu sırada gördüğü beden ile irkilmesi bir oldu. Kim olduğunu anladığında da rahatlamıştı. Kulakları aslında gayet iyi duyuyordu ama Changbin'in geldiğini duyamamıştı.

  Kapının girişine yaslanıp gülümsedi Changbin. "Korkuttum mu? Sesli girmiştim aslında, nasıl duymadın?"

  Nasıl duymadığını Felix de anlamamıştı. Bu yüzden dudaklarını büzerek omuz silkti. "Bilmiyorum. Düşünüyordum sadece."

  Changbin'in gözleri ilk büzülmüş dolgun dudaklara kaydıktan sonra sevimli gözlerine geri çıktı ve gülümsedi. "Geldiğimi duymayacak kadar kara kara düşündüğün şey neydi peki?"

  "Şey..." Deyip durasadı Felix. Konuya şimdi girmeli miydi? Ama kendini hazır hissetmiyordu ki. En iyisi geçiştirmek diye düşündü. "İş buldun mu?" Sorusu çıktı dudaklarından.

  Changbin'in kaşları havalanırken kıkırdadı. "Bunu mu düşünüyordun yani? Sence evi geçindiremez miyim?"

  Felix şiddetle kafasını iki yana salladı. Yanlış bir soru sorduğunu yeni fark ediyordu. "Hayır, öyle demek istemedim!"

  Küçüğünün saçlarını karıştırdıktan sonra sakinleştirici bir ses ile "Sakin ol. Yanlış anlamadım. Dalga geçiyorum sadece." Dedi Changbin. Felix'in rahatlamış yüzünü görünce devam etti. "Aslında bulamadım ama arkadaşımla konuşurken bana kafesinde garsonluk teklif etti. İlk başta kabul etmeyecektim aslında ama başka bir iş bulana kadar deyince kabul ettim."

  "Garsonluk?" Dedi sorarcasına Felix. İnsanlar hakkında biraz bilgisi vardı ama meslekler hakkında çok az şey biliyordu.

  Biraz düşündü Changbin. Aklına gelen fikirle hemen gözlerini ışıldatarak Felix'e "Hm hiç kedi kafesine falan gittin mi?" Diye sordu.

  Hemen kafasını salladı Felix. O yerleri çok severdi. "Evet, eski sahibim götürmüştü. Tabi o zaman küçüktüm."

  Felix'in yavru halini düşünüp gülümsedi Changbin. Şimdi böyle tatlıysa yavruyken kim bilir nasıldı. Düşüncelerinden sıyrılıp hemen konuya odaklandı. "Pekala. Yemek getiren insanları hatırlıyor musun?"

  Buna da kafasını salladı Felix. "Evet."

  "İşte onlara garson deniyor. Ben de onlardan biri olacağım." Yeterince açıklayıcı olduğunu düşünüp memnuniyet ile gülümsedi.

  Aklına gelen anılar ile somurttu Felix. "Buna dayanabilecek misin?"

  "Neden?"

  "Oradaki insanlar... Sürekli garsonlarla uğraşıyorlardı. Yani benim sahibim öyleydi. Bir keresinde bir garsonu gözlerim önünde ağlattı." İçinin titrediğini hissetti. Eski sahibi kesinlikle acımasızdı. Ona karşı bir yanlışı olmasa bile ondan korkuyordu. Bir yandan da bir daha karşılaşmayacaklarına seviniyordu çünkü sahibi korkutucu olduğu kadar cimriydi de. Gün içinde sadece bir kaşık mama yiyebiliyordu. Bazen orada nasıl canlı kaldığını anlamlandıramıyordu.

  Yandan bir şekilde sırıttı Changbin. "Merak etme. Öyle bir şeye ne ben izin veririm ne de arkadaşım. Ağlayan ben olmam o insanlar olur."

  "Havalı..." Diye mırıldandı Felix. Böylece konuşmaları bitmiş oldu. Bu sırada Felix'in aklında dönüp dolaşan büyük sorun yine beyninin tam ortasına yerleşti. Daha fazla erteleyemeyeceğini düşünerek konuşmaya karar verdi. "Şey... Ben bir şey diyecektim."

Pet °SKZ°✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin