MY MAN IS A MAFIA | 𝑱𝑰𝑲𝑶𝑶𝑲

Bölüm 1: Beyaz Kuğu

Bir yalana yakalandım
Henüz masumken buldu beni
Kurtaramıyorum kendimi bu yalandan
Gülüşümü geri ver bana
———————————————————————

*Jimin*
"Jimin... Jimin sahne almana az kaldı, iyi misin?"

Aşırı ses ve kalabalık beni rahatsız ediyordu.

Bir saattir burada sahne arkasında oturup sahne alma sıramı bekliyorum. Açıkçası her zaman kalabalıkta gergin olurum.

"Hyung, sence beğenecekler mi?"

"Jimin mükemmel yapacağını adım gibi biliyorum"

Taemin hyung'a gülümsedim. Üniversiteden beri benim dans öğretmenim ve son sınıf öğrencisi.

İkimiz de dans etmeyi çok seviyoruz.

"Son yarışmacımız için bir alkış. Beyaz Kuğu!"

Derin bir nefes aldım ve yavaş yavaş sahneye yürüdüm, kalabalığa baktım, gerginliğimi gizlemeye çalıştım.

Melodi başladığında kendime odaklandım ve Taemin hyung'un beni izleyen tek kişi olduğunu hayal ettim.

Hayatım boyunca dans ettim.

Bu benim karanlık geçmişimden tatlı kaçışımdı.

Burada sahne almamın tek bir sebebi var...

Sorularıma cevap vermenin tek yolu.

Diğer yarımı bulmamın tek yolu.

Babam.

*Jungkook*
"Lütfen beni öldürme- lütfen lütfen bana son bir şans ver... Sana yalvarıyorum"

Arkama dönüp yüzü kanla dolu diz çökmüş adama baktım

"Son bir şans mı? Sana bir hafta verdim ama sen ne yaptın istediğim bilgileri getiremedin"

"Yarın! Sana bu adamın bilgilerini vereceğime söz veriyorum, lütfen beni bağışla"

"Yarın? Sen benimle kafamı buluyosun?"

Hızla başını sağa sola salladı, ama silahı alnına doğrulttuğumda aniden durdu.

**silah sesi

"Çok geç, bazı salaklar için zamanımı boşa harcamaktan nefret ediyorum"

Benden korkuyorlar, öyle olmalılar çünkü sadece bir çırpıda hayatlarını alabilirim. Adamlarıma onu alıp gömmelerini söyledim.

                                 °°°•••°°°

Kan lekelerinden kurtulmak için elimi yıkamakla meşguldüm... taa ki o sesi duyana kadar

Bu buraya nasıl girdi?

"Günaydın bebeğim"

"Ne işin var senin burada?"

"Lütfen böyle konuşma. Beni görmek istemiyor musun?"

Arkamı döndüm ve ona baktım.

"Evet istemiyorum. Şimdi git Serena"

Bana doğru yürürken yavaş yavaş soyunmaya başladı

"Bardaki son ziyaretinden bu yana bir hafta geçti ve seni özledim. Vücudum seni çok özledi"

Boynumu öpmeye ve vücuduma dokunmaya başladı.

"Burada yapabiliriz"

Kemerimi açmaya çalışırken ona sırıttım. Bu kız gerçekten tam bir sürtük.

*Jimin*
"Ve şimdi kazananı açıklıyoruz! Bu yarışmanın galibi..."

"Beyaz Kuğuu!!!"

Ne! Doğru mu duydum?

"Jimin kazandın. Jimin!"

Hala neler olduğunu anlamaya çalıyordum. Ben mi?

"Tebrikler, ödülünüz"

İşte bu Jimin. Olmasını istediğin şey bu. Herkesin önünde konuşma fırsatı.

"Herkese, özellikle de bu ödül için Jüriye teşekkür ederim. Konuşmamı uzun tutmayacağım...aslında bu yarışmaya katılmamın tek bir nedeni var. Bunun canlı olduğunu biliyorum ve bu fırsatı babamla konuşmak için kullanıyorum. Baba umarım bunu izliyorsundur."

Gözlerim doldu.

"Babamın adı Park Si Hoo ve 13 yıldır onu arıyorum. Eğer bunu izliyorsan ben senin oğlunum. Baba seni çok özledim. Şu an sahip olduğum tek kişi sensin... Lütfen! geri gel."

Artık gözyaşlarımı tutamıyorum.

Acı...

Acı hala orada...

*Hoseok*
"Jungkook nerede?"

Jungkook'u arıyordum ama tüm adamları bana aynı cevabı verdi.

"Bilmiyorum patron."

Hangi cehennemdesin Jeon?

"Hey Hoseok neredeydin?"

Sesin geldiği yöne baktım, Namjoon.

"Jeon nerede?"

"Neden?"

"Sadece cevap ver"

"Onu bahçede gördüm"

Hızla bahçeye gittim.

"Jungkook!"

Onun cevabını bekledim ama gözlerini açmaya bile zahmet etmedi.

"Jeon Jungkook!"

"Aish ne oluyor? Görmüyor musun uyumaya çalışıyorum"

"Uyumanın sırası değil"

Beni görmezden gelerek kahvesini yudumladı.

"Park Si Hoo'ya ulaşmak için birini buldum"

Bakışları anında ciddileşti.

Ona fotoğrafını gösterdim.

"Kim bu? Onunla ne alakası var?"

"O Park Si Hoo'nun oğlu"

*Jungkook*
Gerçekten mi? Bir oğlu olduğunu bilmiyordum.

"Herkese toplanmasını söyle. Bir planım var."

Eğer seni bulamazsam Park Si Hoo.

Bunun yerine bana gelmeni sağlarım.

Oğluna acıyorum.

Senin için tüm bedelleri ödeyecek.