7 장

4K 383 324
                                    

"Oha inanamıyorum"

"Yaa öyle işte"

"Eee kız ne yapmış sonunda aldırtmış mı çocuğu?"

"Yok kız DNA testi ile kanıtlıcakmış o zengin adamın çocuğu olduğunu"

"Oh oh iyi yapıyor ama"

"Ya sonra şu karşı apart-"

"AAAAAAAAA YETER AMA BIKTIM KARŞI KOMŞUNUN KIZINDAN DA OĞLUNDAN DA SIZE NE YA"
daha fazla dedikoduya dayanamayarak bağırmıştım.

"Sanırım ilk defa taehyunga katılıyorum" diyerek bana bakan jeongguka kayan bakışlarımı hızla önümde bacak bacak atmış hoseok seokjin ve jimine çevirdim.

"Ne zaman bitecek bu geleneksel gün?" diye sordum.

Elinde ki telefondan bakışlarını kaldırmadan "Hoseokun motoru ne zaman soğursa" dedi yoongi ve bakışlarını telefonundan çekip bana bakarak "Yani hiç bir zaman"

Elimle yüzümü kapatıp derin bir nefes alarak "Gidin artık başka yerde yapın dedikodunuzu yarın işim var benim duş almam lazım akşam oldu ulan!"

"Ne işin var ki?"

"Sanane jeongguk"

"Hah çok da umrumdaydı sanki"
diyerek oturduğu yerden ayaklanmış ve kapıya yönelmişti.

Yoongi hala dedikoduya devam eden -evet hala devam ediyorlar- hoseok seokjin jimin üçlüsüne doğru ilerlemiş ve jiminin kolundan tutup
"Jimin hadi gel sadettini seversin bizde" diyip bana el sallayarak gitmişti.

"Seokjin sevgilim"

"Namjoon çekirdeksiz üzümüm"

"Seokjin aşkım bebeğim"

"Namjoon süzme yoğurdum"

"Seokjin hayat arkadaşım"

"Namjoon buzdolabında ki kendim için aldığım ama her seferinde babamın içtiği çikolatalı sütüm"

"Baban ne alaka seokjin?"

"Babamı özledim"

"Neyse nerde kalmıştık..
Seokjin mandu dudaklım"

"Namjoon bimde ki kadife tat-"

"AAAAAAAA YETER ARTIK YA HADI KIŞ KIŞ GİDİN" diyerek yerimden kalkmış ve onları kovalamıştım.

Hoseok çıkmadan mutfak masasında ki kıymalı böreklerden almış ve bir tanesi ağzına koyarken "Bimin ki güzelmiş" demiş ve çıkmıştı.

Kapıyı kapatınca derin bir oh çekmiş ve direk duşa girmiştim. Sıcak suyu açmamla gözlerimi kapatmış ve vücudumda ki gereksiz stresten kurtulmaya çalışmıştım. Bir yerde sıcak suyun stresi arttırdığını okumuştum ama beni rahatlattığı bir gerçekti. Naneli duş jelimden lifime sıkıp vücudumda gezdirmeye başlamıştım.

Dilime dolanan ritim ile buharlı banyoda şarkı söylemeye başlamıştım.

"Sesin çirkinmiş" duyduğum jeongguka ait olan ince sesi ile gözlerimi kocaman açıp etrafıma bakmıştım. Ama kimseyi görememiştim.

"J-jeongguk sen nerdesin?" diye sormuştum.

"Sen öldün taehyung bunların hepsi bir rüya" demişti düz bir sesle.

"Ne?!"

"Şaka şaka hani üst komşunum ya sesin geliyor ondan"

"Senden iğreniyorum rezil herif"

"Bende sana bayılıyorum ya hayatım"

"Git 10 dakika sonra gel"

"Sanane"

"Naparsan yap pislik herif"
diyerek hızlı bir şekilde durulanıp üzerime pembe bornozumu geçirip banyodan çıkmıştım.

Odama adımladığım sıra çalan zil ile üzerimi umursamayıp kapıyı açmaya gittim. Tabiki de sizce gelen kimdi?!

"Ne var jeongguk?"

Tavşan gözleri kocaman açılıp önce yüzümde sonrada vücudum da gezdikten sonra kırmızı yanaklarını yok etmek ister gibi kafasını hızlıca sağa sola sallayıp ben dışında her yere bakmaya başlamıştı.

"B-ben şey"

"Evet sen ney?"

"Ben- ben bilekliğimi düşürmüşüm"

"Tamam gir bak" demiş ve kapıdan çekilmiştim. Odama doğru yürüdüğüm sıra arkamda ki adım sesleri ile arkama dönmüş ve

"Sen? Hayırdır?"

"Ah ben şey dalmışım yani- yani karıştırmışım özür dilerim tamam"

Cevap vermeyip önüme dönmüştüm.
Odama girince kendi kendime hafifçe gülümsemiş ve kafamı sallamıştım.
Sevimli gelmişti. Ne kadar gıcık hödük şerefsiz pislik ukala adi rezil birisi olsa da sevimli bir yüzü vardı.
Altıma kırmızı kenarları beyaz şeritli bağcılar eşofmanı mı giyip üzerime de pembe -evet pembe rengi seviyorum ne var- bisiklet baskılı tişörtümü gitmiştim.

Ki aklıma jeonggukun kapıyı açtığım zaman ki surat ifadesi geldi. Ve böylelikle sinsi bir gülüş ile tamamen soyunup uzun bir gömlek giydim ve odadan çıktım.

"Buldun mu bilekliğini?" son kelimeyi bastırarak söylemiştim. Sesimle etrafta ki boş bakışları beni bulmuş ve beni gözleriyle yemişti. Adi sapık.

"Ha evet bileklik... ha yok bulamadım"

"Tamam o zaman yarın bakarsın uyuycam ben git"

Açık kalan ağzı ve açılmış gözleri ile yüzüme bakmış ve yutkunarak
"Uyumak?" demişti.

Ne kadar bu salak sevimli hallerine gülmek istesem de kafamı hafifçe omzuma çevirip dudaklarımı birbirine bastırarak bunu engellemiştim.

"Evet uyumak şimdi git artık hadi" diyerek yanına ilerleyip kolundan tutmuştum. Yavaşça yutkunup tuttuğum koluna bakmış ve sonra
"Tamam o zaman ben yarın yine gelirim yani gelmek zorundayım kesin gelirim" demişti.

Kafamla onu onaylayıp kapıyı kapatmıştım. Sırtımı kapıya yaslarak sesli şekilde gülmüştüm.
"Salak şey seni.."



Salak şey nxksjs
Kedilerle selametle😽😽

















HYUNJİN












DÖN










LÜTFEN








LÜTFEN ULAN LÜTFEN













🥺


Apartment Gay | TaekookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon