13《 Zaman Gelmiş 》

718 55 54
                                    

Sirius gittiğinden beri ne aşşağı inip yemek yiyiyordum nede onlarla sohbet ediyordum . Babam ve annem beni rahatsız etmiyor 'Hadi yemeğe gel' bile demiyorlardı. Ki gel deseler bile gelmezdim bunu çok iyi biliyorlardı .

Annemler kahvaltı yapıyorlardı . Şuan onların yüzünü görmek istemiyordum ama canımda çok sıkılmıştı . En iyisi babamın çalışma odasına gidip bir kitap almak olucaktı .

Pijamalarımdan kurtulup kendime çeki düzen vermiştim . Belki kitabı alıp derede okurdum.

Odamdan çıkıp babamın çalışma odasına yöneldim . Kapıyı tıklatmama gerek yoktu çünkü içeride birisi yoktu . Kapıyı direkt açtım . Içeri girdim fakat babamın koltuğunda birisi oturuyordu.

- Misafir geleceğini bilmiyordum .

Deyip odada ilerledim . Benim sesimi duyunca bakışları bana yöneldi. Beni görünce ilk başta süzdü sonra dudaklarının bir yanı kıvrıldı.

- Sen rahatına bak kitap alıp gideceğim zaten .

Odanın bir duvarı kitaplarla kaplıydı . Kitaplığın önüne geçtim ve genel bir bakış attım. Kitaplıkta yeni bir kitap göremiyordum.

- Kitap mı beğenmiyorsun yoksa hepsini (!) okudun mu ?

Hepsini derken alaylı ve kinayeli bir şekilde konuşmuştu. Oturduğu yerden kalkmış benim yanımda durup kitaplığı süzüyordu.

- Seç . Kitaplıktan rasgele bir kitap seç .

Ilk önce bana baktı ciddi miyim değil miyim diye . Fakat gayet ciddi olduğumu görünce kitaplığa yaklaştı . Kitaplığı değil kitaplara bakmaya başladı . Bir kitabı seçip yanıma geldi .

Kitabı elime alıp dışını inceledim .

- Bu kitap Nicolas Flamel ve Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore tarfindan yazılmış bir kitaptır . Ikisinin çok yakın bir dostluğu vardı zaten . Kitabın ilk on bölümü ejderhalar ile ilgili geri kalan 12 bölümü ise Albus Dumbledore 'un bizzat kendi yaptığı çalışmalarından biri olan ejdarha kanının 12 ayrı konuda kullanılmasını anlatıyor .

Karşımdaki adam konuştuğum sürece beni dikkatli bir şekilde dinlemişti. Konuşmam bittiğinde dudakları belli belirsiz kıvrılmıştı.

- Dumbledore 'un Nicolas Flamel ile yakın dostluğunu bilecek kadar onu tanıyorsun . Yoksa sende mi Dumbledore hayranlarından birisin Ufaklık .

Yüzümde sinsi bir sırıtış oldu . O bana ufaklık mı demişti ?

- Dostunu yakın düşmanını daha yakın tut demişler . Bu sözü bilir misin Bey Amcacım .

Deyip kapıya yöneldim. Odadan çıkıyordum ki bana seslendi .

- Kitabın yokmuş al bari bunu oku .

Bana hiç okumadığıma emin olduğum bir kitap yöneltmişti. Gözlerimi kısarak gözlerine baktım . Zihin duvarları güçlüydü. Babamın eve aldığı birisi zayıf mı olucaktı ki ?

- Birkaç saat sonra veririm . Tabi hala burda olursan .

Elindeki kitabı alıp odadan çıktım. Ilk önce odama girip üşememek için üzerime bir hırka aldım . Evden sessizce çıkıp dereye doğru yürüdüm. Yazın burası sıcak oluyor kışın ise o kadar soğuk oluyor ki dere buz tutuyordu .

Temiz bir yer bulup oturdum . Kitabı açıp okumaya başladım . Kitap Slazar Slytherin 'in yaptığı çalışmaları ve bizzat onun ana dili olan çatal dilini anlatıyordu. Bu adam niye bana bu kadar kıymetli bir kitabı verdi acaba ?

Kehanet Küresi Where stories live. Discover now