Slytherin┊F.W.

1.1K 40 0
                                    

•Fred Weasley x Slytherin!Reader
•(Çeviri Bölümüdür)
•Kelime Sayısı: 760
•Not: Bu bölümün asıl yazarı Y/n hakkında bir bilgi vermemiş ama siz şöyle düşünebilirsiniz;
Y/n, George ve Fred'in ilk yıllarından önceki sene mezun oluyor (Slytherin'deydi) ve Bakanlık'ta işe giriyor. Arthur ona yardım ediyor ve arkadaş oluyorlar. Umbridge Dönemi'nde Hogwarts'a Profesör olarak atanıyor. Arada bir Kovuk'a uğruyor (Weasleyler ailesi gibi). Bu bölümde de o günlerden biri anlatılıyor.
~Kısa ama tatlı bir bölüm, en azından İngilizcesi öyleydi-

~Kısa ama tatlı bir bölüm, en azından İngilizcesi öyleydi-

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

"Sen Slytherin miydin!?" diye sordu, Harry. Boynunun arkasını kaşıdı, ani çıkışmasından utanmıştı.

"Ne!?" diye bağırdı Fred ve George. Oturaklarından ayağa fırladılar.

Ron'un karşılığı ise yemek yiyor olduğundan dolayı boğuktu.

Söylediğin şeyin hepsini şaşırtmış olduğu açıktı.

Davranışlarına güldün ve başını aşağı yukarı salladı, "Evet! Çok mu şaşırtıcı?"
"Öyle." diye cevapladı Fred ve George, şimdi tekrardan oturuyorlardı.

Ron, yemeğinden büyük bir parça yutarken başını aşağı yukarı sallayarak abilerini onayladı. (Ron hakkında biraz endişeliydin çünkü başını çok hızlı sallamıştı, boğulacağından korkuyordun.)

Harry de hafifçe başıyla onayladı, bunu kabul etmek istemiyordu ama bu şaşırtıcı bir bilgiydi. Sen, en azından, beraber okula gittikleri Slytherinler gibi değildin.

"Huh?" İçeceğinden bir yudum aldın.

"Tüm o aptallardan çok farklısın, Gryffindor'da falan olduğunu düşünmüştüm," dedi Fred.
"Ya da Slytherin olmayan başka bir binada." diye ekledi George.

"Evet, bunu çok söylüyorlar. Arkadaşınız," parmaklarını şıklatmaya başladın "Adı neydi onun?" diye sordun ikizlere.
"Lee?" diye cevapladılar, doğru kişi hakkında konuştuğundan emin değillerdi. Onu biliyor olamazdın, değil mi?

Başını aşağı yukarı salladın ve ikisini işaret ettin.

"Evet, o! Onunla ilk karşılaştığımızda o da aynı şeyi söylemişti."
"Cidden mi?" diye sordu George.
"Nasıl karşılaştınız ki?" diye ekledi Fred. Aklının bir köşesine Lee'yi yakında şakalamayı not etmişti.

"Oh! Bu biraz komikti. Yani, benim için, onun için çok değil. Bana çarptığında Büyük Salon'a doğru gidiyordum. İkiniz onu şakalamıştınız, nasıl yaptığınızdan hala emin değilim. Hatırladığım tek şey cidden kötü bir şaka olduğuydu, yani iyi, ama Lee bundan kesinlikle hoşlanmamıştı. Demek istiyorum ki, saçı yeşildi ve duman çıkarıyordu."

"Ateşli olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordu Ron, lokmasını yuttuktan sonra.

Başını iki yana salladın, "Hayır, hayır. O, bildiğin tütüyordu. Cübbesinden duman geldiği açıkça görünüyordu. Zavallı delikanlı başına ne geldiğinden habersizdi. Kötü hissettim, berbat bir gün geçiriyormuş gibiydi bu yüzden ona yardım ettim."

"Demek ki bu yüzden yemeğe geldiğinde o kadar iyi görünüyordu. İksirin işe yaramadığını sanmıştık. Tekrar denedik," diye başladı, Fred.

"Ve tekrar ve tekrardan." diye bitirdi, George.

"Şey, aslında işe yaramıştı. İksir miydi? İksir olduğunu hiç düşünmezdim. Doğru yaptığınıza emin misiniz? Belli ki, tüm malzemeleriniz varmış ve doğru adımları takip etmişsiniz ama ben okuldayken okuduğum kitaplardan hatırladığım kadarıyla bunu yapan bir iksir yoktu. Dükkanınız için kendi ürünlerinizi yaptığınızı biliyorum. Bu da onlardan biri miydi?"

"Yani diyorsun ki, iksir çalıştı."

"Şey, evet. Ama-"

"Daha fazlasını duymaya ihtiyacımız yok, ihtiyacımız olan tüm bilgileri aldık." dedi Fred, konuşmanı yarıda keserek.

İkizler sanki siz, -Harry, Ron ve sen- orada değilmişsiniz gibi kendi aralarında konuşmaya başladılar

Onlara doğru gözlerini kıstın. 'Kaba çocuklar.' diye düşündün.

Bir anlığına garip bir sessizlik vardı.

"Ba-başka karşılaştığın biri var mıydı, yani, bizim tanıdığımız biri." dedi Harry, kendisini ve Ron'u işaret ederken.
"Bir kızla karşılaştım, Luna Lovegood."

Harry, sana gülümsedi. "Onu tanıyoruz."

"O, tuhaf." dedi Ron.
Dudağını büktün, "Aslında, ben onun tuhaf olduğunu düşünmüyorum. Farklı olabilir ama tüm harika insanlar böyledir. Arada sırada konuşmak için buluşuyoruz."

"Ne hakkında?" diye araya girdi, Fred.

Bu sırada George kupasını yeniden doldurmak için mutfağa doğru gitmişti.

"Meraklıyız, öyle mi?"
"Daha şimdi söyledin, tüm harika insanlar farklıdır."

"Evet, aradığımız anahtar kelime 'farklı', meraklı küçük bir kızılcık değil." Sandalyeni ittirip ayağa kalktın.
"Hey, her şey olabilirim ama küçük değilim! Çok istiyorsan sana da gösterebilirim."

Gözlerini devirdin.

"Fred Weasley! Zavallı kızı rahatsız etmiyorsan iyi edersin!" diye bağırdı, Molly.

Fred'in gözleri büyüdü.
"Lanet olsun." diye mırıldandı annesinden kaçmayı denerken.

Ama İşe yaramadı.

"Ow!Ow!Ow!" Fred'in sesi mutfak ve yemek odasında yankılanırken Ron ve Harry gülmemek için zor duruyorlarmış gibiydi.
"Alacağın budur!" diye ona takıldın, şarkı söylermiş gibi bir tonda. Molly'i selamlamak için yanlarına yürüdün.

Seni gördüğünde Fred'i tokatlamayı bıraktı. Sana talı ve kibar olan kendine özgü bir tebessüm gönderdi.

"Merhaba, canım. Sanıyorum ki Fred'in sana söylemesi gereken bir şey vardı, değil mi?" dedi ellerini kalçasına koyarken.
Fred, kolunu ovalarken senin duyamadığın bir şeyler mırıldandı.

Elini kulağının arkasına koydun, "Üzgünüm, ne dedin Freddie?"
Fred sana doğru gözlerini kıstı "Daha öncesi için özür dilerim."
"Sorun yok." diyerek geçiştirdin.

"O zaman bu da hallolduğuna göre, artık bana mutfakta yardım edebilirsin."

"Şey, biliyorsun anne. George ve ben bugün oldukça meşgulüz. Biz-"
"Fred, Y/n'la konuştuğumu sanıyorum."

Başını yana eğerken Fred'e sırıttın ve Molly'i mutfağa doğru takip ettin.

Fred orada, ağzı açık, yaşananlardan şok olmuş şekilde kaldı. Bir yandan mutfakta yardım etmek zorunda olmadığı için mutluydu diğer yandan ise sen, annesi tarafından 'çalınmıştın'. Başını salladı ve senin hakkında düşünürken muzipçe sırıttı. Sen, Kovuk'tan ayrılmadan önce seninle konuşmak istiyordu.

Şu anlık görevi onu gördüğü bir dahaki seferde Lee'yi şakalamak değildi. Hayır, şimdiki görevi seninle konuşup seni daha iyi tanımaktı.

"Fred!"

"Ne oldu, George!?"

"Hadi ama, bütün gün kızı düşünmen için vaktimiz yok. Yapacak yeni ürünlerimiz var."

Sırıtışı yavaşça kayboldu, yerini boş ve duygusuz bir ifadeye bıraktı. Sonra gülümsedi, bu gerçek ve samimi bir gülümsemeydi.

Bunun nedeni senin mutfaktan gelen kahkahalarını duymuş olması olabilirdi.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Jun 14, 2021 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫𝐰𝐚𝐭𝐜𝐡 ➽ 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐈𝐦𝐚𝐠𝐢𝐧𝐞𝐬Où les histoires vivent. Découvrez maintenant