Kaçış

{Bir}

{Bir}

6 arkadaş ve 4 kameraman. Birlikte YouTube'da büyük başarılara yönelik bir gurub. Fakat o altı arkadaştan beşi Youtube'a sadece bir arkadaşları için katlanıyor, Yiğit. Yiğit Youtube'a başladığında 14 yaşındaydı. Hiç bir videosu sevilmiyordu, tâki arkadaşları ile çektiği bir videoyu yükle yene kadar. Seyirciler Yiğit'in arkadaşlarını sempatik bulup çok seviyorlar. Ondan dolayı Yiğit arkadaşlarıyla hep video çekiyor ve bunu internette yüklüyor.

İrem : 16 yaşında ve en küçükleri. Belinin sonuna kadar gelen sarı saçları ve orman gibi yeşil olan gözleri var. Herşeyden çabuk korkar, çok alıngan ama yinede kalbi tertemiz.

Ece : 17 yaşında. Omuzuna kadar gelen açık kahverengi saçları ve siyaha benzer kahverengi gözleri olan bir kız. Kapalı renkleri çok sever ve sert biridir, fakat arkadaşlarına birşey olduğunda ilk endişelenen o oluyor ve kalbi pamuk şekere dönüşüyor.

Rüya : 17 yaşında. Orta boylar da olan kahverengi saçları ve okyanus mavisi gibi olan gözleriyle çok seviliyor. En çalışkanı o ve pratik düşünüyor. Koşuda çok hızlı ve bir sürü maratonlara katıldı. Hatta birsürü birincilik madalyası var. Çabuk sinirlenir ama çok tatlı bir kız.

Yiğit : 17 yaşında. Esmer ve yeşil gözleri var. Youtube kanalı açmış. Derslerinde başarılı olmadığı için, gelecekte'de Youtube ile devam etmeyi düşünüyor. Çok şakacı bir kişiliği var. Çoğu videolarda paranormal yerlere gidiyorlar yada arkadaşlarına şaka yapıyor.

Akın :18 yaşında. Sarı saçlı, kara gözlü bir oğlan. Gizliden Ece'ye kalbini kaptırmış ama söyleyemiyor, çünkü zaten reddedeceğini biliyor ve arkadaşlığını mafetmek istemiyor. Ciddi bir kişiliği var. Sırları çok ama bilen yok. Sessiz biri ama şansını zorlarsan- en iyisi zorlama.

Mert : 17 yaşında. Sarı saçları ve yeşil gözleri var. En sevdiği etkinlik yemek yemek, ama nedense bir gram bile almıyor. Uzun boylu ve her gün spor yapıyor. Fit kalmasına çok dikkat ediyor ve dışgörnüşü onun için çok önemli. Kendini korkusuz olarak gösteriyor, fakat her insanın bir korkusu vardır.

Arda, Enes, Alp ve Burak Yiğit için çalışıyorlar, Viedeolarındaki kameraman ve dışses o dörtlük. Yiğit onlarla 15 yaşındayken lisede tanıştı. Onların para kazanmaya çalıştıklarını duyunca, onları kameraman ve dışses olarak aldı. Yiğit ile kanka değiller ama yinede yakın arkadaş denilebilir. Arda ve Alp 17 yaşındalar, yani Yiğit ile aynı yaşdalar, Enes ile Burak ise 18 yaşındalar ve Akın ile birlikte o 10 kişi arasındaki en büyükler onlar.

Uzun bir günün sonunda, Yiğit yine oturmuş yarınki videoda ne yapabilir diye düşünüyor. O kadar videosu varki, bütün fikirleri tükenmek üzere. Çoğu Youtuberlar haftada 3-4 video atıyor, fakat yiğit herzaman aktiv olma isteğiyle hergün video atıyor. Tabi bu olayda onu biraz zorluyor ve fazlasıyla yoruyor, üstüne birde çoğu zaman hate attılınca Yiğit'in modu dahada düşüyor. Pek bir isteği yok aslında, ünlü falan olma gibi bir isteği yok. Sadece biraz sevilmek, yeni, eğlenceli bir hobi edinmek istiyor. Videoları çekerken aldığı mutluluğu izleyenler de alsın istiyor. Yaşadığı mutluluğu herkesle paylaşmak, onları da güldürmek istiyor.

Google'ın harita kısmına girip güzel manzaralı bir yerler aramaya başladı, belki arkadaşlarıyla oraya gidip birşeyler yapa bilirdi. Uzun süre sonra birşey bulamayınca, ayağa kalktı ve su içmeye gitti. Akşamın bir saati olduğu için, sessizce ilerliyordu. Lambaları açsaydı, herkes uyanırdı. Mâlum, arkadaşlarıyla bir ev paylaşıyor. Elini duvarda gezdirerek ilerliyordu. Kapıya geldiğini sanıp odaya girmeye çalıştı ama sadece sert bir şeye çarpıp yere düştü. Kalkmak isterken bir siluet belirlendi ve hareket etti. Yiğit korkudan ne yapması gerekeceğini bilemedi ve çığlığı bastı. Bir el onun ağzını kapattı ve Yiğitin çığlığını dindirmeye çalıştı. Ardından ise birinin sesi duyuldu.

„Sus lan, niye ayı gibi bağırıyorsun? "

„Akın? "

„Sus, bağırma, herkes yatıyor"

„Ne diye cin gibi karşıma çıkiyorsun? Korkudan ölüyordum resmen. "

,,Beni cin mi sandın?"

„Öyle birden karşıma çıkarsan, tabi sanarım"

,, Ha yani suç yine benim? Tamam, öyle olsun o zaman, zaten hep ben suçluyum. İstersen sen önüne bakmayı dene, ne dersin?"

„Ben öyle demek istemedim.Hem ışık yoktu, kedi miyim ben? Her neyse, ben su içeceğim, sana iyi geceler. "

"Oşok yokto kodo moyom bon? Ya bir git ya yemezler. " Akın son sözünü söyledikten sonra odasına girdi ve ardından kapıyı kapattı.

Yiğit suyunu içtikten sonra yine Google'a girip harita kısmında biraz dolaştı. Yine birşey bulamayıp ofladı. Biraz düşündü ve aklına bir fikir geldi. Belkide güzel manzaralı yerlere gitmek yerine, korku ve heycan dolu bir atmosfer yaratacak bir yere gitmeliydi. Zaten seyirciler çoğunlukla korku videolarını beğenip izliyor. Bu fikire tutunarak Google haritasında orman alanına doğru gitti. Çoğu paranormal olaylar ormanda yaşanır diye önce ormanda bakıyordu Yiğit. Ormanın kenarlarında yüksek bir tepenin orada terkedilmiş bir villaya benzeyen eski bir ev bulduğunda Sevinçten ağzı kulaklarına kadar gelmiş durumdaydı. Yarın o alana gitmeye karar verdi.

Yerinden kalkıp yatağısına doğru ilerlerken durdu. Tıklamaya benzer bir ses duyduğunu anladı Yiğit. Emin değildi, gidip bakmalı mıydı yoksa gidip yatmalı mıydı? Arkadaşlarından biridir diye umup yatağısına doğru ilerledi. Yatağısına uzanıp gözüsünü kapattı.

Fakat birdaha kalktı. Ya arkadaşları değilde hırsızsa? Yiğit ne yapacağını bilmiyordu ve bir çözüm yolu bulamıyordu, belki içisindeki o büyük korku mantıklı düşünmesine izin vermediğinden ne yapacağını bilmiyordu. Sonunda karar verdi
,,Eğer şimdi buna korkuyorsan, yarın ne yapmayı düşünüyorsun?,, diyerek kendini motive etmeye başladı ve ayağa kalktı. Işıkları açıp koridora doğru ilerlemeye başladı. Bu sefer arkadaşlarının uyanması onun umrunda bile değil, hatta uyanmalarını istiyorki Yiğit'e destek çıksınlar diye.

,,Kim var orda? Akın? Sen misin?"

Yiğit'in telefonu titredi ve bir mesaj geldi.

„𝙾 𝚋𝚎𝚗 𝚍𝚎ğ𝚒𝚕𝚒𝚖,
𝙾 𝚜𝚎𝚜𝚒 𝚋𝚎𝚗𝚍𝚎 𝚍𝚞𝚢𝚍𝚞𝚖"
Mesaj Akından geldi.

„𝙿𝚎𝚔𝚒 𝚢𝚊 𝙱𝚊𝚛ış?
𝚈𝚊𝚗ı𝚗𝚍𝚊 𝚖ı?
𝙱𝚎𝚕𝚔𝚒 𝚘𝚍𝚞𝚛"

„𝙷𝚊𝚢ı𝚛, 𝚍𝚎ğ𝚒𝚕. 𝙱𝚊𝚛ış
𝚢𝚊𝚗ı𝚖𝚍𝚊, 𝙾 𝚞𝚢𝚞𝚢𝚘𝚛. "

„𝙺ı𝚣𝚕𝚊𝚛𝚍𝚊𝚗 𝚋𝚒𝚛𝚒?"

,, 𝙷𝚎𝚙𝚜𝚒 𝚢𝚊𝚝ı𝚢𝚘𝚛, 𝚋𝚊𝚔𝚝ı𝚖. "

„𝙱𝚎𝚗𝚒 𝚍𝚎𝚕𝚒𝚛𝚝𝚖𝚎𝚔 𝚖𝚒
𝚒𝚜𝚝𝚒𝚢𝚘𝚛𝚜𝚞𝚗? 𝙺𝚘𝚛𝚒𝚍𝚘𝚛𝚞𝚗
𝚘𝚛𝚝𝚊𝚜ı𝚗𝚍𝚊 ö𝚢𝚕𝚎𝚌𝚎 𝚍𝚘𝚗𝚊
𝚔𝚊𝚕𝚍ı𝚖. "

,,𝚂𝚘𝚙𝚊 𝚏𝚊𝚕𝚊𝚗 𝚊𝚕 𝚢𝚊𝚗ı𝚖𝚊
𝚐𝚎𝚕, 𝙰𝚔ı𝚗!"

„𝙰𝚔ı𝚗"

„𝚂𝚎𝚜 𝚢𝚊𝚔𝚕𝚊şı𝚢𝚘𝚛"

„Ç𝚊𝚋𝚞𝚔 𝚐𝚎𝚕!!! "

„𝙱𝚎𝚗 𝚑𝚊𝚛𝚎𝚔𝚎𝚝 𝚎𝚍𝚎𝚛𝚜𝚎𝚖
𝚍𝚒𝚔𝚔𝚊𝚝 ç𝚎𝚔𝚎𝚛𝚒𝚖"

„𝙰𝚔ı𝚗"

{Çᴇᴠʀɪᴍɪçɪ}
{ɢöʀüʟᴅü}
{Çᴇᴠʀɪᴍᴅışı}

„𝙰𝚔ı𝚗 𝚍𝚎𝚕𝚒𝚛𝚝𝚖𝚎
𝚊𝚍𝚊𝚖ı 𝚐𝚎𝚕 𝚑𝚊𝚍𝚒"

„𝙾 𝚟𝚞𝚛𝚜𝚊"

„𝙾 𝚟𝚞𝚛𝚜𝚊? "

„𝙰𝚔ı𝚗, 𝙾 𝚘𝚍𝚊𝚗𝚍𝚊𝚖ı? "

„𝙴𝚋𝚎𝚝„

„𝙺𝚘ş"

„Ç𝚊𝚋𝚘𝚔"

Yiğit düşünmeden hemen Akın'ın odasına doğru koştu. Tâkı arkasından biri onu tutup kafasına bir silah dayanana kadar. Bir değil, iki hırsızlardı. Ve silah patladı.