°one-shot¹⁸

4.4K 105 18
                                    

Characters: Yuta Okkotsu x reader

Warning/Genre: Fluff

Note: Aslında bu bölüm Nanami x reader mı Getou x reader mı çevirsem diye düşündüm sonra vazgeçtim ve hiç Yuta x reader çevirmediğim için bunu çevirdim, umarım seversiniz♡

____________《♡》____________

____________《♡》____________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

~From friends to lover~

Gerçeği söylemek gerekirse, Yuta ile evinden otuz dakika uzaklıktaki bir parkta karşılaştıktan sonra onunla arkadaş olmayı asla beklemiyordun. Ailenin seni dışarıda oynamak için bu kadar uzağa götürmesi bile ender bir durumdu. Evinin yanındaki parkta bir salıncak ve kaydırak olmasına rağmen, büyükanne ve büyükbabanın evindeki parkın kum havuzu vardı…kim kum havuzunda oynamak istemezdi ki?

Oldukça kasvetli bir gündü. Bulutlar güneşi engelliyordu, ağaçlar her esen rüzgarla eğiliyordu ve burnun serin havadan dolayı  kıpkırmızı olmuştu. Yumuşak sesler etrafında uçuşuyordu,çocuklardan gelen eğlence çığlıklarını bile  zar zor duyuyordun. Annen seni 'arkadaş edinmen' için yalnız bırakmıştı ama onun aslında diğer annelerle konuşmak istediğini biliyordun.

Ayağını tekmeleyerek talaşlara kaşlarını çattın. Annen neden yeni arkadaşlar edinmek istemediğini anlayamıyordu? Neden seni diğer günler dururken bugün parka getirmişti ki? Dışarısı soğuktu, yapraklar kahverengi ve turuncuya dönüyordu ve giydiğin ceket seni zar zor ısıtıyordu.

Nefesinin altında mırıldandın, tam arkanı dönüp annene, midenin ağrıdığını söylemek üzereyken yumuşak bir ses seni durdurdu.

"Affedersin?" Diye sordu ve omzunun üzerinden bakarken kaşların çatıldı. Senden birkaç santim daha kısa olan bir çocuk önünde duruyordu. Rüzgarla dalgalanan koyu renk bukleler ve inanılmaz derecede derin mavi gözlerle ne istediğini merak ediyordun. Utangaçtı, bu kadarını anlayabiliyordun. Gözleri yerden seninkilere doğru bakarken titriyordu ve parmakları gömleğini büküyordu.

"Evet?" Başını iki yana salladın.

"Sen, um, benimle ve arkadaşımla oynamak ister misin?"

Başının üzerinden baktığında siyah saçlı bir kızın kara gözleriyle karşılaştın. Elindeki plastik sarı kürek güneşin parıltısını yakalayarak sana el salladı. Dudaklarını ısırarak, birdenbire bir yerine iki yeni arkadaş edinme ihtimalinden utanarak, tereddütle şöyle dedin:

Başının üzerinden baktığında siyah saçlı bir kızın kara gözleriyle karşılaştın. Elindeki plastik sarı kürek güneşin parıltısını yakalayarak sana el salladı. Dudaklarını ısırarak, birdenbire bir yerine iki yeni arkadaş edinme ihtimalinden utanarak, tereddütle şöyle dedin:

"Elbette"

Bu yedi sene önceydi. Rika, ne yazık ki sen on bir yaşındayken bir kazada vefat etti; ve beş yıl sonra, Yuta ve sen Tokyo Jujutsu Lisesi ile tanıştınız. Bir lanet kullanıcısı olduğunu öğrenmek seni şaşırttı. Yuta'nın omzunda asılı olan o lanetli enerjiyi fark ederken, bunun hakkında fazla düşünmedin. İçinde lanetli enerji olmadığı için değil ama bir şey sana o kara kütle ne olursa olsun, size asla zarar vermeyeceğini söyledi.

Garip, değil mi? Gojo-sensei sana, Rika'nın öncelikle Yuta'yı korurken, onun bir parçasının bilinçaltında ona karşı ne kadar iyi olduğunun farkında olduğunu söylediğinde çok mutlu oldun.

"Yuta," yere yuvarlandığında dudaklarından yumuşak bir inilti kaçtı, ellerin soğuk çarşaflar ve havadan başka bir şeye tutunamadı.

Uyanmak için çok erkendi...yada, çok geçti. Telefonunu yukarıda tutarken, parıldayan beyaz ekrana gözlerini kıstın. 2:34... "yedide kalkmam gerekirken neden 2:34'te kalktım", diye düşündün, iç çekerek ve kafanı kaşıyarak.

"Bubs," diye seslendin, sonunda gözlerin onun sağındaki masada oturduğu yere ilişti. Bilgisayardan yayılan ışık profilini aydınlatıyordu ve kahretsin, şuan kesinlikle muhteşem görünüyordu. Parmakları yazı yazıyordu, önünde ne varsa okurken gözleri kısılıyordu. Yaptığı şeye fazla odaklandığı ve seni duymadığı belliydi. Boğazını temizleyerek tekrar denedin, "Yuta."

"Hm?" Diye tepki verdi.

"Yatağa gel" dedin. Ne yapacağını görmek için bir an bekledin ve yazmaya devam ettiğinde bacaklarını yatağın kenarından sarkıttın.

Giydiği tişörtten onun teninin sıcaklığını hissedebiliyordun. Kollarını onun omuzlarına yaslarken, yanağını dikkatlice başının üstüne yerleştirdin. Ekranı kaplayan küçük siyah karakterlerle word belgesi yazıyordu. Ne üzerinde çalıştığından tam olarak emin değildin, ama saat geç olmuştu. Yuta'nın gözlerinin altındaki torbalar düzelmiyordu ve sen dürüstçe ve gerçekten, sadece uyumasını istiyordun.

Siyah tellere bir öpücük kondurup öne eğildin, ellerini uzağa fırlatıp 'bir dakika daha' için yalvarışlarını görmezden geldin ve çabucak belgeyi kapattın. Dizüstü bilgisayar yumuşak bir "klik" sesiyle kapandı, ses neredeyse sessiz odada yankılandı.

Uykulu bir şekilde yanağını bir kez daha öptün ve o başını yana yatırıp solgun boynunu sana gösterdi. Yorgundu, öyle olduğunu biliyordun ve o da öyle olduğunu biliyordu. Dudaklarını nazikçe tenine dayadın ve "Lütfen?" diye mırıldandın.

"Tamam," dedi bir süre sonra, "Hadi uyuyalım."

____________《♡》____________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

____________《♡》____________


°Hii ben geldim, buraya hep aynı şeyler yazıyorum ama söyleyecek bir şey gelmiyor üzgünüm :\ Neyse size bir soru sorcam Sonraki one-shot Getou mu Nanami'mi olsun?

°Çeviri veya yazım hatam varsa sorry ve oy vermeyi unutmayın lütfen<3

°Love you, bye♡♡♡

𝙅𝙪𝙟𝙪𝙩𝙨𝙪 𝙆𝙖𝙞𝙨𝙚𝙣 [QUOTES AND ONE-SHOTS]Where stories live. Discover now