5

3K 224 27
                                    

Medya; Moira

Düzenlendi

****

Çoğu kişi hayatındaki en güçlü hissiyatı sorguladığında birçok neden sayar ancak güven kavramını es geçer. Nedeni basit ve bellidir, sarsıldığında benliğinizi en savunmasız ve yalnız hissettiren duygu güvendir. Arkadaşlıklarda, aşkta ve ailede.

Gözlerimi araladığımda hala göletin içindeydim ancak hava kararmıştı. Titreyen bedenim ile birlikte kıyıya yüzdüğümde ruhumu ilk defa bu kadar incinmiş hissediyordum. Zemine tutunduğumda güç uyguladım ve bedenimi sudan ayırdım. Çıplak bedenim zeminle buluştuğunda esinti nedeniyle ufak bir irkilme yaşamıştım. Oturduğum yere uzandım ve düşündüm, Antik dünyada annem ile Zeus'u birlikte görmem hayatımda ilk defa değer yargılarımı sorgulamama sebebiyet vermişti. Annemin Zeus ile ne gibi bir geçmişi vardı, ve en önemlisi benden neyi saklıyordu?

Kafamı çevirdiğimda katlanmış bir havlu görmüştüm, muhtemelen kalisya katlamıştı. Antik dünyada gördüğüm sanrılar nedeniyle zihnim o kadar karışıktı ki Rhea'nın beni ziyaret etmesini dahi anımsayamamıştım. Dizlerimden güç alarak kalktığımda eklemlerim uzun süre su altında kalmamdan dolayı sızlamıştı. Havluyu bedenime sardığımda odamın kapısını araladım ve içeri girdim. Gözüme çarpan ilk detay masamın üstündeki zarftı, hatırlayabildiğim kadarıyla gölete girmeden önce zarfı görmemiştim.

Kahverengi zarfı elime aldığımda içimde nedensizce meydana gelen gerginlik duygusu ile birlikte açtım, açığa çıkan düz yazı hoş ve doğruyu söylemek gerekirse kusursuzdu.

akşam Afordit'in yemek daveti var, hazırlan.

Ares

mektupta yazılanlar kısa ve basitti ancak niçin bana demek yerine bu yola başvurduğunu anlayamamıştım. Muhtemelen odamı ziyaret etmiş ve gölette olduğumu görünce yazma gereksinimi duymuştu. Akşam diye belirttiğine göre sabah civarı olmuş olmalıydı. zihnimden Kalisya'ya çağrı yolladığımda gelmesi çokta geç olmadı. Kapının tıklanma sesi geldiğinde onaylarak gelmesini söyledim.

"Gel!"

İçeriye girdiğinde yanakları kızarmış ve aceleci duruyordu. onun bu haline tebessüm etmeden duramadım. "Yorulmuş gibisin" derken Kalisya tedirginlikle gülümsedi. Gözlerine baktığımda bu yorgunluğun altında bulunduğu durumdan şikayetçi olmadığını anlayabiliyordum.

"Evet efendim, mutfaktaydım" diyerek cevap verdiğinde başımı sallarken zarfı ona doğru uzattım "Bu akşam Tanrıça Afrodit'in yemeği var. Nedimem olarak sende katılıyorsun." demiştim

Kalisya şaşırmış gibi gözükürken saniyeler saniye gözlerindeki şaşkınlığın endişeye dönmesini izlemiştim. Buna anlam veremezken heyecanla konuşmaya başladı.

"Tanrıçam, gerçekten çok teşekkür ederim ancak bunu kabul edemem, Tanrı Ares size daha rütbeli bir saray nedimesinin eşlik etmesini ayarlayacaktır" Dedi ve bakışlarını kaçırdı.

Cümlelerini sarf ederken gözlerine baktığımda dilinden çıkanlarla asıl amacının manevi olarak eş değerlilik taşımadığını fark etmiştim. Bana eşlik etmemek istemesi ve Ares'i bahane olarak sürmesi gözümden kaçmazken asıl takıldığım yalan söylemesiydi, eşlik etmek istememesi değil. Bunu üstelememeye karar vererek beklentiyle bakan gözlerine karşılık cevap verdim.

"Peki, öyle olsun. O zaman beni hazırlayabilirsin" dediğimde Kalisya rahatlamış olmalı ki derince bir nefes verirken dolaptan açık mavi bir elbise çıkardı. Elbisenin göğüs kısmında hafif bir dekolte varken kuyruğu uzundu. Rengi su gücümü belli etmek istercesine bir maviliğe sahipken ışıltılı kumaşıysa tanrıça olduğumu haykırır bir nitelik taşıyordu. Bacak kısmındaysa ufak bir yırtmaç varken yırtmaç yalnızca otururken açılıyordu.

Tanrıça'nın İlahisiWhere stories live. Discover now