Sırlar, Yalanlar ve Kararlar Bölüm 4

7.1K 682 14
                                    

“Ne yemek isterseniz? Burada gerçekten çok güzel yerler var. Ama yemek
istediğiniz tarza göre götürelim sizi. “
“Balık lokantası ya da kebapçı olabilir.”
“İki sokak aşağıda güzel bir kebapçı var. Balık için ise biraz yürümemiz lazım.”
“Ben çok açım. Bu akşam kebap ile yetinelim. Başka zaman balık yeriz.”

Aden, tekrar görüşme vaât eden bu cümleden de rahatsız oldu. Neden tekrar görüşmek istiyordu? Acaba Çiğdem'i beğenmiş olabilir miydi? Bunun için mi, Çiğdem teklifi kabul etmişti? Arkadaşının düşüncelerini okuyamayacağı için o da daveti kabul etti ve yürümeye başladı. Çiğdem'in bahsettiği kebapçı ara sokakta küçük bir dükkândı. Fakat her zaman neredeyse tüm masaları dolu olur, paket servise elemanlar yetişemezdi. Kızlar dükkânın önüne gelince Ferhat, onlardan önce davranıp kapıyı tuttu. Çiğdem, önden girince tezgâhın arkasındaki usta kafasını kaldırdı ve gülümseyerek,
“Oooo siz bizim dükkânın yolunu hatırlar mıydınız? Hangi rüzgâr attı
kızlar? ” dedi. Çiğdem, göz kırparak “Sana yeni bir müşteri getirdik, Rıza usta” dedi, Ferhat'ı göstererek.
“Buyurun beyim, hoş geldiniz. Bizim kızlar sağ olsun bana müşteri getirmeyi
pek sever. Sayelerinde işlerim çok arttı.”
Ferhat, bu cümlelerden sonra, soran bakışlarını Aden'e çevirdi. “Öyle mi? Ben son kurban mıyım?” dediğinde sesinde şaka yapan bir ton yoktu.

Aden, cümlelerin ardında yatan anlamları kavradığı için rahatsız olmuştu. Aslında bu akşam buraya üçüncü kez birisini getirmişlerdi. Daha önce gelenler de Çiğdem'in oturduğu apartmandan komşularıydı. Zaten onlarla da ikinci kez gelinmemişti. Üstelik tüm komşuları zaten üs de görevli kişilerce detaylı araştırmadan geçirildiği için içleri rahat gelmişlerdi. Rıza usta yine Çiğdem'in arkadaşı diye düşünmüş ve o yönde konuşmuştu. Ferhat'ın bakışlarında soru işaretleri uçuşuyordu.
“Siz şu boşalan masaya geçin, şimdi siparişlerinizi almaya gelir çocuklar.”
“Tamam, Rıza usta”
Kızlar yeni silinen masaya oturduklarında ne yiyeceklerini düşünüyorlardı. İkisi de uzun zamandır kırmızı et yememişti. Aden de Çiğdem de bu fırsatı değerlendirmeye karar vermişti. Nasılsa artık daveti kabul etmişlerdi. Bari keyfini çıkartarak karınları doysun diye düşündüler.   
       
“Kızlar, en güzeli hangisi? Ne tavsiye edersiniz?”
“Ben en çok kuzu şişini seviyorum.” dedi Çiğdem. Aden ise,
“Her şey güzeldir. Hepsinin tadına bakmak istersen karışık ızgara tabağı
iste.” diye gecenin başından beri ilk kez kendiliğinden konuşmuştu. Ferhat gülümseyerek,

“İşte bu fikri sevdim. Tamam karışık ızgara yiyeceğim.” dedi.

Bu arada masaya lavaş, yağ ve tulum peyniri ile fındık lahmacun gelmişti. Ayrıca yeşilliklerden de bolca konmuştu masaya. Ferhat hizmeti görünce kısa bir ıslık çalmıştı. Siparişlerini verdiklerinde üçü de ayran istemişti. Yemekleri gelene kadar muhabbet etmeye başladılar. Ferhat kızları tanımak için sorular sormaya başlamıştı.

“Ne iş yapıyorsunuz, bayanlar?” diye her ikisine de aynı anda sormuştu.
Çiğdem başladı önce konuşmaya.

“Ben bir muayenehanede telefonlara bakıyorum.” dediğinde Aden de işini söylemek durumunda kalmıştı.
“Ben de bir tekstil firmasında sekreterim.” demişti.
“Öyle mi? Tekstil piyasasında durumlar hep kötü derler. Sizin şirket
sağlam mı? Yeni misin?”

“Şirketimiz oldukça eski, ben de üç yılı aşkın süredir aynı firmadayım. Hep büyük firmalara çalıştığımız için işlerimiz iyi. “
Aden’in işini savunması hoşuna gitmiş olmalı ki, hafif tebessümle dinlemeye başlamıştı, Ferhat.  Çiğdem, ikisi arasında geçen konuşmaları yarım kulak dinliyordu. Ferhat’ın Aden’e olan bakışlarından hoşlanmıştı. Tabii Fulya ve Ayşe olarak…

Ferhat, bu ela gözlü kızın gözlerinin derinliğinde kaybolmuş gibiydi. O konuşurken tüm hareketlerini inceliyor, ellerine dudaklarına, gözlerine bakıp duruyordu. İlgisini açıkça belli ettiğinin belki de farkında değildi. Aden ise hala Ferhat’ın ilgisinin Çiğdem’e yönelik olduğunu düşünüyordu. Kafasını Çiğdem’den tarafa çevirdiğinde, O’nun masa ile hiç ilgilenmediğini fark edince şaşırdı. Ferhat’a tekrar baktığında, O’nun da kendisini izlediğini görünce şaşkınlığı arttı. Ve ilk defa ilginin kendisine yönelik olabileceğini düşünmeye başladı. Şimdi hiç sırası değildi. Başında bir sürü dert varken yeni bir derde ihtiyacı yoktu. Eğer böyle bir şey varsa hemen tavrını koyacaktı. Hayatında en son isteyeceği şey, bir erkekti.

Sırlar, Yalanlar Kararlar Where stories live. Discover now