YAVUZ AK ( hihi değişiklik yapayım ve yayuz abiden yazayım dedim )
Hastanede ki koşuşturmadan dolayı canım çıksa da severek yapıyordum mesleğimi. bugünün yoğun olmasında ki başka bir sebepte yeni stajyer gelmesi gerçi stajyer Meleğe gelmişti ama aramızda senin benim olmadığı için ikimizin de stajyeri oluyordu stajyerin adı Onur Ay ( sarıl bana kitabındaki ) yakışıklı bir beyefendiydi ve gözlemlerime göre işini iyi yapıyordu.
kapımın çalınması ile 'gir' deyip ilk kapının açılmasını sonra ise yavaş yavaş içeri adımlayan meleğime baktım sağ gözündeki hafif morluk çok şükür geçmişti. meleğimi o kadar çok seviyordum ki ... kapıyı kapatıp yanım adımlayıp kollarını boynuma dolayıp kafasını omzuma gömdü hiç beklemeden ellerimi beline yerleştirdim.
omzumdaki ıslanması ile kaşlarımı çattım.
- meleğim ne oldu ?
Melek= y yok bir şey abim
- bebeğim neden ağlıyorsun o zaman ? biri bir şey mi dedi hemen gideyim halledeyim ağlama lütfen güzelim
Melek= a abi b ben babamın yanına gidebilirmiyim?
anlamsam da kafamı olumlu anlamında salladım arabanın anahtarını ona uzatınca ilk önce gözlerindeki yaşları silmiş ardından kızaran gözlerini bana dikip yanağımı öpüp anahtarı aldığı gibi odamdan çıkmıştı.
MELEK'TEN
Arabaya bindiğim gibi askeriyeye sürmeye başladım. insanlar neden bu kadar kötüydü ne zararımız vardı insanlara ? neden insanlar karşısındaki kişileri canı ile değer verdikleri ile vurmaya çalışırlar bu kadar mı acizler bu kadar mı düştüler?
askeriyeye gelince hızla park ettim arabayı , nöbetçi askerlere kimliğimi gösterip içeri girdim hızla içeri girmem ile etrafa bakmadan binaya doğru koştum. bu durumda ne yapıyorduk hah buldum derin nefes al ver al ver al ver hayır hayır ben babamı istiyorum. evet hala küçük bir çocuk gibi babamı istiyorum o bana sarılırsa kimse bana yaklaşamaz çünkü o babam o beni korur babalar korur tek istediğim babamın himayesine girmek. babamı istiyorum ben . babamın olduğu kata gelince ağlamam artmıştı. kattaki askerden babamın içerde olduğunu duyunca diğer dediklerini dinlemeden odaya doğru koştum zaten dinleyecek halimde yoktu ya. odaya çalmadan daldığımda bulanık gözlerimden sadece babamı görmüştüm oda zaten benim ağlayan suratımı görünce ayağa kalmıştı . bulanık gözlerimden bile bana endişe ve korku dolu bakışlarını görmüştüm daha fazla zaman kaybetmeden koşarak babamın o güçlü kollarına sarıldım. sarılmama anında karşılık vermesi ile daha sıkı sarıldım.
- ba baba
babam= kızım güzel kızım
konuşmak için açtığım ağzımı hıçkırığım ile geri kapattım o sıra amcamın sesini duydum
Tarık = Melek güzelim ne oldu ?
....
dakikalar saniyeler saliseler geçti belki de 1 saat oldu ama benim kollarım hala babamın boynunda babamın elleri ise hala benim belimeydi hıçkırıklarım durmuş göz yaşım yok denilecek kadar azalmıştı. odada amcamın sorusuna büyük bir hıçkırık bırakmıştım amcamda odada olan benim fark etmediğim kılıç timi ile odadan çıkmış odada babam ile beni tek bırakmıştı. geri çekilerek babamın askeri formasının üst tarafının benim göz yaşlarım ile hafif ıslandığını görünce kıkırdadım
![](https://img.wattpad.com/cover/273085145-288-k516410.jpg)
YOU ARE READING
KILIÇ
Spiritualo dinine düşkün bir doktordu gerek işinde gerek aile bağlarında başarılı biriydi . masum ve yerine göre hareket eden güzel bir kızdı . MELEK o ciddilik isteyen dinine düşkün ve mümkün olduğu kadarı ile dininin yasak ve emirlerine uyan sert bir aske...