12.BÖLÜM

316 10 4
                                    

MULTİ: DERİN

Ne gördüğümü hatırlamadığım bir rüya ve ben çığlıklar içinde uyanıyorum. O kadar çok terlemiştim ki avuç içlerim deli gibi yanıyor, şakaklarımdan ter damlacıkları süzülüyordu. Nefes nefese kalmış, nefes almakta hala zorlanıyor durumdaydım.

Yatağa oturmuş gördüğüm rüyayı hatırlamaya çalışıyordum. Ne zaman kötü bir rüya görsem, o gün mutlaka kötü bir şey olurdu. Bugün ne olacağını kendim bile bilmiyordum. Nasıl hissettiğimiyse hiç bilmiyordum. Aklımda sadece kötü olduğunu bildiğim bir rüya vardı. Hatırlamaya çalıştığım, fakat hatırlayamadığım bir rüya...

En sonunda rüyayı düşünmeyi bırakıp banyoya doğru yol aldım. Duşa girmem şarttı çünkü oldukça terlemiştim.

Suyu sıcağa ayarlayıp hemen küvetin içine girdim. Üzerimden çıkardıklarımı hiç aldırış etmeden bir sağa, bir sola savurmuştum.

Su beni azda olsa rahatlatmıştı. Gözlerimi kapatıp başımdan akan suyu düşünmeye başladım. Odaklanmaya çalıştığım sadece suydu fakat ben hala rüyanın ne olduğuna takılıydım. Bir şeyler görmüştüm, oldukça korkunçtu, ama tam olarak ne görmüştüm?
Dışarıdan gelen bir sesle aniden irkildim. Başımı duş kabininden dışarı çıkarıp sese kulak vermeye çalıştım.
Ses gelmediğini anladığımda ise tekrar başımı kabinin içine soktum.
Rahatlamalıydım...
Banyonun kapısının aniden açılmasıyla rahatlamak için kapattığım gözlerimi kocaman açtım. Kabinin dışında gördüğüm silüeti tanımaya çalışıyordum. Ellerimi göğüslerimi kapatmak için etrafıma sarmış, bacaklarımı da kendime çekmiştim.
"Derin?"
Bu Buğra'nın sesiydi. Benim burada olduğumu bildiğine kesinlikle emindim ama kabine yaklaşmıyordu. Cam her ne kadar buğulu olsada onun kabine yakın olmadığını görebiliyordum.
"Buğra çıplağım. Burada ne işin var? Lütfen çıkar mısın?"
Öylesine utanmıştım ki söylediğim her bir kelime dişlerimin arasından sinirle çıkmıştı.
Yavaşça kabine doğru yaklaşmaya başladığında kalp atışlarıma engel olamamaya başlamıştım.
Aynı yavaşlıkta kabinin kapısını açmıştı. Öylece bana bakıyordu. Yine yavaşça aşağıya doğru eğildi ve başını kabinden içeri soktu.
Yüzü benim yüzüme öyle yakındı ki kalbim artık durma noktasına gelmişti.
"Benden utanıyor musun?"
Bunu söylerken aynı zamanda ellerini yüzümden saçlarıma doğru kaydırmıştı.
"Hayır." diyebilmiştim sadece gerçeği saklayarak.
"O halde bu güzel vücudunu benden saklamamalısın." dedi ellerini bileğime doğru yöneltirken.
Öylesine şaşırmıştım ki hiç bir tepki veremiyordum. Sadece şu an o ne isterse onu yapacak gibi sersemlemiştim. Ellerini yüzümde gezdirmesi, saçlarıma dokunması, yüzünün bana bu kadar yakın olması beni sersemletmişti.
Yavaşça göğüsümde kavuşturduğum ellerimi açtı. Saçlarımı geriye doğru attıktan sonra gözleri bir süre vücudumda gezindi.
Sonra tekrar gözleri yüzüme döndüğünde hemen ayağa kalkıp kapının arkasında duran havluya yöneldi. Havluyu eliyle bana uzattı ve gözlerini benden ayrı bir noktaya sabitledi.
"Özür dilerim."
Neden özür dilediğini idrak etmeye çalışıyordum ama özür dilenecek hiç bir şey yok gibi görünüyordu benim açımdan. Havlu elinden almamla kapıdan çıkıp gitmesi bir olmuştu.


Bu anı hatırlıyordum.  Rüyamda gördüğüm o kötü an, buydu.

Uzun bir zamanın ardından yeni bir bölüm yayınlayabildim sonunda. Vaktim olmadığı için yayınlayamıyordum ama bundan sonra bu kadar geç kalmayacağıma emin olabilirsiniz.
Sizleri seviyorum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

DENİZ MAVİSİWhere stories live. Discover now