Bilek Hakkı (2. Sezon ilk bölüm)

486 22 80
                                    


Hızır'ın zehirlenmesinin üstünden 3 ay geçmişti. İsimsizler yaptıkları son olaydan sonra ortadan kaybolmuştu. Diğer masa ise kendini göstermemiş, normal bir şekilde ticaretine devam etmişti. Hızır ile Ünal da o sırada yeni masa kurallarına zaman ayırmıştı. Diğer adaylar ile görüşmeler yapıyorlardı. Davut Ankara'da normal hayatına devam ediyordu. Ceylan ise bu süreçte yanına bir asistan almıştı ve işlerini onunla birlikte yapıyordu. Alpaslan ve Defne'nin kripto para hazırlıkları bitmiş diğerlerinden gelecek haberi bekliyorlardı. Hızır Ali ve İlyas ise masada oluşabilecek güvenlik açıklarının giderilmesine yardımcı oluyorlardı. Ömür'ün teklifini kabul eden İlyas Ömür ile tedaviye başlamışlardı ve devam ediyorlardı. Özlem ise Ünal'ın varisi olduğundan Ünal tarafından ilişkileri ve diğer konularda yetiştirilmeye başlanmıştı.

Yeni bir güne uyanan Çakırbeyli halkının keyfi genel olarak yerindeydi. Sabah Özlem'in öpücüğü ile uyanan Alpaslan çok mutluydu. Sevdiği kadın onun kollarındaydı. Havanın güzel olduğunu fırsat bilip yine koşuya çıkmaya karar verdiler. İlyas ve Ömür o sabah Poyraz tarafından uyandırıldı. Bakın resim yaptım diye gelip her ikisinin de uykusunu bozmuştu. 

-Gel bakayım baş belası!

 İlyas Poyraz'ı Ömür ile ikisinin arasına aldı. 

-Baş belası deme benim Poyraz'ıma asıl baş belası sensin. Değil mi Poyraz?

Ömür Poyraz Ömür'e sarıldı ve onu öptü. İlyas :

-E ama beni yalnız bıraktınız şimdi. Benim yanımda kim olacak?

-Sen de bizim yanımızda ol karşımızda olma o zaman hiç yalnız kalmazsın.

-Hayatım ben senin her zaman yanındayım, sen yakınımda olsan da olmasan da.

 diyen İlyas karısının yanağına bir buse kondurdu ve oğlu ile karısına sarıldı. Poyraz da onlara yaptığı resmi anlattı.

 Ceylan ve Hızır ise uyanalı bir miktar olmuştu. Giyinirlerken bir yandan sohbet ediyorlardı. Ceylan 

-Offf. E bu da olmadı dar geldi. Ama ben bunu daha 2 hafta önce almıştım.

 Hızır :

-Ben sana dedim o kadar çok alma aynı bedenden dar gelecek demiştim. Neyse bugün bak istersen kendine bir şeyler. Git gide balon oluyorsun Anne aslan.

 Diye takıldı ve Ceylan'ın karnını sevdi. 

- Göbeğinden ayaklarının ucunu görmüyorsun Maviş. Benimki o kadar büyük değil daha bak! Hadi benimki bebekten seninki ne yemekten! Geliyor musun bugün randevuya?

Hızır da işi çıkmazsa geleceğini, ama işi çıkarsa da gelmeyi çok isteyeceğini söyledi. O gün bebeğin cinsiyetini öğreneceklerdi. Herkes kahvaltıya inmişti. Ceylan Hızır'a bu gidişle yüz kilo olacağından hiçbir kıyafete girmeyeceğinden bu yüzden de annesi ile konuşup onu rahat bırakmasını istedi. O sırada Hayriye ve diğerleri arkalarında oldukları için duydu. Söylediklerini duyduğu için Ceylan utanmıştı. Hayriye ise içerlemişti. 

- Ha ben yedurmişum da ne etmişum. Kötü mü etmişum? Hamile kadun yiyecek elbet! Sen kilo aldum diye şikayet ediyursun. Uşağa gideceğuni hiç düşunmeyirsun. Hem incecuktun zaten iyi etmişum. Etmam o vakit, analuk da etmam. Bunların hiçbirina etmedağum analiği sana etmişum daha ne!

Önden önden ilerledi. Herkes birbirine baktı. Hızır Alpaslan'ları bir şey konuşmak için bahçeye çıkardı. Evin kızları da mutfağa kahvaltılıkları hazırlamaya gitti. Ceylan da o sırada Hayriye ile arasını düzeltmek için arkasından gitti. Söyledikleri için üzülmüştü. Hayriye onunla konuşmamak için elinden gelen her şey ile ilgileniyordu. Ceylan da onun ilgisinin ne zaman ona döneceğini merak ettiği için bekledi. Hayriye de ne zaman konuşacak diye göz ucuyla kontrol edip durdu. Ceylan Hayriye'nin onun konuşmasını beklediğini fark edince söze girdi: 

CAN HAVLİWhere stories live. Discover now