「 14. bölüm 」

2.2K 210 184
                                    

❛  speechless  ❜

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❛  speechless  ❜

Önünüzdeki birkaç gün Karasuno'nun tüm maçları kazanmasıyla geçti. Sonunda Aoba Johsai'ye karşı maç yapacakları gündü. Son birkaç gündür Tsukishima seninle konuşmuyordu ve konuşmamasının Tooru gibi saçma sapan bir sebepten dolayı olması sinirini bozuyordu.

Koç maç başlamadan önce konuşma yapıyordu. Konuşmasının sonunda "Size inanıyorum çocuklar." dedi.

Şans dilemek için çocukların yanına gittin. "Hepiniz bunun için çok çalıştınız, bu yüzden savaşın yoksa hepinizin götünü keserim."

Tanaka ve Nishinoya sahte gözyaşları dökerek "Y/N-chan çok havalısın!" dediler.

"Tşk tşk. Sizin için bol bol tezahürat edeceğim." dedin.

"Görünüşe göre bizim için tezahürat etmekte zorlanacaksın." diye araya girdi Tsukishima.

“Neden zorlanacakmışım?"

"Arkadaşın Tooru bize karşı yarışıyor ne de olsa."

"O benim arkadaşım olabilir ama ben sadece sizi destekliyorum."

"Neyse ne."

Oyun başladı ve Karasuno ilk seti aldı. Onlar için tezahürat yaparken boğazının kısılacağını falan zannettin. Maç devam etti ve çocuklar yeni bir oyuncunun oyuna girmesinden sonra biraz gerildiler. İkinci seti Aoba Johsai aldı. Son sette Karasuno daha önde gidiyordu. Aoba Johsai ve Karasuno kazanmak için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlardı.

Bu son puanla gözlerinin yaşardığını hissettin. Hinata ve Kageyama'nın hızlı atağı ve Karasuno'nun kazandığı an.

"EVEEEETTT!!!!" Bağırdın ve hemen takımının yanına indin. "Tebrikler!!!"

Nishinoya sana doğru koşarken  "Y/N-chan biz kazandık!!" diye bağırdı ve sana sarıldı.

Sonra Tsukishima'ya sarılmak üzere yanına geldin ama o geri adım attı. "Tsukki, sorun ne?"

"Terliyim."

Ona sarılarak "Umurumda değil." dedin.

Geri çekilip ona baktığında dudaklarında küçük bir gülümseme olduğunu gördün. Gözlerinden aldıkları galibiyetten gerçekten mutlu olduğunu, ancak bunu göstermek istemediğini anlayabiliyordun. Etrafına baktın, herkes mutluydu. Onlarla ilk tanıştığında nasıl olduklarını ve hedeflerinden sadece bir adım uzakta oldukları noktaya kadar nasıl geldiklerini hatırladın.

Akşam yemeğinde herkes çok iyiydi. Yemek her zamankinden daha erken bitti ve herkes odalarına çekildi. Menajerlerle birlikteydin. "Bunu özleyeceğim." dedi Kiyoko. Seneye mezun olacağı aklına geldi. Ona baktın ve gülümsedin.

Gece bir türlü uyuyamıyordun. Gözlerini açtın ve pencereden dışarı baktın. Ay'ı görünce, bu sana sadece tek bir kişiyi hatırlattı, Kei.

Biraz yürümek için odadan çıktın ve kendini balkonda buldun. Görmeyi umduğun kişiyi bulduğunda kendi kendine gülümsedin. “Hey." dedin ama cevap alamadın. "Tsukki, neden beni görmezden geliyorsun?" Hala cevap vermiyordu. "Kei, lütfen-"

"Seni görmezden gelmiyorum."

"Geliyorsun. Kendini benden uzaklaştırıyorsun ve benimle eskisi gibi konuşmuyorsun. Bir şey mi yaptım?"

Sesindeki endişeyi hissedebiliyordu ve sana bu şekilde davrandığı için kendini kötü hissediyordu. “Hayır. Dediğim gibi, seni görmezden gelmiyorum."

"O zaman neden yüzüme bakmıyorsun?"

Sonunda sana bakmak için sola doğru döndü. Loş ışıkta yüzünü okuyamıyordun ama her zamanki gibi yüzünde düz bir ifade vardı. "Her neyse, neden buradasın, şu anda Oikawa'yı teselli etmen gerekmiyor mu? Üzgün olmalı."

"Onunla derdin ne?"

"Senin gibi sinir bozucu birisi."

"Tsukki sen kı-"

"KISKANMADIM!"

"Daha cümlemi bile tamamlamadım. Neden bu kadar kızgınsın?"

"Ben aptal değilim. O adamı kıskandığımı mı sanıyorsun? Onu kıskanmaktansa yemek yerken boğulup ölmeyi tercih ederim."

"Tsukki, tam bir salaksın."

"Neyse ne. Sen git sevgilinin yanına dön."

"O benim sevgilim falan değil."

"Evet öyle."

"Hayır değil!"

“Evet."

"Tsukki!"

"Y/N!"

"Seni seviyorum!"

Birkaç saniye Tsukishima'nın suratına baktın, ne dediğini fark ettiğinde önüne dönüp aşağıdan geçenlere bakmaya başladın. Kızaran yüzün ile ona bakamayacağını biliyordun. Böyle söylemenin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu düşünüyordun.

"Ne?" Tsukishima sırıttı ve başını eğerek sana baktı. Sen ona cevap vermeyince yavaş adımlarla sana yaklaşmaya başladı. Son bir adım daha attığında yüzünü ona çevirdin. Birbirinizden sadece birkaç santim uzaktaydınız. "Beni seviyor musun?" diye sordu. Sıcak nefesini yüzünde hissedebiliyordun.

Kendini konuşmaya zorladın. "Ben-" ve bir kelime daha söyleyemeden onu seni öperken buldun. Donup kaldığını hissettin, kalbin deli gibi atıyordu, her an göğsünden çıkabilirdi.

Tsukishima yavaşça yanaklarını tuttu ve öpmeye devam etti. Birkaç saniye sonra uzaklaştı. Öpücüğün büyülü olduğunu düşündün. Ona baktın, hala olan şeylerin şokundaydın, ve o sadece gülümsedi.

Oha harbi gülümsedi

Bi saniye bu şimdi beni mi öptü

Geri öpse miydim

Mal gibi donup kaldım

Ulan Tsukki beni soktuğun duruma bak

"Suskun kalmanı seviyorum." dedi ve uzaklaştı.

Hay amk

dino plush | kei tsukishima x okuyucuWhere stories live. Discover now