1. İlk Raks

20 1 0
                                    


Merhaba <3 Ben bir yola daha çıktım ve artık aklımdaki bu kurgu yazıya dökülsün dedim. Okumanız, oy vermeniz, yorum yapmanız beni çok mutlu eder. Elbet hatalarım olabilir ama lütfen onları mazur görün.  Umarım severek okursunuz.

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu-Kaç Yıl Geçti Aradan

***

1. Bölüm | İlk Raks

"Pes etmiyorum. Onlar öyle sanıyorlar." dediğimde babamın kahkahası odanın içinde yankılandı. Bu beni de gülümsetmişti.

"Bu proje için daha tecrübeli birisini seçeceğimi bekliyorlar tabii, sen proje üzerinde çalışmaktan vazgeçtin sanıyorlar fakat seni hafife almaları işimize gelecektir elbet." keyiflenmişti. Kahvenin yanında gelen sudan bir yudum aldı.

"Maaşıma zam isterim. Sonuçta milyonlar kazanacaksın sayemde." diye dalgaya vururken sırıtıyordum.

"İş bu güzel kızım, ciddiye alman gerektiğini ne zaman anlayacaksın? Ayrıca rakiplerimiz de göz ardı edilmemeli. Hele Zifiroğulları... Kaybedersek onlara kaybederiz." derken yüzü asılmaya başlamıştı bile.

"Arkadaşsınız sanıyordum. Bilmiyor mu Zifir Bey bizim projeyle ilgilendiğimizi?"

"Biliyor tabii. Ama ciddiye almıyor pek projeyi. Dalgaya vuruyor, kaybetmek veya kazanmak çok umurunda değil. Arkadaşlık desen o herifte dostluk, yoldaşlık ne arar. Gerçi eşinin annenle arası iyiydi bir zamanlar." elini birkaç kez havada salladı.

Kapının tıklatılmasıyla bakışları kapıya çevrildi. Anlaşılan bana müsaadeydi. Burada da zamanım dolmuştu. Ceketimi koltuktan alarak ayaklandığım sırada odaya adını bilmediğim ve muhtemelen hiç öğrenmeyeceğim bir çalışan girdi.

"Akasya'nın yanına gideceğim, yarın tekrar uğrarım." babam başını sallarken kapının metal kulpunu çevirdim.
__

Ben akıttıkça toprak emiyordu. Ben fazlalaştırıyordum fakat gözümün önünde azalıyordu. En sonunda dayanamadım ve sürahinin içindeki bütün suyu tomurcukların üzerine döktüm. Bu çiçek de artık yaşamazdı. İyiliğin fazlası da hep zarardı işte.

İçerden kilit ve homurdanma sesleri gelirken sürahiyi çimenlerin üzerine bıraktım ve cam kapıyı iterek içeri girdim.

"Hayret bir şey! Hafta sonu yarın hafta sonu yahu. Benim ne işim var sabah sabah, koca koca adamların arasında." ayakkabılarını fırlatırken bana bağırıyordu. Akasya gelince eve hayat da geliyordu.

"Babam sorduğunda kabul etme dedim Akasya. Ama sen beni ne zaman dinledin ki." fırlattığı ayakkabıları ayakkabılığa koyduktan sonra tekrar bahçeye yöneldim. Cam kapıyı elimle iterken bir kulağım hala ondaydı.

"Fark ettin mi bilmiyorum ama o benim patronum, babam değil. O işi kabul etme bu işi kabul etme... Ee bu adam demez mi sana niye para veriyorum ben o zaman diye." derken kendini hamağa bıraktı.

"O senin emmin emmin."

"Sen de emmioğlu mu oluyorsun?"

"Sanırım."

Çimenlere uzanırken elimi gözüme güneş vurmasın diye siper ettim.  Bakışlarım öldürdüğüm çiçeğe dokunurken kısa süreliğine oluşan sessizlik Akasya'nın yüksek sesiyle bölündü.

"Poyraz da davayı almakla hata yaptığımı söyledi. Bak Mercan bu işin içinde başka bir iş varsa söyle çünkü Poyraz beyler de hiç ağzını açmıyor." derken o da yanıma uzanmıştı.

MÂHÎ BEYAZIOnde histórias criam vida. Descubra agora