5. BÖLÜM : Uyanış

114 8 8
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, hayalet okuyular yaptığınız hiç hoş değil ha!

•••

~Başak~

Çok halsizdim. Aylardır hiçbir şey yapmayıp, öylece oturmama rağmen kendimi çok yorgun hissediyordum. Boğazım kurumuştu. Su içmek için ayağı kalkmalıydım ama çok üşeniyordum, sadece oturmak istiyordum. Kendimi biraz zorlamalıydım.

İki elimle yorganımın üstüne bastırarak yatağımdan destek aldım ve ayağa kalktım. Ağır adımlarla odamın kapısına doğru ilerleyip, fazla ses çıkarmamaya özen göstererek açtım. Odamdan çıktıktan sonra merdivenlerden aşağıya inip, mutfağa girdim ve yukarıdaki dolaplardan birinden bardak alıp, sürahiden su doldurdum.

Tamamını içtikten sonra bir kez daha doldurup, kafama diktim ve mutfaktan çıkıp merdivenlere doğru yöneldim. Odama geri çıkmaya yeltenirken babamın sesi beni durdurdu.

"Başak."

Yavaşça arkama döndüm ve babam konuşmasına başlarken konuyu tahmin ederek çıkmayı durdurduğum basamağa oturdum.

"Bak, Bals... Uzun zamandır konuşmaya çalışıyorum ama konuşamıyorum çünkü seni rahat bırakmak istiyorum, dinlenmen için. Bu kadar yeter, artık zamanı geldi. Buna bir son vermelisin. Şu haline bir bak, yaşayan bir ölü gibisin."

Yaşayan bir ölü...

"Artık eskisi gibi olman gerekiyor. Arkadaşlarınla vakit geçir, sosyalleş... Hayat devam ediyor, kabullen artık. Onlar geri gelmeyecekler, kimseye bir haber vermeden gittiler ve seni umursamadılar. O seni hak etmiyor, diğerleri de seni gerçekten arkadaş olarak görmüyorlardı. Gerçeklerin farkına var ve hayatına devam et, lütfen..."

Sıkıntıyla ofladığımda iki elini beline koydu ve konuşmasına devam etti.

"Eğer böyle devam ederse seni annenlerin yanına, Antalya'ya yollamak zorunda kalacağım."

Hemen panikle bağırdım.

"Hayır! Gitmek istemiyorum, burada kalmak istiyorum!"

"O zaman düzel, lütfen..."

Yavaşça kafamı salladım ve oturduğum basamaktan kalkıp odama çıktım, baba sözünü dinleyecektim.

Şeyda'dan şu Burak meselesini öğrenme vakti geldi...

***
Ertesi gün daha az ölü bir şekilde odamdan çıkıp, aşağıya indiğimde babam mutfakta oturmuş gazete okuyordu.

Üstüme koyu yeşil bir gömlek ve altıma da koyu mavi, bol bir kot pantolon giymiştim. Babam okuduğu gazetesinden kafasını kaldırıp, beni baştan aşağı süzerken içimi çektim.

"Kızım?"

Günlük kıyafetler giydiğim için çok şaşırmıştı ve "Şeyda ile sinemaya gideceğiz." dediğimde daha da şaşırdı.

"Sen ciddi misin?"

"Evet. Fazla geç saatte dönmem. Görüşürüz. Seni seviyorum."

Hızlı hızlı konuştum ve kapıyı çekip, çıktım. Arka cebimden arabamın anahtarını çıkarıp, kapısını açtım ve ön koltuğa yerleştim. Aylardır araba kullanmıyordum ve direksiyonu tuttuğumda çok garip hissettim. Galiba gerçekten hayat devam ediyordu...

𝐃𝐨𝐥𝐮𝐧𝐚𝐲 𝟐: 𝐘𝐄𝐍İ 𝐀𝐘 | 𝐄𝐧𝐁𝐚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin