Lestrange

3.1K 265 639
                                    

"Seninle bir ilgisi var mı?" dedim kısık bir sesle. Bir yandan şömineyi izlemekle meşguldüm.

"Neyin benimle bir ilgisi var mı?" dedi kitabını kapatarak.

"Ölen Hufflepuff'lı kızın."

"Nasıl alakası olabilir?" dedi iki kaşını havaya kaldırarak. "Sen dışında kimseye temas bile edemiyorum."

"Doğru.."

"Weasley! Bu saatte ortak salonda ne işin var?" dedi sert bir ses tonuyla. Kafamı kapıya çevirdiğimde parmağıyla koridoru gösterdi. "Odana git. Ya da McGonagall'ın odasına kadar sana eşlik edeyim."

"Abartma Pucey." dedim göz devirerek. Ayağa kalktığımda Riddle'da kalktı.

"Havada neden bir kitap var?" dedi Riddle'ın eline garipçe bakarak.

Riddle aniden kitabı yere attığında, "Büyüyle yaptığını söyle." dedi. Eşyaları Riddle'a verdiğimde onunla birlikte görünmez olduğunu düşünüyordum. Sanırım o da öyle düşünüyordu.

Kitabı yerden alarak, "Büyü ile yaptım." dedim. Ortak salondan çıkıp düşüncelerimle birlikte odama doğru gidiyordum. Acaba annem ve babam güvende miydi? Zümrüdüanka yoldaşlarını koruma altına almamaları kadar saçma bir şey yoktu sihir dünyasında. Hıçkırarak ağlayan bir kız sesi duyduğumda düşüncelerimi kenara bıraktım ve duraksadım. Seslere doğru ilerlediğimde Hufflepuff'lı kız Hannah Abbott ve Malfoy vardı.

"İğrençsin!" dedi Abbott dişlerinin arasından konuşarak. Bir yandan ağlamamak için kendiyle direniyor gibiydi.

"Kapa çeneni!" diye fısıldadı Malfoy. "Birisi duyacak. Başımı belaya sokma!"

"Bütün derdin bu mu?!" dedi kızgınlıkla. Bir yandan Malfoy'u bütün gücüyle itmeye çalışıyordu. En sonunda dayanamayarak dizlerinin üzerine çöktü. "Sen... Gerçekten berbatsın, Draco Malfoy." Durmak bilmeyen göz yaşlarını sildi. "Hala hangi yüzle onu içeri sokabildin? O bir katil!"

"Yapmak zorundaydım!"

Abott aniden ayağa kalkarak tekrar itti Malfoy'u. "Hep aynı bahane!" dedi isyan eder bir şekilde. Kaşlarını çatarak Malfoy'un mavi gözlerine daha da yaklaştı. "Bu sefer Azkabanı boylayacaksın Malfoy."

'O bir katil!'

Okuldaki katilden mi bahsediyordu? Düşüncelerime dalıp gidiyorken ayak sesleri duydum. Ayak seslerinin sahibi Riddle'dı. Daha ne olduğunu anlamadan kolumu tutup sürüklemeye başladı.

"Hey?" dedim kolumu ondan kurtararak. "Ne oluyor?"

Tedirginlikle etrafını inceledi. "Katil buralarda dolaşıyor." dedi. "Ve okulun içindeki seherbazları etkisiz hale getirmiş."

"O zaman McGonagall'a haber vermeliyim." Sağ koridora saptığımda bu sefer cüppemi tutarak çekiştirmeye başladı. "Yardıma ihtiyacı olan birini görmezden mi geleceksin? Bu hiç etik değil." dedim imalı bir şekilde. Bu, onun günlükte yazdığı bir cümleydi.

"Ölmek istiyorsun herhalde? Katil buralarda dolaşıyor diyorum!" dedi sesini yükselterek. Cüppemi ondan kurtarsam da pes edecek niyeti yoktu. "Beni bu lanetten kurtarana kadar ölmeye hakkın yok." Tekrar tutup çekiştirmeye başladığında derin bir iç çektim.

"Seni kurtaracağımı kim söyledi?"

"Ben."

Aniden durmamıza sebep olacak birini görmüştük karşımızda. Riddle ağızından küçük bir küfür savurduğunda, gergin dolu bakışlarımı belli etmemeye özen gösteriyordum. Yıpranmış saçlarını asasıyla geriye doğru savurdu Bellatrix Lestrange. Her attığı adımda, attığı kahkahalar da koridorlarda yankılanıyordu. Asamı çıkaracağım sırada Riddle bileğimi tutup, asamı çıkarmama engel oldu.

Lanet (Tom Riddle)Where stories live. Discover now