Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
my darling sweetheart baby i know, i know the pasthaunts you i know let me kiss your fearsaway
━━━━━━ 𝐆erginliğin baskın olduğu uzun toplantı masasının yanı sıra duvarları mantar panolar ile çevrelenmiş ofisin koyu kırmızı koltuğunun kolluğuna bir bacağını atarak oturan siyah renkte dipleri gelmiş kızıl saçları olan adam, pürüzsüz krem rengi kumaş pantolonunun üstüne giydiği siyah gömleğinin kollarını sabır dilenircesine kıvırırken odanın tam ortasında volta atan Nioclás Graham'ı görmezden gelmeye çalışıyordu.
Gece boyu süren yağmur tüm şiddetiyle tekrar başlamıştı. Nioclás ve Lucia ikilisinin Sage Merkez Binası'na geldiklerinden beri henüz yarım saat gibi bir zaman geçmişti. Nioclás otomobile biner binmez uykuya daldığından yorgun olduğunu anladığı için Lucia'yı evine bırakmayı düşünse de geceki olaydan sonra takip edilme ihtimallerine karşı bunun tehlikeli olduğunu düşünerek direkt olarak merkeze gelmişti.
Bu sırada ise öğleden sonra Lucia'nın da istediği gibi Manchester Cezaevi'ne bir yolculukları olacaklarından yönetimin Caim olarak adlandırdığı; uzun zamandır orada burada lafı dönen özel birim nihayet bir araya getirilmişti. Lucia ve Nioclás'ın da içinde bulunduğu bu grup, dört dedektif ve Sage'in özel polis ekiplerinden oluşuyordu, bu da demek oluyordu ki uykusuz ve sancılı günler onları bekliyordu. Nioclás bu nedenle gergindi.
Caim adı altında bahsedilen diğer iki dedektifin adı ise Arel Slora ve Noémie Natale'ydi. Arel adlı adam, Lucia gibi deneyimli bir dedektif olsa da Noémie tıpkı esmer adam gibi henüz kariyerinin ilk basamaklarındaydı. Birbirlerini tanıyorlardı; en azından Nioclás genç kadını eğitim dönemlerinden tanıyordu. O ikisi iyi anlaşmasına rağmen esmer adam ve Arel'in arasının pek iyi olduğu iddia edilemezdi. Çünkü Nioclás, kızıl saçlı adamın da tasviri ile bir ayaklı bomba olduğundan sürekli sinirlerini bozuyordu.
Nioclás'a kalsa yüzünün ortasına bir tane çakardı gerçi, ama Lucia'nın tripleri ile uğraşacak kadar sabırlı birisi olmadığının da farkındaydı.
Yıldırımlar hâlâ karanlığa bürülü olan gökyüzünü aydınlatırken Nioclás ile beraber Arel ve Noémie, hala tatlı uykusunun tadını çıkaran Lucia'nın uyanmasını bekliyorlardı. Öğleden sonra yola çıkacakları için acele etmiyorlardı fakat Arel daha fazla Nioclás'ın paranoyaklığını çekebileceğini hiç zannetmiyordu. Bu yüzden dikkatini ona vermemek adına sürekli etrafı kurcalıyor ya da arada bir uyuyan kadını rahatsız etmemeye çalışarak yastığa dağılmış siyah renkteki düz saçlarıyla oynuyordu.
