Bölüm 31/👨‍✈️🍓👩‍💼

26.1K 1.6K 215
                                    

Bölüm ithafı: revaAytu

Oy verdiysek okumaya başlayalım.❤

Keyifli okumalar iki gözümün çilekleri.🍓

Başımı koyduğum omuzda türlü türlü hayaller kurarken, denizden gelen dalga sesleri, kokusu, sevdiğim adamın varlığı ilham kaynağımdı. Parmaklarım boynumda ki kolyemde ritmik bir hareketle ileri geri giderken, yüzümde beni saatlerdir bırakmayan tebessümüm zaman geçtikçe daha çok genişliyordu. Dakikalar önce hayatım boyunca unutmayacağım güzel bir an yaşatmıştı bana. Onunla olmak onu sevmek bana verilen en güzel hediyeydi. Yurdun bahçesinde çok kalamadığımızdan sahil kenarına gelmiş konuşmasak bile heyecanımızı birbirimizle paylaşıyorduk.  Alpay'ın varlığını daha çok hissetmek için bacağımın üzerinde ki elini iki elimle kavradım. Benim elini tutmamla saçlarımın arasına bir öpücük bıraktı.

"Çok mutluyum. Öyle çok mutluyum ki, mutluluğumu anlatacak kelimeleri bile unuttum." Yüzümü kendisine doğru çevirip bana eşsiz bir tebessüm sundu. Omzuma bıraktığı ceketi yakalarından tutup düzeltti. Bir kolunu bedenime sararken eliyle yanağımı kavrayıp bu sefer alnımdan öptü.

"Sen birde bana sor. Benim gibi dengesiz devi" derken son kelimelerin üzerine bastırmıştı. Aylar önce ona böyle seslenirken hiç bunları hayal etmemiştim. "Nasıl mutlu ettiğini bilemezsin" diyerek devam etti. Tek kaşımı havaya doğru kaldırıp muzipçe omzumu omzuna vurdum. "Yanlış söyledin. Yakışıklı dengesiz dev diyecektin"  diyerek kıkırdadım. Benim hatırladığım anıları o da hatırlamış olacak ki gülümsemesi biraz daha genişledi.

"Nereden nereye"dedi fısıltıyla.

O kadar doğru bir cümleydi ki!Gerçekten nereden nereye gelmiştik. Hayatım bir kap kurabiye, bir kasa çilek ile sonsuz bir mutluluğa sürüklenmişti. O gece bana ben sevmeyi bilmem diyen adamla bu gece gözlerime bakan adam aynı bedende farklı kişiler gibiydi. Ben o Alpay'ı sadece birkaç kere görmüştüm. Karşımda duran Alpay'ı ise hergün...

Telefonuma gelen mesaj bildirim sesiyle anlık irkilirken Alpay biraz uzaklaştı. Ayağa kalktığında elinden tuttum.

"Nereye?"

"Arabadan bir şey alacağım. Sen mesajına bak." Diyerek arabaya doğru yöneldi. Küçük siyah çantamın içinde ki telefonu çıkarıp mesajı açtım.

Gönderen: Gülşah Annem

Mesaj: Attığın her adımda arkandaydım. Ne beni hayal kırıklığına uğrattın, ne de onca emeğini boşa harcayıp pişman oldun. İnanıyorum ki geleceğin için attığın bu adımda da pişman olmayacaksın. Umudum Hümeyra'm, sen hep mutlu ol annem. Mutlu olurken mutlu etmeyi de unutma! Tıpkı bu gece yıllarca hasretini çekmiş anneni mutlu edeceğin gibi... Seni seviyorum. İyi geceler güzel gözlüm.

Gülşah annem... Yine en mutlu günümde yanımdaydı. Bedenen yanımda olmasa da şefkatle saran kanatlarının sıcaklığı ruhuma işliyordu. Gözlerim hızla dolarken tekrar tekrar okudum mesajı. Mutlu et diyordu. Anneni mutlu et... Annemi nasıl mutlu etmeliyim diye düşünürken bacaklarımın üzerine bırakılan, tanıdık siyah kalın defteri görmemle anlamıştım.

"Gülşah teyzenin emaneti. Sen nasıl kullanacağını biliyormuşsun."

Deftere bakarken belli belirsiz başımı salladım. Küçük Hümeyra'nın tüm anıları bu defterdeydi. Yürüdüğüm ilk an...Okula gittiğim o ilk gün...Tüm hayatım bir deftere sığmıştı...

Hatta çok güldüğüm bir fotoğrafım vardı. Yurdun aşçısı Halil amcanın yanında ellerimi belime koymuş, patates makinasında soyulan patateslere şaşkınlıkla bakıyordum. Küçücük makinanın 2 dakikada 1 çuval patatesi soymasını o küçük halimle uzun bir süre garipsemiştim.

İki Gözümün Çileği🍓 Where stories live. Discover now