hoş geldin zımbırtısı

998 144 278
                                    

cumartesi, chifuyu'nun izin günü. kazutora'nın atari salonu kaçamağından dört gün sonra.

hızlı kahvaltının ardından chifuyu'nun zorlamasıyla soluğu alışveriş merkezinde aldılar. kazutora'nın odasına önceden bıraktığı kıyafetlerin beden sorunu yüzünden yarısını giyebildiğini biraz geç öğrendi. mitsuya'nın dediği gibi alışverişi kazutora çıktıktan sonra yapmadığına pişman olmuştu.

her şeyi chifuyu'nun seçmesine izin veren kazutora, gezilen üçüncü mağazanın ardından biraz açılmış ve çantalarındaki kıyafet yığınına bir iki parça da kendisi eklemişti. chifuyu'ya yük olmak istemediği belliydi ama chifuyu'nun alışveriş merakı kazutora'yı dinleyecek gibi değildi.

"matsuno, gerçekten yeterli bu kadar." dedi kazutora, chifuyu bir önündeki pantolonlara bir ona bakarken.

ve chifuyu, kazutora'nın kollarına bir pantolon daha sıkıştırdı.

"bu güzelmiş, bunu da al."

karşısındakini asla dinlemiyordu. kendi kafasına göre seçip kendi kafasına göre alıyordu. kazutora da sadece peşinden yürüyüp verdiklerini taşımaya devam ediyordu. dördüncü mağazaya da ödeme yaptıktan sonra kazutora artık giyim katından uzaklaşmaları gerektiğini düşündü.

"acıktım ben."

chifuyu başka bir mağazaya doğru çoktan yürümeye başlamışken durup kazutora'ya döndü. neredeyse iki aydır beraber yaşıyorlardı ama eski hükümlü ilk defa kendi isteğiyle acıktığını dile getirmişti.

"ciddi misin?"

"bir nisan."

beşinci mağazaya girmek yerine topuklarının üzerinde dönüp hızlı adımlarla alt kata inen merdivenlere yürüdü. kazutora da elindeki paketlerle onu takip ediyordu.

çoğunlukla fast-food satan yemek katına indiklerinde chifuyu tek tek bütün menülere bakmaya başladı. kazutora onu ilk defa bu kadar enerjik görüyordu. belki de ondan önce yorulma sebebi bütün eşyaları taşımasıydı, kim bilir.

chifuyu aradığını bulduğunda elini kaldırıp arkada kalan kazutora'yı yanına çağırdı.

"seç." dedi, yanına ulaşan kazutora'ya.

kazutora bir süre önündeki menüye baktı. hamburger yemek iyi bir fikirdi tamam ama ne zamandan beri bu kadar hamburger çeşidi vardı?

seçime ayrılan beş dakikanın sonunda chifuyu çocuk menüsü alırken kazutora klasik menüyü tercih etmişti.

karşılıklı oturup hiç konuşmadan yemeklerini bitirdiklerinde chifuyu yorulduğunu hissetmeye başlamıştı. oturup yemek yemeseler yorulduğunun farkında bile olmadan bir dört mağaza daha gezerdi ama.

dönüşte chifuyu'nun dükkanına uğrayıp evdeki kedisi için mama aldılar. arabadan inip yukarı çıkarken yine paketlerin hepsini kazutora taşıyordu. çünkü chifuyu kapıyı açacakmış?

daireye girdiklerinde kazutora yorgunlukla elindekileri yere bıraktı. koridorun ortasına oturup ayakkabılarını çıkardıktan sonra chifuyu'nun arkasından salona girdi. uzanıp kapı pervazının yanındaki düğmeye basarak ışığı yaktığında koltuklara dizilmiş bir grup insan ona bakıyordu.

chifuyu yanından geçip diğerlerinin yanında yerini aldığında, kazutora hâlâ kapının önündeydi. içeri girmeye cesaret edememişti. o sırada draken yerinden ayrılıp yavaş adımlarla kazutora'ya yürüdü. aralarındaki mesafenin sıfıra inmesi üç yıl gibi sürmüştü, sadece üç saniyeydi.

draken üzerine doğru atıldığında, kazutora geriye doğru bir adım attı. ancak draken'in kolları uzundu. onu omuzlarından yakaladı. kazutora korkuyla gözlerini kapatıp draken'den gelecek hamleyi bekledi, beklediği gibi olmadı. draken, kazutora'yı samimi bir sarılmanın içine çekmişti.

bok mu vardı? | torafuyuWhere stories live. Discover now