1

3.3K 195 300
                                    

"Ne yani Azra bizi yarı yolda mı bırakacaksın ?"

"Bana ihtiyacınız yokmuş ya ne haliniz varsa görün."

"Azra sen de biliyorsun ki Furkan bir anlık sinirle söyledi o sözleri."

"Söyledi mi söyledi . Beni gerisi ilgilendirmez. Gitsin Yeliz'i getirsin yerime. Zaten buraya gelmem bile hataydı. Benim şu anda Amerika'da olmam gerekiyordu. İtalya'da değil!"

Hazırladığım dosyayı ve çantamı alıp kimsenin yüzüne bakmadan toplantı odasından çıktım. Furkan'a olan öfkem yüzünden kimsenin kalbini kırmak istemiyordum ama herkes üzerime geliyordu. Dakikalar sonra şirketin önüne inmiştim. Kapıdaki görevli taksi  isteyip istemediğimi sordu. Ona olumsuz yanıt verip yürümeye karar verdim. Yürüyerek kafamı dağıtabilirdim. Henüz 21 adım atmıştım ki kolumdan birisinin tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Azra bekle." Duyduğum sesle sinir katsayım fazlasıyla artmıştı . Sakin olmak için hiç çabalamayıp çantamı kolumu tutan adamın kafasına indirdim.

"Siktir git Furkan. Sakın benimle muhatap olayım deme." Furkan söylenerek vurduğum yeri tutarken bana ters ters baktı.

"Ya tamam yukarıda ileriye gitmiş olabilirim ama milyon dolarlık işi mahvettin farkında mısın?"

"Sen bir de utanmadan beni mi suçluyorsun? Senin teklifini kabul ettiğim güne sokayım. Şu an Amerika'da fıstık gibi işimin başında olabilirdim. Ama benim aptallığım, sen niye arkadaş dediğin insana güveniyorsun ki işte böyle nankörlük yapar." Arkamı Furkan'a dönüp hızlı adımlarla yanından uzaklaştım.

"Senin şu an yaptığın ne peki Azra? Bizi yarı yolda bırakıp gidiyorsun. " Furkan arkamdan bağırırken kafamı çevirip elimi havaya kaldırdım. Ona orta parmağımı gösterip önüme döndüm.

Yarı yolda bırakılmayı sonuna kadar hak ediyorlardı. Elin İtalyan'ı bana ağzına geleni sayarken dördü de oturup izlemişti. Ayrıca sunumumla kimin oynadığını acilen öğrenmem gerekiyordu. Benim öylesine rezalet bir sunum hazırlayacağımı nasıl düşünürlerdi aklım almıyordu.

289. adımımdan sonra durup derin bir nefes aldım. Adımlarımı saymak biraz rahatlatmıştı. Caddenin karşısına geçmek için yola baktım. Yaya geçidi yaklaşık 15 metre kadar ilerdeydi. Oraya yürümeyip yoldan arabaların geçmediği bir anda karşı tarafa geçebilirdim. Umarım bunu yaptığına pişman olmazsın Arıza.
Olmam, neden olayım? Zaten yoldan çok fazla araba geçmiyor ki.

Kafamı sola çevirdim. Sol şeritten arka arkaya 3 tane siyah araba geliyordu. Onlar gelinceye kadar geçerdim. Kafamı bu sefer sağ tarafa çevirdim. Sağ şeritten de 5 tane siyah araba geliyordu. Siyah arabalar hayra alamet değil Arıza . Yani en fazla ne olabilir ki? Sağ şeritten gelen arabalar yakın olduğu için onlar geçtikten sonra karşı tarafa geçmeye karar verdim.

Beklerken elimdeki dosyayı sırt çantama koymak için çantamı göğüs hizama kaldırdım. Bir anda patlayan silah seslerine arabaların fren sesleri karıştı. Başımı eğip olduğum yere çöktüm. Yaşadığım korkuyla ilk önce kulaklarım uğuldamaya başladı ve etrafımdaki her şeyi ağır çekimde görmeye başladım. Sol şeritten gelen siyah arabalardan birisi tam önümde durduğunda ön kapıdan siyah takım elbiseli iri yarı bir adam elinde silahla çıktı. Kısa süreli göz göze geldiğim adam silahını sol tarafa çevirip ateş etmeye başladı. Ben sana kaç git demedim mi Arıza? Al işte aldın yine başına belayı. Ne zaman dedin ben niye hatırlamıyorum?!

Arabanın arka kapısı açıldığında bir adamın eli açılan kapıdan boşluğa düştü. Elinden damlayan kanları gördüğümde vurulduğunu anladım. Bak az önce söylememiş olabilirim ama şu an söylüyorum kaç git Arıza, başımızı belaya sokma.

ARIZA'LI Azra İtalyan AbilerimWhere stories live. Discover now