Levi's Sister (Erwin x Reader)

11.Bölüm-you are beatiful

(İlkbahar, İlk çiçek açtığı zaman)

Sabah kahvaltılarından önce her zaman gölün kenarına giderdik. Hava güzeldi ve etrafı incelemek keyifliydi. Tekrar gölün kenarına gelip küçük mavi bir kumaş bağladığımız ağacın altına oturduk.

"Erwin etrafı tekrar yeşil görmek çok güzel..." diye mırıldandım.

"Elinin altındaki küçük çiçek daha güzel." dediğinde elimi kaldırıp çiçeğe baktım. Çiçeğin henüz açılmamış yapraklarında yavaşça parmağımı gezdirdim.

O an çiçeğin yaprakları yavaş yavaş açılmaya başladı.

"Çok güzel..." dedim büyülenmiş bir sesle.

"Rin." diye bana seslendi Erwin.

"Efendim?"

"Bu akşam yemeğinden önce benimle burada buluş ve güzelce hazırlan."

"Tamam ama neden yemekten önce?"

"Merak etme Obur, seni aç bırakmayacağım."

"Pekala."

Kahvaltıdan sonra ofislerimize dağıldık.

"KAPTAN!"

"Evet Sasha?"

"KAPTAN DİĞER TAKIMLARA YEMEK YASAKMIŞ?!"

"Aa sonunda fark ettiniz demek..."

"KAPTAN SİZİ ÇOK SEVİYORUM!" diyip bana sarıldığında gülümsedim.

Onlar diğerlerinden daha fazla antrenman yapacakları için ilk geldikleri zaman gün içinde bir ekmek ile bir patates yiyebileceklerini söylemiştim. Bu sadece onlar için geçerliydi tabi.

Ara vaktinde kahve içmek için mutfağa gittim. Kahvemi hazırlayıp sandalyeye oturdum ve bir şarkı mırıldanmaya başladım.

"Öp beni."

"Ölümcül silahlar bize doğrultulmadan, hala vaktimiz varken."

"Öp beni..."

"Hey bu şarkıyı söylemeni yasaklıyorum fazla iç karartıcı." diyerek içeri girdi Erwin.

"Haklısın ama bence güzel."

"Yine de bu şarkıyı bir daha söyleme."

"Dediğin gibi olsun."

Birlikte sohbet ederek kahvelerimizi içtikten sonra işlerimizin başına geri döndük. Tüm gün beklediğim akşam yemeği vakti gelmeden yirmi dakika önce koşarak Hangenin yanına gittim.

"HANGE BANA YARDIM ET!"

"BÜCÜR TARAFINDAN KOVALANIYORSAN ERWİNE GİT BENİ DE ÇİĞ ÇİĞ YER O!"

"HAYIR ÖYLE DEĞİL!"

"NE OLDU ANLAT!"

"Erwin bu akşam yemekten önce gölün orada buluşalım ve güzelce hazırlan dedi. NE GİYECEĞİM?!"

"GEÇEN SEFER GİYMEDİĞİN KIRMIZI ELBİSEYİ!" dedi heyecanla.

"Hayır..."

"EVET! BELLİ Kİ ÖNEMLİ O YÜZDEN MUHTEŞEM GÖRÜNMELİSİN!"

"Peki ya giymezsem?"

"Kolaylıkla giymeyi tercih edeceğini umuyorum." dedi eğer kırmızı elbiseyi giymezsem hoş şeyler yaşanmayacağını belli eden bir sırıtışla.

Ellerimi havaya kaldırıp kabul ediyorum dedim ve Hange kolumdan tutarak beni odasına götürdü ve elbiseyi verdi.

Elbiseyi giydiğimde gerçekten çok yakıştığını fark ettim.