BEBEĞİM

2.2K 83 14
                                    

Şebnem'in ağzından
Aslında Zeynep'i üzdüğü için bende kırılmıştım ona, böyle bir şey beklemezdim. Kardeşimin üstünden iddaya girmiş, birde yetmezmiş gibi seni sevebileceğimi mi düşündün demiş. Selam vererek geldi içeriye, yanıma oturup yanağıma bir öpücük kondurdu
Emr: ben geldiim, naber Şebo
Ş: iyilik sağlık, sen de ne var ne yok
Emr: iyi valla bildiğin gibi, sen nasulsın Zeynep
Z: iyiyim
Dedi, umursamaz bir tavırla ama ben biliyordum, çok aşıktı. Sonra Selim'e döndü
Emr: ne haber çakma Romeo
S: sen gelene kadar süperdim çakma Bred
Dedi ve gülümsedi. Sonra Emre tekrar bana döndü
Emr: bebek nasıl
Ş: oda iyi Emrecim
Emr: Emrecim mi, bal surata noldu Şebo, kızın mı sen bana
Ona sadece öfkelendiğimde, kırıldığımda adıyla hitap ederdim, diğer zamanlarda o benim için bal surattı. Selim ile Zeynep'e döndüm
Ş: bizi biraz yalnız bırakıt mısınız
Z: ablacım ben odamdayım, yemeğe kadar inmem
S: seni bununla yalnız bırakmak içime sinmiyor ama neyse, bende duşa gireyim gelirim
Ş: tamam hayatım.
İkiside gittikten sonra Emreye döndüm ve başladık konuşmaya
Ş: evet Emre anlat bakalım
Emr: ne anlatayım Şebo
Ş: mesela idda
Emr: ha sen iddayı diyosum, ben kazandım tabiki Zeynep mi anlattı
Yüzümdeki ifae ciddileşince o da ciddileşerek konuşmaya başladı
Emr: küçük bir idda Şebo
Ş: küçük müçük, hiç öyle iddaya mı girilir, hayatının hatasını yaptın, bir kızın duygularıyla oynadın, hemde benim kardeşimin. Bak Emre seni severim bilirsin ama kardeşimin canını yakan benim canımı fa yakmış olur. Benim canımı yakmak istemezsin demi
Emr: hayır tabiki
Ş: o zaman bir daha böyle şeyler yapma, buna başkalarıda dahil,  bak sonra aramız bozulur
Emr: tamam dikkat ederim, özür dilerim
Ş: bir daha olursa bu sefer daha farklı davranırım ona göre, gel bakayım
Dedim ve sarıldım, yüzüme baktı
Emr: hala bal suratınım demi
Ş: evet
Emr: şimdi izin verirsen Zeyneple de konuşmak istiyorum
Ş: tamam, hadi konuş
O çıkarken Selim geldi, yanıma oturdu, yeni banyodan çıkmış Selim o kadar güzel kokuyorsu ki, gerçi o her zaman güzel kokuyordu. Bir an gözlerimi kapatıp kendimden geçmişim. Selim'in sesiyle kendime geldim
S: Şebneem, hayatım, burda mısın
Ş: e-evet, omzuna yatayım mı
S: sorman hata birtanem
Ş: nezaketen sordum ama neden soruyosam yat gitsin
Dedim ve kafamı omzuna koydum. Yaklaştı ve kafamı göğsünün üstüne koydu, kalbi hızla çarpıyordu
Ş: ilk gün ki gibi
S: ne hayatım
Ş: kalbin, hala ilk aşık olduğun zamanki gibi çarpıyor
S: çünkü ben sana hala ilk gün ki gibi aşığım. Seninle ilk tanıştığımda benim için bu kadar önemli olacağını bilmiyordum. İyi ki varsın, seni çok seviyorum
Ş: bende seni çok seviyorum birtanem, bu arada çok güzel kokuyosun ya
Kendimi kaptırmışım, o kadar dalmışım ki kokusuna ağzımdan çıkıverdi, bir iki saniye sonra anladım ne dediğimi. Saçlarıma bir öpücük kondurup, karnımı okşamaya başladı
S: bak görüyor musun anne neler diyor. Ee kimin babası
Ş: ne kokması be
S: sen dedin ya şimdi çok güzel kokuyon diye
Ş: ben kokuyon demedim koruyon dedim bi kere, tamam mı
S: yav he he, görüyor musun nasılda çarptırıyor anne lafı
Ş: aa hiçde bile babanın kulakları sorunlu
S: ha yani ben köyü kokuyom
Ş: Selimcim nerden çıkarıyon şimdi, ben sana öyle bir şey mi dedim
S: tamam ya anladım ben
Ş: birde bana dersin trip atıyısun diye, kendine bak
S: bak birde  tripci olduk, gör bunları çocuğum
Ş: ya şu sıfata bak ya
Dedim ve ellerimle yanaklarını sıktım
Ş: yerler seni, tabi ki çok güzel kokuyon, hadi artık sus, hareket de etme, ben de bebeğimle huzur veren kokunla uykuya dalıp gidelim
S: aşksın ya
Zeynep'in ağzından
Ben odaya çıktıktan bir süre sonra Emre geldi, kapıyı çaldı ve içeriye giridi. Onu umursamıyormuş gibi yapıyordum ama çok seviyordum
Emr: gelebilir miyim
Z: gel
Emr: o gün için ve o pis idda için özür dilerim
Z: ablam mı gönderdi özür dile diye
Emr: hayır, gerçekten, ben kendim geldim
Z: önemli değil ya, sevsen zaten çok saçma olurdu
Emr: ankamışsın, kanka dediğin böyle olur, kankayız demi
Z: evet
Kanka mı, ben ona aşıkken o kankayız diyordu. Her kanka dedikçe canım biraz daha yanıyordu
Emr: ee nasılsın teyze oluyon yakında
Z: evet, çok iyiyim, ablamla eniştem adına çok sevdim
Emr: ha ben sana şey dicektim, hani okulda beraber dolaştığın bir kız var ya
Z: İrem, nolmuş
Emr: hah işte İrem, o kız taş gibi ya konuşsanda bana yapsan
Ağlamamk için kendimi zor tutuyordum, şimdide benden en yakın arkadaşımı kendine ayarlamamı istiyordu, ama İrem'in Emreyle işi olmazdı ki. Emreyi ne olursa olsun kırmak istemiyordum, zaten kabul etmezdi İrem
Z: tamam konuşutum
Emr: bir tanesin ya, kankam benim
Dedi ve sarıldı. O an dünya dursun istedim, o mutlu anı eniştemin sesi böldü
S: hadi prenses yemeğe
Z: taman enişte geldik
Dedim ve aşağı indik.
Şebnem'in ağzından
Selim'in sesiyle uyandım
S: hadi yemeğe hayatım
Ş: ya siz yiyin, ben gelirim
S: ama başlama yine hadi birtabem
Dedi ve kolumdan tutup kaldırdı
Ş: tamam ya kalktım
Dedim ve masaya geçtik. Zeynepgilde geldi ve yemeğe başladık
Emr: Şebo biliyon mu kankam bana kız ayarlicak, hani İrem var ya onu
Ş: nee
Diye bağırınca su boğazıma kaçtı, arka arkaya öksürmeye başladım
S: hayatım sakin ol
Dedi ve hafifçe sırtıma vurdu.  Kendime gelince Emreye döndüm
Ş: ne, ne kızı
Emr: kıskanma Şebo, ben seni hep sevicem
Ş: onu biliyorum da, nerden çıktı şimdi bu
Emr: Şebo o kız çok güzel ya, hem kankam söz verdi demi kanka
Z: evet kanka
Dedi zorda olsa gülümseyerek. Ah be Emre, kör müsün nesin, bir farkedememişti Zeynrp'in onu sevdiğini. Yemekten sonra Zeynep başının ağrıdığını söyledi ve odasına çıkıp yattı, bir süre sonrada Emre gitti zaten.
Ş: hayatım ben Zeynep'e bakayım bi
S: tamam bir tanem
Odasına çıktım ama çoktan uyumuştu, kapıyı kapatıp Selim'in sıcacık kucağındaki yerimi aldım
S: noldu hayatım
Ş: uyumuş
S: bir şey sorucam, Emreyle Zeynep arasında ne var, tam olarak
Ş: bak sevgilim, Zeynep Emre'yi çok seviyor, bir gün Emre Zeynep'e seni seviyorum demiş, sonra bunlar sevgili olmuş ama sonraki gün Zeynep Emreyi arkadaşlarıyla konuşurken duymuş. Zeyneple çıkarsın, çıkamassın, tavlarsın, tavlayamazsın gini bir iddaya girmişler.  Zeynep bunu duyunca tabi yıkılmış,, bunun üzerine Emre de seni seveceğimi mi düşündün demiş. Şimdi Zeynep onu çok seviyor, ama Emre ona kanka diyor. Nedenini bende anlamadım, konuşup kanka oldular herhalde, anladın mı
S: dur hayatım, bir nefes al, sakinleş, anladım
Ş: anladın, sen,  hemde bir kerede
S: evet
Ş: neyse, gördün Zeynep neredeyse sofrada ağlayacaktı, hiç seni seven kıza kanka denir mi, bir anlayamadı sevdiğini, ne kadar zor, kuzum ya
S: evet çok zor, hatırlarsan sende bana abi diyordun
Ş: sende bana yenge diyodun ama, aynı şey değil
S: aynı şey canım
Ş: hayır canım değil sen brni o zaman sevmiyordun ki
S: hiçde, ben de yam o gün anladım sevdiğini, hani ben banyodan çıkmıştım, sen bana çarpmıştın, elimdeki havluyu neden yere attım sanıyorsun, abi demiştin
Ş: hatırlamaz mıyım
Dedim sırıtarak
Ş: o kasları unutmak ne müm-
Dedim ve ne dediğimin farkına varınca durdum
S: ee devam et
Ş: aman Selim ya
S: ya yerim ben seni tatlı karım benim
Ş: Selim
S: efendim hayatımın anlamı
Ş: hani ben git-
S: Şebnem-
Ş: lütfen, ben gittikten sonra ne yaptın, ne hissettin
S: yaşamak nefes almak değilmiş anladım, öyle ağırdım ki kendime sen benden gittin gideli, terim küs oldu tenime, öyle bıktım ki kendimden, kurudum düştüm dalımdan, sanki ruhum çıktı canımdan, bir cefam vardı bin oldu, aktı gözümün yaşı sel oldu, yaz baharım döndü kış oldu, sen benden gittin gideli
Dedi ve saçımın ıslandıpını hissettim, kafamı kaldırdıp baktığımda ağlıyordu, sımsıkı sarıldım boynuna
Ş: özür dilerim, sormamam gerekiyordu, artık hiç ayrılmayacağız, bak artık bir çocuğumuz var, biz hep senin yanında olacağız, artık mutluluktan ağlayacağız, söz mü
S: söz
Dedi ve o da bana sımsıkı sarılıyordu.
Ş: babası, bizim çok uykumuz geldi
S: hadi yatalım o zaman
.........
Sabah Selimle ilk defa aynı aynda uyanmıştık, üzerimizi değiştirip aşağı indik ama Zeynep çoktan gitmişti, daha da vardı okulun başlamasına ama, karşılaşmak istemedi herhalde bizle. Önce güzel bir kahvaltı yaptık, sonrada Sahile gittik ve her zamanki bankımıza oturduk. Sessiz ve sakindik derken Selim benim sesimle irkildi
Ş: aaa pamuk şeker hayatım, alsana
S: aşlım sağlıksız ama onlar
En masum ifademi takınıp baktım suratına
Ş: lütfeen
S: ya tamam bakma şöyle, alıyorum bekle
Dedi ve bir dakika sonra yanımdaydı
S: al bakalım
Ş: birtabesin sen ya, aşkım, sen al almadın mı kendine
S: ben sevmiyorum
Ş: pamuk şeker sevilmez mi ya
Dedim ve yemeye başladım, arada Selim'e de veriyordum, alışması saniyeler sürdü yemeye başladı benimkinden, tam alıyordu ki hafifçe eline vurdum
Ş: hani sevmezdin, o bizim hakkımız demi bebeğim benim
S: tamam hadi ye, sonrada alışverişe gideriz ne dersin
Ş: süper olur derim, bebeğimizede alıtız demi bir şeyler
S: ama cinsiyetini bilmiyoruz daha, pembe mi alıcaz mavi mi
Ş: Selim, hangi devirde yaşıyosun hayatım, yıl olmuş 2015 sen daha mavi pembe ayrımı yapıyon. Benim üstümdeki elbisemde mavi ben erkek miyim, değilim
S: yani, doğru
Ş: hadi gidelim o zaman
S: tamam gidelim bakalım
Bir taksiye atladık ve soluğu bebek mağazasının önünde aldık.  İöeriye girdiğimizde adeta büyülenmiştik. Hepside küçük küçük, o kadar tatlış şeylerdi ki. Gözüme ilk çarpan Beşiktaşlı bir zıbın oldu, hemen Selim'i çekip götürdüm
Ş: hayatım şuna bakar mın nasılda güzel
Yandaki Fenerbahçeli zıbını aldı
S: bu daha güzel, cıvıl cıvıl
Ş: ben çocuğuma onu giydirmem
S: bende onu giydirmem
Ş: o zaman Galatasaraylı alalım
S: onu hayat da giydirmem
Ş: tamam en iyisi ikisinide alalım, kararı ona bırakırız
S: bak o olur
Onun dışında minik minik ayakkabılar aldık, eldicenler aldık ve mağazadan çıktık. Sonunda evdeydik, kendimi koltuğa attım, elimi karnıma koyarak okşadım
Ş: çok mu yoruldun annecim, sorma bende yoruldum, Selim kahve yapta içelim
S: hemen geliyor
Dedi ve mutfağa gitti, elinde ki portakal suyuyla geri döndü
Ş: ya Selim kahve dedim ama
S: doktor sana kahveyi yasaklamadı mı hayatım, bebeğimiz için
Ş: iyi ver ver
Dedim ve ben portakal suyumu yudumlarken Zeynep geldi
Z: ben geldim
Ş: hoşgeldin kuzum
S: hoşgeldin prenses
Z: abla sana bir şey söyleyeceğim
Ş: söyle canım
Z: şeyy, ben Amerikaya gitmek istiyorum
Ş: ne, ama Zey-
Z: bir dakika abla, okul gönderiyor, orada iyi bir eğitim alacağım, izniniz olursa gitmek istiyorum
Ş: Zeynep, ama ben senden nasıl ayrılacağım
Dedim ve sarıldım
Z: sadece bir sene abla, lütfen, eğitimim için
Ş: sadece onun için mi
Z: e-evet başka ne olabilir ki
Ş: Emre
Z: ha-
Ş: Zeyneep
Z: yani oda var, lütfen, biraz uzaklaşmak çok iyi gelicek
S: hayatım
Dedi, izin ver dercesine bakıyordu, galiba biraz uzaklaşsa onun içinde iyi olacaktı
Ş: sen nasıl istersen, ne zaman gidiyorsun
Z: bir saat sonra, şimdi toplanıp çıkıcam
Ş: ne, hemen mi
Z: maalesef, ben çıkıp eşyalarımı hazırlayayım
Dedi ve Zeynep yukarıya çıktı. Selim'e döndüm, gözlerim doldu, tam bırakacaktım ki, Selim elllerii başımın iki yanına koydu
S: hayır hayatım, biz dün be söz verdij, mutlulıktan ağlayacaktık, gelince ağlarsın ama şimdi yapma, onuda kendinide üzme tamam mı
Ş: tamam
Zeynep'in gidişine üzülmüştüm, Emre bir anlasaydı onu nasıl sevdiğini, biliyorum ben okul falan bahane, Emreden kaçmak içşn gidiyor. Bir süre sonra aşağı indi, bize sarıldı
Ş: gelelim mi havaalanına
Z: yok ablacım ben giderim
Tekrar sarıldı ikimizede
Ş: kendinize iyi bakın, yeğenime de iyi bakın
Ded ve karnıma bir öpüvük kondurdu.
Son kez sarıldık
Ş: görüşürüz birtanem
S: görüşürüz prenses
Z: görüşürüz
Dedi ve gitti. Selimle koltuğa oturduk, ve başladık bahçeyi izlemeye.

.............................................................

Yorum, yorum, yorum, vote, vote, vote, sizi seviyorum, sizi seviyorum, sizi seviyorum, kalp, kalp, kalp ❤❤❤








AŞK'IN EN GÜZEL HALİ (ŞEBSEL) #Wattsy2015Where stories live. Discover now