15.Bölüm

1.3K 82 27
                                    

Bu bölümü ahcenuzumlukekim 'e ithaf ediyorum...

İyi okumalar...

İki sene sonra...

"Eee mezuniyet balosu ne zaman?" dedi annem heyecanla.

"Haftaya sanırım." dedim yemeğimi kaşıklarken.

Koskoca iki sene geçmişti su gibi. Melek ile arkadaşlık ilişkimizde hiçbirşey değişmemişti. İki sene boyunca arada bir aileler yemeklere gidip geliyordu ve öyle görüyorduk birbirimizi. Derslerden başımızı kaldıramadığımız için pek sevgiye yer vermemiştik.

"Hangi şarkıyı söyleyeceksin?" diyen annemle dudaklarım kıvrıldı. Kimse bilmiyordu mezuniyet gecesinde neler olacağını.

"Barış Manço'nun bir şarkısı." diye es geçtim sorusunu.

Babam'a baktığımda yemeğinin yerken az da olsa güldüğünü gördüm. Anlamıştı o. Biliyordu Barış Manço'nun en sevdiğim şarkısının hangisi olduğunu ve dinleyince neler hissettiğimi.

"Mezuniyetime Melek'in de gelmesini istiyorum. Kemal Amca'ların da. Zaten ailecek olmasını planlıyoruz okulca."

"Kemal ile konuşurum. İzin verirse geliriz." dedi babam başını kaldırmadan.

"Teşekkür ederim."

Sofranın kaldırılmasına yardım ettikten sonra salona geçtim.

"Baba, sana danışmak istediğim birşey var." dedim annem ve Aylin mutfakta iken.

"Söyle bakalım." dedi gözünü haberlerden ayırıp.

"Melek'e evlenme teklifi edeceğim mezuniyet akşamı. Yüzük aldım ama tek taş değil. Pembe nar çiçeği şeklinde pırlantalı. Gelecekte olmasını istediğimiz şeyler için verilen sözü temsil ediyormuş. Sence teklifi etmeli miyim?" dediğimde derin bir nefes verdi.

"Aslında bir engel göremiyorum. Lise bitti sonuçta. Üniversiteden önce söz de olsa uygun olur. İkiniz de seviyorsunuz birbirinizi biliyoruz. Melek'in kabul edeceğinden emin misin?"

"Evet. Kabul etmezse de yapacağım birşey yok."

"İyi bakalım. Hakkınızda hayırlısı olsun." deyip haberlere geri döndü.

Teşekkür edip koltuğumdan kalktım ve odama geçtim. Masanın üstündeki telefonumu alıp yatağa oturdum.

"Ne yapıyorsun?" yazıp gönderdim Melek'e.

"Yemek yedik, mutfağı topluyorum. Sen otur tabii."

Yazdığına güldüm.

"İleride ikimiz toplarız dert etme. Ben seni tutmayayım işin bitince mesaj atarsın." yazıp gönderdim ve masamın başına oturdum.

Sınava üç hafta kalmıştı. Okulların kapanmasına ise bir hafta vardı. Hedefim için çok heyecanlıydım ve her akşam yemekten sonra yatsıya kadar dersleri tekrar ettiğim kadar ediyordum. Aslında derslerim iyiydi, daha iyi üniversitelere bile gidebilirdim ama gönül verdiğim işi yapmayı daha çok istiyordum. Dağda adam öldürmeyi daha çok istiyordum mesela.

...

"Hazır mısınız millet?" dedim kapının önünde siyah takımımın ceketini giyerken. Aylin odasından çıktığında toz pembe, uzun, etekleri pileli elbise giydiğini gördüm. Prenses gibi görünüyordu. Kaşlarımı kaldırıp tebessümle başımı salladım çok güzel olmuşsun anlamında.

"Aylin Hanım, bu gece leydim olur musunuz?" dedim dizlerimi biraz kırıp elimi uzatarak.

"Kusura bakmayın Eren Bey. O kişi ben değil Melek Hanım olacak. Şansınıza küsün." diyerek yanımdan geçti ve kapıyı açıp ayakkabılarını giydi.

MÜBREMWhere stories live. Discover now