Bölüm 29

1.8K 178 160
                                    

Canım NOAH okurları,

Sonunda kendi evimde yazmanın haklı gururuyla ilk kitabımızın son bölümünü paylaşıyorum sizinle. Beş aydır valizlerle geçirdiğim hayatım geçtiğimiz hafta sona erdi şükür. Taşınma sürecinde bölüm biraz gecikti, ama son bölümün hakkını vermem gerekiyordu :)) 

Çok çok çok heyecanlıyım!

NOAH birinci kitabı zirvede bitiriyoruz. Upuzun bir bölüme ve yanarlı dönerli sürprizli sona hazır olun :)

Keyifli okumalar,

E.Ç.

***

Nothing is as it seems

***

BÖLÜM 29:

Tyron

Öne arkaya, sağa sola, ileri geri, tekrar sağa, tekrar öne, kapıya, masaya, dolaplara, duvarlara... Adımlamadığım tek bir karış kalmamıştı odamda. Ellerim belimde, ellerim ensemde, ellerim saçlarımda, ellerim yüzümde... Çekiştiriyor, bastırıyor, ovalıyor, ama heyecandan uzuvlarımı sokacak yer bulamıyordum. Sonunda bir kez daha masadaki telsize uzanıp dudaklarıma götürmüştüm.

"Misha rapor ver!"

Bugün bilmem kaçıncı defa odama dolan cızırtıların ardından askerimin sesi duyuldu. "Hala bir hareket yok komutanım."

Parmaklarımın arasında çatırdıyordu alet. Dudaklarımdan çıkan "Tamam," bir insanın cevabı değil de öfkeli bir köpeğin hırlamasıydı. "Beklemede kal," deyip masaya fırlattım telsizi ve odanın içinde amaçsız adımlar atmaya devam ettim. "Neredesin Kat? Neredesin, ne yapıyorsun?"

Dilime de dökülen bu sorular bir an olsun terk etmemişti düşüncelerimi markette Kat'ten ayrıldığım andan beri. Ruby'nin başına bela açacağını bile bile, göz göre göre onun laboratuvara yalnız dönmesine nasıl izin vermiştim, neden ben de onunla gidip yanında durmamıştım, hala kan beynime sıçrıyordu düşündükçe. Kat annesini daha da kızdıracağını söyleyip ısrarla reddetmişti bu fikri. Halledecekti bir şekilde. Anlayacaktı annesi onu, bizi, ilişkimizi. Anlamak zorundaydı. O gün telefonuma düşen isimsiz mesaj Kat'in sahiden de bir şekilde sorunu çözüp bana haber verecek bir yol bulduğunu düşünmemi sağlamıştı başta. Ama ikinci bir ihtimale mahal bırakmayacak kadar kısa ve netti not.

Onu bir daha görmeyeceksin! L.

Sonraki yirmi dört saatim türlü plan yaparak, birkaç defa laboratuvara giden yolun yarısından dönerek ve bir çözüm bulamadığım için kendimden delice nefret ederek geçmişti. Kat ne derse desin ne kadar karşı çıkarsa çıksın Dr. L.'le konuşmaktan başka bir şey gelmiyordu aklıma. Cuma gecesi olduğunda tüm cesaretimi toplayıp, dürüstlüğümü, samimiyetimi ve duygularımı yanıma alıp yola çıkmıştım yeniden. İkinci mesaj da ilahi bir fren gibi tam o an belirmişti saatimin ekranında. Yine isimsizdi, yine kısacıktı, ama bu kez benim inatçı kedimden geliyordu.

O baloya geliyorum!

O an motoru durdurup öyle bir kahkaha atmıştım ki... Kat'in düşündüğü gibi annesini ikna edemediğine emindim, çünkü sonradan birkaç kısa mesaj daha atmış, benimle nerede, nasıl buluşacağını anlatmıştı. Resmen bir kaçış planıydı bu. Benim için, bana gelebilmek için... Dr. L.'in kızının bu kararından haberi yoktu kesinlikle, ama tüm o mesajları atabilmek ve laboratuvardan çıkabilmek için Fitz'i ve hatta Flame'i de oyununa katmış olmalıydı Kat.

N.O.A.H. - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin