"ikinci perde"

346 48 2
                                    


"ÇKVK'nın 50. Yıldönümü için büyük bir kutlama yapılacağı biliniyor, sosyete ve devlet adamlarından bilinir isimlerinde davetli listesinde olduğu açıklandı...bu onurlu kurumun yeni yıldönümü için bağış yapmak isterseniz altta geçen...."

Sehun televizyonu sinirle kapattı. "Onurlu kurum? Çocukları korumak adı altında yaptıkları onca işe gururlu demek tamamen sinir bozucu"

Başını geriye doğru yasladı, yorulmuştu sadece şu 1 haftayı sorunsuz atlatmayı ve katili içeri tıkmayı düşünüyordu. Son zamanlarda çoğu şey hakkında düşünür olmuştu, ÇKVK araştırmaya başladığından beri okuduğu ve duyduğu şeyler onu mental olarak yormuştu. Hatta Night Stalker'ı haklı dahi bulmuştu, o insanların yaşamaya hakkı yoktu.

Yüzlerce çocuğun elinden alınan yaşamanın bir telafisi yoktu.

Çocuklar hayatın ne olduğunu anlayamadan en kötü senaryo ile karşılaşmış ve tecrübesiz olanlar mezarda katilleri ile yüzleşeceği günü bekliyordu.

Bu sapkın ağa göz yuman devlet ise Sehun'un daha fazla şey yapmaya itiyordu. Ne kadar uyuduğunu ne kadar yediğini hatırlamıyordu, psikoloğun dediklerinden daha fazlasını araştırmıştı. Elinde yapması gereken tek bir şey kalmıştı.

Psikoloğu buradan çıkarmak.

Herkes hile yaparken o kurallara uyacak değildi. Psikoloğun dediği gibi o 'joker kartıydı' bir işe yaramalıydı yoksa dönen her elde sadece kişi değiştirecekti.

Kibum'a psikoloğun dediği gibi belli başlı yerlerini anlatmıştı ve onun desteğini almıştı. Birlikte bu olayı patlatırlarsa ilk olarak ün onları bulacaktı, vicdanları rahatlatan polisler olarak anılacaklardı. Kız kardeşlerini geri getirmeyecekti ama en azından artık uyku çekebilecekti.

Mesai saatini bekliyordu, çoğu polisin gitmesini bekliyordu. Katilin tarafında olanların burada kalacağını biliyordu bu yüzden onu yangın merdivenlerinden çıkartacaktı.

Jennie ise iç geçirerek tavanı izliyordu. Heyecanlıydı bir yandan midesinde uzun zamandır hissetmediği bir hareketlenme vardı. Daha önce böyle hareketli bir dosyası olmamıştı sonucunda. Dönüp arkasına baktığında onu tatmin etmeyen çoğu dava ile uğraşmıştı ama şuan içinde bulunduğu dava onu tatmin ediyordu. 

Sonunun ne olacağını düşünmedi hiçbir zaman ve şimdide düşünmeye niyet etmiyordu. 

Açılan kapı ile düşüncelerinden sıyrılan psikolog Sehun'u gördü. "Gidiyoruz" Jennie yerinden kalktı. Sehun anahtarları çıkaracağı sırada kilitte bir tuhaflık olduğunu gördü. "Jennie" Psikolog sırıtarak içeriden çıkarken elini onun omuzuna attı. "Buraya girdiğimden beri o kilit açık" Sehun gözlerini kırpıştırırken Jennie onu çekiştirdi. "Zaman yok hızlı olmalıyız" 

"Gerçekten şu psikolog manyağın teki" Ye Rim kahvenin birini Yoon Gi'ye verdikten sonra onun yanına oturdu. "Kilidi çoktan açmasına rağmen orada kalmayı tercih etmiş" Yoon Gi alayla gülerken kahvesinden bir yudum aldı. "Bu bir ego meselesi 'siz beni tıkamazsınız ben burada istediğim için duruyorum' yani aslında bir nevi psikolog kendine dinlenmek için orayı seçti"

Ye Rim kaşlarını yukarı kaldırırken gülerek önüne döndü. "Ölüm onu bulursa egosu yüzünden bulacaktır büyük ihtimal" Ye Rim dudaklarında oluşan bir sırıtma ile Yoon Gi'ye dönerken işaret parmağını onun göğsüne bastırdı. "Ve sen onunla vakit harcamak için polislerin içine giriyorsun düşünmeden" 

Yoon Gi başını geriye atarken psikoloğu düşündü. Tatmin olduğu bir maceranın içindeydi, sözde düşmanı ona zevk veriyordu. Oyunu zorluyordu, dişli bir rakip olduğunu kesinlikle söyleyebilirdi. İyi biri değildi, tuhaf adalet kavramları yoktu. Sıkıcı değildi, ilgi çekiciydi ve daha bir sürü şey sayabilirdi psikolog hakkında. 

the man who whispered to death▪︎yoonnieWhere stories live. Discover now