Bölüm 2

7.7K 282 28
                                    

"hadi siz üçünüz Rose, Elene ve Rasha benimle gelin sultanımızı karşılayacağız."

Üçü kalkıp Nergis kalfanın peşimden ilerledi. Diğer cariyeler ise haremde oturup sohbet ediyorlardı.

"beni iyi dinleyin. Elene sen sultanzade Mehmed'i alıp diğer cariyelerin yanına gideceksiniz. Siz ikiniz sultanımızın eşyalarını alıp odasına götüreceksiniz."

Üç kız aynı anda başını, salladı. Dışarı çıktıklarında daha gelmediklerini gördüler. Biraz bekledikten sonra Hanzade Valide ve Mahinev Sultan geldiler. Atların sesini duyunca başlarını kaldırdılar. Gelmişlerdi, araba durunca ilk yandaki ağanın yardımıyla sırası ile Hurmişah Sultan, Sultanzade Mehmed ve sultanın hususi cariyesi indi. Hurmişah Sultan indiği gibi annesi Valide Hanzade'ye sarıldı.

"Valide sizi çok özlemişim."

"bende öyle Hurmişah. Gözümüz yollarda kaldı."

"sen nasılsın Mahinev"

"iyiyim sizi çok özlemişim tabi Mehmed'i de"

"eee Hünkar kardeşim nasıllar, sıhhatleri yerinde mi?"

"aynı devlet işlerinden vakit ayırmıyorlar"

Nergis kalfanın baş hareketi Elene Mehmed'i elinden tuttu. Hurmişah Sultanın cariyesi Ayşe de onlarla hareket etti.

Elene Mehmed'i diğer carieyelerin yanına getirdi. Onu gören herkes eğildi. Mehmed diğer cariyelerin yanına geçti.

"nasılsınız sultanzadem keyfiniz afiyettedir inşallah"

"ben iyiyim sarayda hep kılıç talimi yaptım, tabi annemin isteği ile de hoca efensiden ders aldım."

"Kılıç taliminiz nasıl geçti?"

"iyiydi, ben çok iyi kullanıyorum."

"sizi izlemeyi çok isterim"

"senin adın ne ki?"

"Dalia"

"sen kılıç kullanabiliyor musun?"

"evvelden babam öğretmişti, lazım olur diye"

"yarın seninle savaşmak istiyorum"

"valideniz izin verirse neden olmasın sultanzadem"

"bana sultanzade deme benim adım Mehmed"

"peki Mehmed, sen acıktın mı birşeyler hazırlayalım mı? Yol yorgunusundur."

"evet acıktım"

"ben gidip getiriyim"

Elene ayağa kalkıp, mutfağa gitmeye hamle yapacaktı ki Ayşe Hatun onu el hareketi ile oturttu. Kendisi gitmeliydi ona göre. Zira içinden ne idüği belirsiz bir zehir çıkarsa kellesi giderdi. Hızla mutfağa inip birşeylee hazırlattığı. Gitmeden de yanına bir kaşık fazla aldı. Cariyelerin yanına geldiğin de kahkaha sesleri duydu. Uzun zamandır gülmeyen, yorgun olan Mehmed'de gülüyordu. Ayşe tepsi ile kızların yanına ilerledi. Dalia tepsiyi aldı. İlk önce fazladan getirilen kaşık ile bir kaşık alıp tattı. Bira bekledi, birşey olmayınca kaşığı kenara koyup diğer kaşıkla yedirmeye başladı.

İyice geç olunca Dalia ve Ayşe Hatun Valide Sultanın odasına ilerledi. Kapıya varınca ağalar içeri haber edip onay alınca kapıyı açtı. Dalia içeri girince hemen eğildi.

"Sultanım Sultanzademiz Mehmed yorulmuşlar."

"sen onu odaya görür ve yatır. Ben gelene kadar da başında bekle"

"emredersiniz"

Dalia tekrar eğildi ve çıktı. Çıktığı gibi Hurmişah Sultan yanındaki Ayşe'ye döndü.

"hatun iyi midir?"

"şuanlık bir kusuru olmadı sultanım. Sultanzademiz yemek getirmiştim ilk önce yedek kaşıkla kendi tattı birşey olmayınca yedirdi."

"Ala hatunda bir sorun yokmuş"

Ayşe başını eğip kenara geçti.

Dalia ve Mehmed odanın, kapısına gelince Dalia hemen Mehmed'i yatağına yatırdı.

"bana masal okur musun?"

Mehmed'in nazik sorusu ile Dalia başını sallayıp masal okumaya başladı.

Sultan Murad Han koridorlarda yürürken validesinin dairesinin önüne geldi. Ağalar direk kapıyı açtı, Murad içeri girdi. Hurmişah ve Mahinev ayağa kalktı. İlk önce Murad validesinin elini sonra uzun,zamandır görmediği ablası Hurmişah'a sarıldı.

"Hünkar kardeşim nasılsın. Keyfin yerindedir inşallah?"

"keyfim gayet yerinde siz nasılsınız yol uzundu malum"

"Keyfimiz yerinde hiçbir sorun olmadı"

Murad etrafına bakıp sordu.

"Mehmed'in nerede göremedim onu?"

"cariye odaya götürdü, uykusu gelmiş."

Murad başını sallayıp odadan çıktı ve Hurmişah Sultanın odasına ilerledi.

Dalia masal bittiğinde Mehmed'e baktı uyumuştu. Yavaşça üstündeki örtüyü düzeltti ve yandaki küçük tabureye oturdu. Başını bira sola eyip Mehmed'e baktı. Mehmed 8 yaşındaydı. Yaşına göre de olgundu. Ne kadar izlediği bilinmez kapı açıldı mı hızla ayağa kalkıp eğildi. Başı eğik olduğu için sadece kaftanını görüyordu ki gelen padişah Sultan Murad Han'dı. Hiç hareket etmeden başı eğik durdu.

Murad ise odaya girince direk Mehmed'in yatağına ilerledi başucuna geçip yatağın kenarına oturdu, başını okşadı. Eğilip başını öptü ve ayağa kalktı. Yandaki cariyeye başını çevirdiğin de eğildiğini gördü, yüzünü göremiyordu. Dalia'yı son bir bakış atıp odadan çıktı. Keşke yüzüne baksaydı.

Bir süre sonra Hurmişah Sultan odaya girdi. Dalia baş selamı verip odadan çıktı, hareme girdi. Çoğu cariye uyumuştu. O da hemen yatağa girip uykuya daldı. Zira yarın, uzun, bir gün olacaktı.

Bana bu kitap için kapak tasarlayabilecek çok değerli bir arkadaş var mıdır acaba?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bana bu kitap için kapak tasarlayabilecek çok değerli bir arkadaş var mıdır acaba?

AY YÜZLÜM (ASKIDA)Where stories live. Discover now