Bir | Ürkütücü Biri

6.5K 251 173
                                    

Uzun süredir taslaklarımda gönderilmeyi bekleyen ve neredeyse beklemekten çürümüş bir hikaye ile selam!!!

Sadece 2 bölümünü yazdığım ve ilham gelmediği için devam edemediğim kurgumu paylaşma kararı aldım. Siz okurken, ben bölümleri yazmaya devam edeceğim~

Şimdiden söyleyeyim; eleştirilere, tavsiyelere ve yanlışlarımı düzeltmenize her zaman açığım ama lütfen kırıcı olmadan ve karşınızdaki kişiye karşı empati kurarak yorum yapın. Burada ne çok eski, ne de çok yeniyim ancak her insanda olduğu gibi hatalarım olabilir. Siz beni uyardıkça bunları düzeltmeye çalışacağım.

Her neyse, daha fazla uzatıp sizi kendimden ve lafı fazla uzatmamdan dolayı hemen soğutmak istemiyorum şsödğömsğrpfklf umarım okuma listenizde yer edinebilirim^^

İyi okumalar<3

****

İnsan hayata kaç kere gelir bilmem ama ben ikinci hayatımı yaşadığımı erken farkına varmak için her şeyimi ortaya koyardım.

Her şeyi yerine koymak için çok geç, anlatmak için ise erkendi. Belki de tam zamanıydı, bilemem...

Ama içinde yaşadığım bu dünyada bu kadar tutulduğum biri olduğunu ben bile farkına varamamışken zihnimin bana oynadığı bu evcilik oyunu hem hayatımı, hemde zihnimi alt üst ederek ruhumun intiharına imzasını altından bir kalem ile atmıştı.

Belki de zihnim bir kitap olsaydı yazarı olamazdım... her şeyi açıkça yazamaz, anlatamazdım.

Yaşadıklarımı hiçbir zaman tüm gerçekliği ile ortaya koyamasam da, her zaman aklıma not ederdim ki en azından unutamayayım.

Keşke unutabilseydim...

****

- Lalisa'dan -

Günlerdir atmadığım çöplerin ağır kokusu ile artık dayanamayarak yayıldığım sıcacık koltuğumdan esneyerek yavaşça doğruldum.

Üzerimde sanki on insan taşıyormuşum gibi hissettiren yorgunluğumu sadece bir kereliğine yoka saydım. Ayaklarımı yavaşça kalın pikemin altından yere sarkıtarak istemeyerekte olsa iki ayağımın üzerinde doğrulup, benimle beraber ayaklanan pikemi elimle tutarak yatmaktan izimin çıkmış olduğu sıcacık koltuğuma geri bıraktım.

Yavaş adımlarla kokunun kaynağı olan mutfağa yönelmemle iğrenerek burnumu tıkayıp etrafa kırpıştırdığım kirpiklerimle göz gezdirdim. Çok temiz bir insan olduğum söylenemezdi, hayat felsefem yemek ve uykudan oluşuyordu.

Mutfak tezgahında duran ve altı büyük poşetten oluşan, içinde yemek artıklarının bulunduğu poşetlere bakarak gözlerimi devirdim "Mutfağa değilde, tüm ülkenin çöplerinin toplandığı yere ayak bastım sanırım..."

Saat gecenin biriydi ama ben şu an çöp atmaya çıkmak zorundaydım. Çünkü cidden evin her köşesini koku sarmıştı ve mutfağımın içi bir ahırdan farksızdı... Aslında bana göre o kadar fazla çöp yoktu ama tüm çöp poşetlerinin içinde bozulmuş hazır yemekler bulunduğu için ev cidden aşırı derecede küf kokmuştu.

Kendi kendime söylenmeyi ihmal etmezken ev anahtarımı cebime atıp ve çöp poşetlerini elime alıp sıkıca kavrayarak kapıya yöneldim. Yaklaşık 20 adımda evimin çıkış kapısına geldiğimde, dirseğim ile kapı kulpunu açmayı başarıp soğuk rüzgarın tenime çarpması ile tüylerimin hepsini teker teker uyandırıp içimin ürperip vücudumun titremesine izin verdim. "Cidden... ne gün ama!"

Comatose, liskookWhere stories live. Discover now