Burak ile el ele içeri girdiğimizde ben cidden nefes alıp almadığıma emin bile değildim. Babamın kafasını kapıya doğru çevirdiğini görmemle Burak'ın elini daha sıkı tuttum.
Burak, Allah aşkına izlediğim onca vampir dizi ve filmlerindeki gibi azıcık korkumu heyecanımı al, bak çok rica ediyorum.
O zaman belki seni bir tık affedebilirim..
Baş parmağını elimin üzerinde beni sakinleştirmek ister gibi hafif hareketlerle aşağı yukarı sürttükten sonra bana hiç bakmadan benden bir adım ilerde yürümeye devam etti. Bende hemen peşinden geliyordum.
Siyah takım elbise pantolonu.. Bacaklarına..
Şşşşş ya yere bak ya da tavana falan Nil, dur bakma şimdi oralara ya baban görürse?
Ay Nil! Sende siyah elbise giydin bugün..
Resmen couple ayol!
"Ayhan Bey, iyi akşamlar.." diye tok sesiyle babamın masasının yanında durup selam verdiğinde babam ayağa kalkma zahmeti bile göstermeden kafasını hafifçe kaldırarak Burak'a baktı. Elimize özellikle bakmak istemiyor gibi bir hali vardı.
Babacığım, şu an elim 25 yıllık hayatının en güzel anlarından birine şahit oluyor, bir bakar mısın lütfen?
"Babaaaam, canım babam!" diye yalancı sevgi gösterimi yaptıktan sonra, elimi Burak'tan çekmeden sol elimle oturan babamın boynuna sarıldım.
Nasıl oluyor bilmiyorum ama sanki Burak'ın elini bırakmadığım için onu mutlu ettiğimi hissediyordum.
Kendimi geriye çektikten sonra, Burak'ın sandalyemi çekmesine içten bir şekilde gülümseyerek teşekkür ettim. Elini yanağıma koyarak yavaşça okşadı ve gülümsedi.
Burak, babam karşımızda farkında mısın?
Nasıl bakıyordum bilmiyordum ama sorun yok der gibi gözlerini yavaşça kapatıp açtıktan sonra hemen yanıma oturup aramızdaki mesafeyi daha aza indirmek ister gibi sandalyesini bana doğru yanaştırıp babama baktı.
Resmen şu an kılıç kalkan olmadan bir savaş vardı..
"Nasılsınız görüşmeyeli Ayhan Bey?" derken yüzünde sanki babamı gerçekten seviyormuş gibi bir gülümseme vardı.
Bebeğim ya.. Hem beni hem babamı ne de güzel kandırıyorsun sen böyle!
"Bugünkü dergileri görene kadar gayet iyiydim." diye sinirle konuşan babam bakışlarını bana çevirdi.
Hani ejderhaların soyu tükenmişti ey WWF?
Adam gözlerinden ateş çıkartıyor!
"Beğendiniz mi fotoğrafları?" dedikten sonra masanın üstünde duran elini babama gösteriş yapar gibi yavaşça masanın altına indirip elimi tuttu.
Canım senin kahvene bugün yürek tozu mu döktüler?
Adam öldürecek bizi şimdi, bir dur.
"Beğenmedim!" diye aniden tepki veren babama gülümseyerek baktım.. Canım babam ya.. Ne de güzel sinirlendin sen öyle. Soyadına bile kabul etmeyen, sadece hesabıma para atarak bana babalık yapan adam.. Nasıl da kıskandı ama kızını..
Seni gidi seni..
Nil salak salak burun yanması göz dolmasından falan acilen vazgeç, ne ağlaması! Ayhan Toç'u çıldırtacağız dur!
"Neden beğenmediniz? Halbuki sabahtan beri telefonlarım susmadı Ayhan Bey!" diyen Burak'ı duyduğumda uyarmak ister gibi elini sıktığımda, elini parmaklarımdan çekip bacağıma koydu.
Burak...
Adam elimizi görmüyordu zaten, bunu yaptığında daha fazla sinirlendirmeyeceksin..
Hassiktir ya!
Fırsatçı köpek seni!
Elinin üzerine elimi koyduğumda, çekeceğimi anladığı için elini biraz daha yukarı çıkarıp hafifçe sıktı.
UUUU... tamam durdum canım sakiniz.
Of keşke şu an şu halimizin fotoğrafını çekebilsem.. Bence elin bacağıma çok yakıştı.. Ama siyasi konuşmak istemem şimdi..
Ama pintereste atsak bir milyon pin alırdım bence..
"Bunun için benden izin alman gerekirdi!" diyen babam ile kafamı kaldırdım. Bakışlarımız kesiştiğinde kaşlarımı çattım.
Gelen garson ile masanın gerginliği dağılmasa da, hızla verilen siparişlerin ardından siparişlerimiz gelene kadar masada inanılmaz boğucu gergin bir hava vardı. Burak ise sakin olmam tek amacıymış gibi sıktığı bacağımın üzerinde avcunu açmış, elimi koymam için davet etmişti.
Hiç itiraz edemeyecektim, çünkü her ne kadar beni kandırsa da ona sonsuz bir güven hissetmekten geri kalamıyordum.
Tabaklarımız geldikten sonra elime bıçağımı almışken bakışlarımı babama diktim.
"Çok pardon ne için izin alacakmışım senden?" dediğimde çenesini sıkmaya başladı.
"Sen benim kızımsın! Sektörde seni tanıyanlar var ve benim ismimi karalıyorsun!" dediğinde gözlerimin dolmasını engellemekte artık zorlanıyordum.
İsmin batsın senin ya!
"İsminizin karalanması için Nil'in bir şey yapmasına gerek yok! Bankanızda hesaplarda paraları nasıl döndürdüğünüzü tüm bankacılık sektörü biliyor. İnsanların paralarını bahis sitelerine yatırdığınız herkes tarafından bilinen bir gerçek." dediğinde açılan çenem ile Burak'a döndüm.
Böyle bir şey varsa ve Burak bunu söylediyse.. Baba.. Sana kötü bir haberim var..
Bunun üzerine çıkabileceğin bir kozun yok, tek yumrukta seni dağıttı.
"Kabancıların oğlu İlker ile Nil evlenecek. Beni dünürlerim ile kötü bir pozisyona düşürdünüz!" dediğinde hayretle babama bakmaya başladım.
Hassiktir, bu hikayede yanan ben oldum.
"Ne?" diyen Burak'a cevap vermesine izin vermeden, sırtımı yasladığım sandalyeden çekerek üst vücudumu masaya eğdim.
"Kiminle evleneceğime karar verebileceğini mi sanıyorsun?" dediğimde yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu.
Her zamanki klasik Ayhan Toç.
"Sen benim kızımsın." diye cevap verdiğinde ben ağzımı açamadan Burak sağ yumruğunu masaya vurdu.
Hayatım.. Huy mu sende masa titretmek sürekli?
Bir saniye durur musun ayrıca tam duygusal buhran falan yaşayacağım kafamı dağıtıyorsun.
"Kimliğinde Toç bile yazmasını istemediğiniz kızınız olduğunu hatırlatmama gerek var mı? Ayrıca çok yakında o kimlikte dedesinin değil benim soyadım yazacak. Sektörde bankanızın karıştığı kirli paraları aklamak için siz Kabancılar ile anlaşmış olabilirsiniz ama benim umurumda değil!" dedikten sonra işaret parmağını babama uzattı.
Oha ne oluyoruz şu an bir saniye ben kaçırıyorum olayın akış hızını!
"Bir daha müstakbel eşime laf yapacağınız zaman o lafın bana geldiğini unutmayın. Karşınıza Ulutürkleri almayı isteyeceğinizi sanmıyorum." dedikten sonra ceketinin cebinden bir bellek çıkarıp babama verdi. "Eminim içindekilerin ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz ama bunlar sizin birkaç küçük hatanız." dedikten sonra ayaklandı ve elini bana uzattı. "Eşime karışacak en son kişi bile değilsiniz. Hele babası?" dedikten sonra gülümsedi. Elimi tereddütsüz bir şekilde Burak'ın eline yerleştirdim. "İyi akşamlar dilerim Ayhan bey." dedikten sonra bana baktı. "Haydi gidelim hayatım."
"Gidelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadeli Mevduat | yarı texting
ChickLit{TAMAMLANDI}+905436: Nil hanım, sanırım mail bulut sisteminde bir sıkıntımız var, mesai başladığından beri dört kez mail attım ancak size iletilmiyor, sabit telefonu da açmıyorsunuz. + 905436: Bugün kredi verdiğimiz şirketin yıllık bilançolu gelir t...