[Bende garip bir şey var]

764 61 26
                                    

Dokuz yaşındaki çocuk oyundan pislenmiş elleriyle yavaşça yaklaştı annesine. Annesinin dikkatini çektiğinde annesi kaşlarını çatmış ve yere çömelip çocuğun ellerini avuçlarına almıştı.

"Ne yaptın sen kendine? Nasıl pislendin bu kadar?"

Çocuk dudak büzüp, masum bir şekilde annesine bakmıştı. Titrek bir sesle konuşabildi.
"Ben düştüm de ondan oldu."

Aslında yalandı, düşmüş değil düşürülmüştü. Arkadaşları arasında söylediği bir cümle yüzünden şimdiden düşürülmüştü yere... İlk yere düşüşüydü belki de ama, son değildi.

Annesi oğlunun kolundan tutup onu lavaboya kadar götürmüş,  pis ellerini temizlemesine yardımcı olmuştu. Çocuk sessizce konuştu. "Anne bende garip bir şey var."

Anne işine odaklanmış, oğlunun ellerini temizlenmesini umursamıştı. Bu yüzden oğlunun bu sözlerini pek dikkate almamış, çocuğun ellerini yıkadıktan sonra üzerini değiştirmesi için onu odasına yollamıştı. Çocuk ise anlanmadığını düşünerek girmişti odasına.

On dört yaşına gelmişti çocuk, odasından yavaş adımlar çıkıp sessizce dolaşmıştı evin içinde. Uykunun tutmadığı başka gecelerden biriydi sadece, uyumaya çalışmak daha yorucu olduğundan etrafa dolaşıyordu öylesine.

Karanlık evde öylece dururken düşünüyordu yine, okulunu, hayatını, geleceğini, en çok da onu...

O gülüşün sesi kulaklarına gelmiş gibi hissetti, o koku burnuna gelmiş gibiydi. Rüzgarda uçuşan saçları ve tek bir haraketle arkaya atışı...

Arkadaşı olduğu o kişiyi... Kanka dediği, kanka denildiği o kişiyi. Çok güzel gülüyordu, en başından beri hep düşündüğü şey gülüşü olmuştu. Yanında açılan iki gamzesi de gülüşü daha da süslüyordu. Sanki büyüleyici bir gülümseme verilmişti ona, gülümsediği dakikada çocuk hayran kalıyordu hep.

Bunu şu sıralar daha çok düşünmeye başlamıştı. Önceden pek umursamazdı, arkadaşlar birbirlerinin gülüşlerini severler derdi. Evet severlerdi, ama bu düşünceyle miydi?

Bunu fark edeli pek zaman olmamıştı, bu düşüncelere gireli çok geçmemişti.

Koltuğa kendisini atıp bacaklarını kendisine çekmişti. Neden sürekli onu düşünmek zorundaydı? Neden bir şekilde onu düşünüyor oluyordu? Neden aklından çıkmıyordu?

Çocuk sessizce mırıldandı.
"Bende garip bir şey var."

On altı yaşında olmuştu genç çocuk, artık gerçeklerin farkındaydı. Birini seviyordu ve dünya onu sevmesine izin vermiyordu. Yasal olmayan bir şey yapıyor gibi hissettirse de genç çocuk hiçbir şey yapamıyordu. Buna defalarca engel olmak istediyse de yapamıyordu.

Her defasında kendisini frenleyeceğini söylese de, onu gördüğü her dakika saçlarına dokunmak istiyordu. Onun arkadaşça yaptığı her şey genç çocuğun kalbini hızlandırıyordu, her hareket onu heyecanlandırıyordu. Onun gibi rahat olabilmek, parmaklarını onun saçlarının içinden geçirebilmek istiyordu.

Aklından geçenler o saçlara dokunmaktı sadece. O saçlar ile oynamak, parmaklarına dolamak...

Her ne kadar arkadaş olsalarda genç çocuk onun yanındayken hep heyecanlı ve gergin olduğundan buna cesaret bile bulamıyordu. Oysaki o defalarca dokunmuştu saçlarına. Onun gibi olabilmeyi o kadar çok istedi ki...

Bir gün genç çocuk yine her zamanki gibi okulun bahçesinde arkadaşları ile otururken onun varlığı ile huzur buluyordu. O mızmız bir tavır ile konuşmuştu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 04, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kısa hikayeler [bxb]Where stories live. Discover now