🦋

2.2K 193 13
                                    

Fazlasıyla sakin bir sabah, kuşlar cıvıl cıvıl. Yakınlardaki gölün sesi kulakları özenle gelişmiş tüm kurtlara güzel melodilerinden bahşediyor. Ve bu gün hyunjin konsey e çağırıldı. Bunu bilerek uyanmak onun için cidden kolay değildi. Ne diyeceklerdi? Muhtemel konuşmalarında mı yapıcaklardı tekrar

Artık bunlara alışmış olması normal değildi. Konsey in sürekli boynunu ensesini kontrol etmesi rahatsız etmeye başlamıştı. Sorulunca söylüyordu zaten.

Taradığı saçlarından sonra bastırıcıkarındanda içmeyi unutmamış sakin sakin aşağı inmeye başlamıştı. İnce basamaklar çok hoşuna gitmesede silmesi kolay diye kendini avutuyordu en azından.
Kalan 34 basamağıda inerken önüne çıkan Chan ın kurduyla bir anda gerilmiş dengesini sağlayamamıştı.

Ve kısa uçuşundan sonra kendini dönüşmüş ve onu sımsıkı sarmalamış Chan ın kollarında bulmuştu.

Onlar eşlerdi bu gibi bir mesafeden daha çok yaklaşmış olmaları gerekirdi ama şuanda oldukları durum bu bir haftadır geldikleri en yakın andı.
Chan ın gözünden ise tek bir hatırası geçiyordu.

"Channie"

Duyulan çığlıktan sonra kendini bırakan minik beden direk eşinin kollarına iniş yapmıştı. Felix böyle şeyleri çok severdi. Hatta sırf macera olsun diye ikinci kattaki balkonlarından bile Chan ın üstüne atlayabilicek potansiyeli vardı.

"Felix! ya tutamasam seni? Neden kendini merdivenlerden bırakıyorsun?"

"Çünkü beni her koşulda tutucağını biliyorum Channie. Sen nerede olursan ol beni korumak için vınn diye geliyorsun."

Sonrasında Chan ın konuşmasına izin vermeden dudaklarına konan kocaman bir öpücük vardı.

Bunu hatırlamak ona iyi gelmemişti. Hyunjin ise beş dakikadır hala onu indirmeyen artı olarak ta sürekli yüzüne bakan adamın gözünden düşün damlayı görmesiyle paniklemişti. Kendini nasıl onun kucağından attığını bile bilmiyordu

"Chan iyi misin!? biryerin mi acıdı neden ağlıyorsun?"

Ona uzattığı eli bile dokunmaya gidemiyordu hyunjin in. Rahatsız olmasından dahası onu itmesinden korkuyordu. Ama olmadı. Havadaki eli ona yaslanan sıcak yüzü güzelce çevreledi ve düşme göz yaşının yolunu sildi.
Chan o an yüzündeki uzun narin eli hissettiğinde bazı şeylerin farkına vardı.

Eski omegası hayatta değildi! artık o minik elleri yüzünde gezemezdi veya kalp şeklindeki dudakları onun olamazdı. Onun yerine artık zarafet timsali bir omega vardı hayatında. Bazı şeyleri anladığı için ondan uzak duran, bilmediğini düşünüp etkilenmesin diye birsürü bastırıcı içen. Ama yinede her şekilde ona daha yakın olmaya çalışan.

Omeganın eline yüzünü dahada yasladı alfa. Şuan onun dokunuşları bazı şeyleri fark etmesini sağlıyordu.

Bu güzel ortam onlar için çok özeldi şuan ama konsey in onu beklediğini bilen hyunjin biraz gerilmişti yine.

"omega?"

Sadece seslenmesi bile hyunjin in titremesine yetmişti. Çok kırılgan bir yapısı vardı omeganın. Fazla ürkek aynı zamanda dayanıklıydı.

"Fazla gerginsin, banada geçiyor."

"Şey üzgünüm konsey bu sabah beni tekrar çağırdı ve muhtemelen bekliyorlardır."

"Gidelim."

Alfa omeganın elinden yakaladığı gibi evin kapılarını açıp çıkmıştı. Kurtlarını bile dönüşmeden hızla sürü alanına gelmiş ordan konsey alanına ilerlemişlerdi.

Ağaçlar arasındaki büyük binanın kapıları açılıp içeri girdiklerinde ordan birisi gelip onları yukarı yönlendirmişti. Fazla sessizdi burası ve Chan bundan gerçekten rahatsız olmaya başlamıştı.

Açılan kapının ardında heryeri beyazlarla kaplı odada beyaz giyinmiş bir takım kişiler oturuyordu. Ciddi ciddi iğrenç biryerdi aslında. Ortadaki tek başına olan sandalyeye hyunjin in oturması için hareket verildiğinde omega yönelicekti ama alfası elini bırakmadı.

Chan buraya gerçekten tersti. Beyaz kısa kollu tişörtü ve siyah yırtık kotu ile herkes e delici bakışlar atmaktan başka birşey yapmıyordu.

Sonunda ikinci sandalyede gelince ikili yerleşmiş sorular gelmeye başlamıştı.

"Alıştınız mı?"

İkili önce birbirlerine bakmış sonra alfa kafasını olumlu anlamda sallamıştı.

"Sözlü cevaplar daha iyi olur aslında neyse, işaretlimisin omega?"

"Tamam biz burda neyi sorguluyoruz?"

Alfa dayanamayarak önlerinde özel hayatlarına dalan topluluğa yönelmişti artık.

Ama onu kaale bile almıyorlardı?!

Orda duran uzun saçlı kız yaklaşıp omeganın saçlarını sıyırıp ensesine bakmaya başladığında odada yüksek bir hırlama baş göstermişti. Alfa omegasını sahipleniyordu.

Kız önce konsey e dönmüş sonrada hafif hafif uzaklaşmıştı.

Kızgın alfa şuan hepsinin sonu olabilirdi.

"Burdaki saçma şey birdaha olmayacak. Bize bir ay verdiniz ve bu bizim özel hayatımız sizin karışma hakkınızı ben görmüyorum. Bir ayın sonunda çağırmadığınız sürece kalanlara geleceğimizi düşünmüyorum."

Omegasının elini tuttuğu gibi bu içini basan beyaz alandan hızlıca çıkmıştı. Burdan asla hoşlanmamıştı.

Eve dönerken pek konuşmamışlardı. Ama hyunjin onun için olan sahiplenici hırlamayı düşünüyordu. Kurdunun hoşuna gitmişti. Ve Chan da sonunda kabullendiği omegasının mutluluğundan oluşan güzel kokusunu rüzgar vurdukça hissediyordu.

Bazı şeyler zamanla oluyordu ve onlar bu zamanı birbirlerine tanıyorlardı. Bundan önemli birşey yoktu.

hate? | hyunchanWhere stories live. Discover now