0.5

389 74 22
                                    

13 Ocak

Sabahın ışıklarının yüzüne vurmasıyla gözlerini aralamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sabahın ışıklarının yüzüne vurmasıyla gözlerini aralamıştı. Ya da art arda gelen bildirim sesleri de belki onu uyandırmıştı.

Uykusundan uyandırıldığı için kaşları çatılmıştı.

Elleri Şifonyerin üzerinde gezdi bir süre.

Dağınık bildirimler bu kadar mı gözünü kamaştırırdı?

Dabi: Günaydın bebek

Dabi: Bak şuan neredeyim?

Dabi:

Dabi: Bu saatte de uyumazsın?!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dabi: Bu saatte de uyumazsın?!

Dabi: Beni almaya gel. Lanet olsun düştüğüm hallere bak.

Dabi: Hava soğuk, çabuk gel.

Dabi: Ama bu kadar da kötü olamazsın.

Dabi: Haberlere Tokyo tren garında soğuktan ölen adam "kim tarafından bekletildi" sorusundan kendini sorumlu tutarsın artık.

Lenanın suratı neye uğradığına şaşırmıştı sanki. Cidden bu aptal yanına mı gelmişti?

Dün attığı mesaj yeterince ciddiyetten uzak değil miydi?

Yatağından hızla kalkıp, kışlık üstlerini geçirdi üstüne. Ardından çıktı dışarı Eldivenleriyle birlikte.

Çiseleyen kar, ne kadar az yağsa da, büyük bir şehri beyaza çevirmişti sürekliliği.

Karla kaplı uzun yola baktı. Bir taxi aradı gözleri.

Havanın gerçekten soğuk olduğunu Taxi'yi beklerken anlamıştı.

'Şimdi ne kadar üşümüştür.'

Sinirlenmişti, seri bir şekilde mesaj bölümüne girmişti.

Lena: Aptal, insan bir haber verir.

Dabi: Niye böyle sinirleniyorsun ki, alınıyorum.

Lena: Bu soğukta birini beklerken, önceden haber ver. Espriyle karışık değil. Ciddi bir şekilde.

Dabi: Haaa, sen beni merak ettin (⌐■-■)

Lena: Yanına geliyorum.

Dabi: Çabuk gel :')

Lena: Böyle imalı şeyler yazma tilt oluyorum.

Dabi: *yazıyor*

Dabi: Selametle gel

Lena sinir bozukluğuyla gülmüştü attığı mesajla. Ama bunu sanal ortamda belli etmedi. Belki de etmek istemedi

Taxi tren garına yaklaşmıştı. İnmeye hazırladı kendisini. Vardıklarında ise, buruşmuş kağıt parayı uzattı şoföre.

Kapıyı açtığında mükemmel bir manzara karşılamıştı onu, Karlarla kaplanmış bir Tokyo.

Harika ve ötesi güzellikte olan bu şehir...Fazla cezbediciydi.

Gözleri uzun bir süre şehirde gezdi. Öyleki ne için geldiğini bile unutacak kadar sersemlemişti.

Ta ki, boynuna gelen sıcacık nefesi hissedene kadar.

"Hey"

Gelen sesle donmuştu sanki, arkasındaki genç adam bunu anladığında, önüne geçmişti.

Gözlerinin önüne.

Lena karşısında duran adama baktı. Gerçekten de karşısındaydı. Canlı canlı duruyordu.

Fotoğraflarda olduğundan daha mı güzel görünüyordu?

Fakat gülüyordu, hatta kahkaha atıyordu. Alaycı sesi duyuldu önce.

"Lena, bug'a girdin."

Lena o an sinirlenmedi, ve gülümsesi görüldü bir anlığına.

Gülümsemesi göründüğünde bu sefer roller değişmiş gibiydi. Ama bunu o anlık dile getirmeden kollarını sardı genç adama.

Ve kulağına yaklaştı hafiften

"Dabi, bug'a girdin."

Kollarını sardığı bedenden uzaklaştı.

"Hadi gidelim."

Elinden tutup, evine doğru götürdü. Bu uzun yolculukta da yol boyunca güldü.

Ya eski yazım tarzımı unuttum ya da okul beynimi yıkadı. Yazarınız bir mal.

𝗗𝗮𝗯𝗶 𝘅 𝗿𝗲𝗮𝗱𝗲𝗿//懐かしい *。 › ˎˊWhere stories live. Discover now