17

28 3 3
                                    

hyunjung

hyunjungie
minhyun?
iyi misin?
bir şey mi oldu?

müsait misin

müsaitim bebeğim
neredesin sen?

evini önündeyim
gelebilir misin?

geliyorum bebeğim
hemen geliyorum

|×|×|×|

Hyunjung, üzerine hırkasını geçirip çoraplarının üzerine giydiği terlikle hızlı adımlarla apartman merdivenlerini indi.

Apartmanın dış kapısını açtığında Minhyun'u arkası dönük bir şekilde dikilirken gördü.

"Sevgilim?"

Minhyun, ona döndüğünde Hyunjung içinde bir şeylerin ezildiğini hissetti. Yüzünde bazı yerlerde kan izleri vardı.

Kavga mı etmişti?

İyi de Minhyun kimseyle kavga etmezdi ki. O karıncayı bile incitemezdi.

Apartmanın giriş merdivenlerinde duran Hyunjung, Minhyun onun açtığı kollarının arasına girerken kafasını omzuna koyabiliyordu.

Hyunjung'un kafası Minhyun'un omzundayken, kolları da boynundaydı. Minhyun da kollarını Hyunjung'un ince beline sarmıştı.

"Ne oldu Minhyun?"

Hyunjung'un sorduğu soru cevapsız kaldı.

Bir süre ikisi de sessizce birbirlerine sarıldı. Birbirlerinin nefes alış verişlerini dinlediler.

Sonunda geri çekilen Hyunjung olmuştu. Sevgilisi karşısında paramparçaydı, bunun nedenini öğrenmek istiyordu.

"Ne oldu Minhyun?"diye yineledi sorusunu.

Minhyun yutkundu. Ya Hyunjung ondan korkarsa?

Hyunjung, Minhyun'un sessizliği üzerine sevgilisinin ellerine uzandı. Apartmanın girişini aydınlatan ışık sayesinde Minhyun'u rahatça görebiliyordu.

Elindeki kan lekelerini de.

Hyunjung'un yüzüne gözle görülebilir bir endişe yayılırken bir elini Minhyun'un yanağına çıkarttı. Diğer eli, hala Minhyun'un elindeydi.

"Ne olduğunu söyle bana Minhyun. Susma lütfen. Endişeleniyorum."

"Babamla kavga ettik."dedi sonunda Minhyun.

Hyunjung, Minhyun'un az çok anlattığı kadarıyla babasını biliyordu. Alkolik, problematik biriydi. Minhyun'la sürekli kavga ediyorlardı. Minhyun her ne kadar alttan almaya çalışsa da, bugün sınırı aşmış olmalıydı.

"Sen iyi misin?"Hyunjung'un baş parmağı Minhyun'un yanağını yavaşça okşarken Minhyun kafasını olumlu anlamda salladı.

"Üşüyeceksin. Hadi eve geçelim."

"Ra-"

"Annem teyzemin yanına gitti, Yeonjun bir arkadaşında kalıyor. Evde rahatsız olabilecek kimse yok."Hyunjung'un bu sözleri üzerine Minhyun bir şey dememişti. Hyunjung'un onu çekiştirmesine izin vermiş, beraber eve girmişti.

Minhyun ruh gibiydi.

Babası Yeji'ye tokat attıktan sonra uzun zamandır içinde biriktirdiği öfkesi ortaya çıkmış, gözü kararmıştı resmen. Hyunjin ve Yeji onu durdurmasa onu öldürebilirdi bile. Ama Hyunjin onu durdurmuştu.

Sonrasında olanlar ise ışık hızında gerçekleşmişti sanki.

Minhyun ikizlere gerekecek eşyalarını almalarını söylemiş, daha sonra onları Dongho ve kız kardeşi Seulgi'nin birlikte kaldığı eve bırakmıştı. Kendisi de eve hiç girmeden, direk Hyunjung'un yanına geçmişti.

Şimdi ise Hyunjung Minhyun'u klozetin üzerine oturtmuş yüzüne ve ellerine pansuman yapıyordu.

Minhyun normalde böyle biri değildi. Hyunjung da biliyordu bunu. Kardeşleri için her şeyi yapardı. Zaten anneleri onları uzun zaman önce terk etmişti. Babalarından da hayır gelmeyeceğini anladıklarında, Minhyun onlara hem anne hem baba hem de abi olmuştu.

Hyunjung Minhyun'un ellerindeki kan lekelerini temizlemiş, olan yaralarına pansuman yapmıştı.

Minhyun'u kendi odasına yönlendirip, ikisi beraber yatağa uzandılar.

Minhyun, Hyunjung'u sıkıca kavramıştı. Onun kolları arasından gitmesini istemiyordu. Onu kaybetmekten korkuyordu.

Hyunjung da elini Minhyun'un saçları arasına çıkartmış yavaşça saçlarını okşuyordu.

Sweater Weather ✔Where stories live. Discover now