Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
———— ————
Steve tutulmuş beli yüzünden ağrıyla uyandı. Dün gece Oliver ile yukarıya çıkmaya erinip koltukta kucak kucağa uyumuşlardı.
Göğsüne baktığında Bucky'i göremedi. Yine bir kişilik değiştirmiş olmalı.
Ayağa kalkıp biraz gerindikten sonra mutfağa, ön-arka bahçeye baktı ama onu bulamadı. En sonunda yatak odasına girdiğinde onu örtüye kundak olmuş bir şekilde buldu.
Ufak bir tebessümle onun yanına gitmeye başladı. Baş ucuna oturduktan sonra elini Bucky'nin yumuşak saçlarına soktu ve geriye doğru itelemeye başladı.
Bucky biraz kıpırdandığında onun uyanık olduğunu anladı Steve. Uyanık ve kendisiyle konuşmuyorsa büyük bir sorun var demek.
-Günaydın.
Ondan hala ses gelmedi. Sadece kafasını yastığa daha fazla bastırdı.
-Bana kim olduğunu söylemek ister misin?
-Thomas William diye mırıldandı sadece.
-Thomas, tanıştığıma memnun oldum. Hala yüzünü ona dönmesini bekliyor fakat Thomas dönmüyor. Bir sorun mu var?
-Beni yalnız bırakır mısın?
-Yalnız mı? Bir yerin mi ağrıyor?
Thomas yine sessiz bir şekilde örtüyü daha fazla üstüne çekip cevapsız bıraktı Steve'i.
-Thomas, bana bakabilir misin?
Bucky bakmama konusunda ısrarcı, Steve ise sorunun ne olduğunu öğrenme konusunda.
-Yalnız kalmak istiyorsan seni yalnız bırakırım. Eğilip Bucky'nin saçlarına ufak bir öpücük bıraktı. Ama bana sorunun ne olduğunu söylersen içim biraz da olsa rahat olur.
