26. Bölüm

419 142 142
                                    

.. Melekmisin
ŞEYTAN'mısın bilmiyorum..

**

"Ne iyiliker yaptın.."
"Ne kötülükler yaptın bilmiyorum.."
"Sadece bildiğim şey melek kadar güzelsin.." "Şeytan kadar acımasızsın.."
"Söylesene bana bu özelliklerin içinde hain olma ihtimalin kaç?.. "

**

"Her kitabımda belirttiğim gibi ağır cinsellik ve argo kelimeler içerir. Lütfen minikler okumayın çünkü tüm kitaplarım 🔞🚫⛔ sizlere yasak canişler.. 🖤 "


Hazal'ın evlat verildiği aile..

Ece boğazını pürüzden arındırmak için temizlerken, elindeki çayını sehbaya yavaşça koyar"Ben artık kalkayım" eline Hazal'a ait oyuncak bebeği alıp kadına doğru gösterir "Ben bunu alıyorum.. " deyince, kadının dudakları kırıkça burkulur "O kızı görürsen lütfen onu çocuk esirgemeye bırakmak zorunda kaldığımız için.." hayıflanır gibi nefesini verirken gözlerini acı çeker gibi sertçe kapatıp açar "Çok üzgün olduğumuzu söylermisin.." deyince, Ece usulca yutkunur. Dudaklarında acı bir tebessüm can bulur "Sizin gibi çok aile var.." burnundan şiddetle nefesini verir "Çocukları bir süre olmayan.. " dudağının kenarı burukça aşağıya doğru kıvrılır "Sonra kendi çocukları oluyor.. " yüzünü tiksinintiyle buruşturur "Üvey evladı ya çocuk esirgemeye verirler yada büyüdüğü evinde sığıntı olur.. " küçük bir göz yaşı yanağından süzülürken "O çocuğun hep kalbi kırıktır.. " burnunu sertçe çeker "Ama biliyormusun aslında sınanıyorsunuz.. " derin bir soluk alırken göz kenarından süzülen bir damla göz yaşını parmağıyla siler "Bir zamanlar başkasının çocuğuna muhtaç iken.. " aralarına işaret parmağını sokar "Hem çocuk evlat ediniyor.." kaşları ikaz eder gibi çatılır "Hemde mucize oluyor kendi çocuğunuz oluyor.." alt dudağını göz yaşlarını geriye iteklemek için dişleriyle ısırırken "Ama sen bir zamanlar o evlat edindiğin çocuğu ne kadar istediğini unutup işin bitince bir kenara acımadan atıyorsun.. " deyince, kadın utançla yüzünü önüne eğer. Kelimeler boğazına dizlerken güçlükle yutkunur "Haklısınız.. " sesi içine kaçmış gibi çıkar. Ece bileğinin tersiyle burnunu ve gözlerini kurularken "Senin yaptığın ne annelik ne de kadınlık.. " avuç içlerini dizine vurup hızla kalkar "Dua ediyorum ikici kez öz kızın tarafından birkez daha sınanmazsınız.. " deyince, kadın da hemen arkasından hızla ayağa kalkar. Ece elini "Dur" der gibi kaldırır "Ben kapının yolunu biliyorum" kapıya doğru hızla adımlar.

Orman

Adımları birbirine takıla, takıla koşuyordur. Telaşla sürekli kafasını arkasına dönerek evden uzaklaştığını görmek istiyordu. Ormanın içinde ağaçlar yüzünden zig zag çizerek koşuyor, nefessiz kalmış gibi ciğerlerine sık, sık ve kesik kesik soluklar alıp veriyordur. Göz yaşları dolu, dolu yanaklarından süzülürken görüşü bulanıklaşır. Bir süre daha omuzları ağaçlara çarpa, çarpa koşar. Evden baya uzaklaşmıştır. Kendi etrafında dönerek adımlarını yavaşlatır.Genzi koşmaktan yanmış, kalbi adrenalinden patlama noktasına gelmiştir. Dudakların arasından titrek bir nefes süzülürken sırtını iri cüsseli bir ağaca yaslar. Şiddetle nefesini verirken, parmaklarıyla yanaklarında iz bırakan göz yaşlarını siler. Sertçe burnunu çekerken, elini pantolonunun arka cebine atıp Kuzey'in cep telefonunu çıkarır. Donuk bakışları cep telefonunun ekranında asılı kalırken aklında bir anı canlanır.

Melekmisin¿ Şeytan mı? Where stories live. Discover now