Sözlü Mücadelesi:
Allah'u Teala şöyle buyuruyor;
"İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi inkâr (tekfir) ediyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." (Mümtehine, 4)
Tevhid ehlinin tağut ve ona inanan insanlara karşı takınmaları gereken tavrı bu ayetten yola çıkarak maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz:
1. Tağuta İbadet Edenlerden Teberri Etme:
Tağut, tağutun kurumları ve tağutun yanında, onun safında yer alan insanlardan uzak durmanın gerektiğine delildir. Dikkat edilirse İbrahim (as) tağuttan önce onun yanında bulunan insanlardan uzak durmaya dikkat çekmiştir. Çünkü insanlar genelde kendi toplumunun insanlarından uzaklaşma hususunda büyük bir tereddüt yaşarlar. Akrabalık, komşuluk vb. bağların bulunduğu insanlardan beri olmak zor olduğundan İbrahim (as) ilk onunla başlamıştır.
2. Tağuttan Uzak Durma:
Tevhidle tanışık olan bazı insanlar, Müslümanın tağuta karşı mesuliyetinin sadece onu tekfir etmek olduğunu zannederler. Oysa bu ayette İbrahim (as) ondan uzak durmayı vurgulamıştır. Tağutu sadece tekfir etmek kişinin kopmayan sağlam kulp olan Kelime-i Tevhid'e yapışması için yeterli değildir. Onu tekfir etmekle beraber ondan ve onun kurumlarından uzak durulmalıdır. Kuran, Müslümanlara tağuta karşı iki sorumluluk ve görev yükler. Bunlar;
1: Tağutu tekfir etmek: (Bakara 256)
2: Ondan uzak durmak:
"Andolsun ki biz her ümmete; 'Allah'a kulluk edin ve tağuttan uzak durun' diye emretmeleri için bir Peygamber gönderdik." (Nahl 36)
3: Tekfir Etme:
Tağut ve ona ibadet eden kullarının tekfir edilmesi ve açıktan yüzlerine söylenmesi gerekir. Bazıları 'Tağutların tekfir edilmesi size ne kazandırır?' gibi şeytanın süslemiş olduğu bir takım sözlerle tekfirin gereksiz olduğunu savunurlar. Tağutu ve ona ibadet edenleri tekfir etmek kendisine tabi olmak zorunda olduğumuz ve bizim için güzel örnek olan İbrahim (as) 'ın metodudur.
Ayrıca tağutların hükmünü bilmek gerekir ki; Müslüman ona göre davransın. Mesela yöneticilerden tağut olanları ele alırsak; kişi bunların 'Müslüman mı?', 'Kafir mi?' olduğunu bilmelidir ki ona göre davransın. Yönetici Müslüman ise ona itaat ve biat etmek farzdır. Eğer küfür ameli işleyen bir yöneticiyse, onunla savaşmak farz olur.
Allah (ac) insanları yaratırken iki gruba ayırmış, onlara iman ve küfürle hükmetmiştir:
"Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kafir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir." (Teğabun, 2)
Kafir olan tekfir edilmezse Müslüman ile müşriğin hükümleri birbirine karışır.
4: Ebedi Bir Kin ve Düşmanlık:
Tevhid ehli, tağutlara ve kullarına karşı sonsuz kin ve düşmanlık besleyecektir. Ayette kin ile düşmanlık birbirinden ayrılmıştır. Çünkü kin kalpte olan, düşmanlık ise dışarıdan olan eylemdir. Yani muvahhid olan insan bunlara kalbiyle kin beslemek, buğz etmekle yetinmeyecek aynı zamanda bunlara açıktan düşmanlık da edecektir.

YOU ARE READING
DAVETÇİ (tamamlandı)
General Fiction"Ben cinleri ve insanları yalnız Bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat, 56) "Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir." (Enam, 162) "Yaratan Rabbinin adıyla oku." (Alak, 1-2)