Bölüm 4

1.2K 62 5
                                    

Eylül

Tam dibinde oturmuştu. Her zaman o giydiği siyah kapüşonlarından birini giymişti.

Onunla ilk öpüşmemizde de vardı üstünde...
O benden ayrıldıktan sonra, onu aldattığıma dair yalan söyleyip kaçmaya çalıştıysamsa da o beni bırakmadı.

İnanmıyordu. Ama yalancının tekiydik ikimiz de!
Birbirimize yalanlar söyleyip kandırdık.
Keşke her şey böyle olmasaydı.

Ona bakıp bunları düşünürken kafasını bana çevirdi. Biraz baktım ona oda bana...
Sonra o bana baktı.. Baktı.. Baktı..
Ben de başımı yana çevirdim ve derin bir nefes almak istedim.

Ekim

Onu ilk tuttuğum gün geldi aklıma. Deniz'ler oturmuş şarkı söylüyorlardı. O ise bana bakıyordu sonra kafasını çevirdi.
Elini zemindeki kuma değdirdi.

Ben de yavaş yavaş kalkmak için hazırlanıyordum.

Deniz- Nereye Ekim?

Ekim- Geç oldu!

Deniz- Hadi ama!

Ekim- Belki başka bir akşam tekrarlarız. Ama gerçekten geç oldu. Gitmem lazım.

Eylül- Ahh!

Herkes Eylül'e dönmüştü. Zor ayakta duruyordu. Sanırım kramp falan değildi.. Bileğini burkmuştu.

Ekim- İyi misin?

Eylül - Şey gerek yo- Ahh!

Ekim - Eylül! Bir şey yok diyorsun ama besbelli canın acıyor!

Ona bağırmıştım.
Herkes bizi izliyordu.

Ekim - Özür dilerim. Bağırmak istememiştim.

Eylül - Sorun yok. Haklısın. Sanırım bileğim burkulmuş. Basamıyorum acıyor.

Ekim - Gel tutun bana!

Eylül - Peki.

Bana tutunmuştu.. Ama olmuyordu yine acıyordu o yüzden onu kucağıma aldım.

Eylül - Napıyorsun Ekim?

Ekim - Şu an yürüyebilecek durumda değilsin. O yüzden en iyisi bu.

Eylül - Ama belin... Belin ağrır. Üstelik ağırım ben.

Ekim - Değilsin. Hastaneye götürdükten sonra evine bırakırım.

Eylül - Ben gitmem hastaneye falan beni eve bırak.

Ekim - Ne? Neden?

Eylül - Ya iğne yaparlarsa korkarım ben.

Ekim - Koca bebek! Ben yanındayım Ne korkması ya? Hadi sus bakayım! Hastaneye gidiyoruz o kadar!

Eylül - Ya ama!

Ekim - Şşşş

Deniz'lere veda edip ayrıldık ordan.
Kucağımda Eylül... Elleriyle boynumu kavrayışı.. Bana bakışı.. Kalbim deli gibi atıyordu. Of of..

Eylül

Kahretsin ya! Tam da sırasıydı. Ayak bileğim burkulmuştu. Of ya. Ekim benimle ilgileniverdi o an.

Kucağına aldı.. İçimde çok tuhaf bir his vardı. Kalbim deli gibi atıyordu. Ellerim tenine değiyordu. Dudakları hala ilk günkü gibi kirazımsıydı.

Onda kaybolmamalıydım. Biz ayrılmıştık!

Ekim - Geldik.

Eylül - Ya ama! Yanımda kal. Korkuyorum ben.

Ekim - Tamam koca bebek gel hadi.

Kucağından indirmeden sedyeye uzattı. Girişimi yaptı ve doktorun yanına götürdü.

Yaklaşık 25 dk sonra doktorun yanından çıktık. Biraz dinlenmem gerektiğini söyledi.

Ekim beni tekrar kucakladı.
Uykum gelmişti.. Gördüğüm son şey Ekim'in gözleriydi.

Ekim

Doktordan çıkar çıkmaz yine kucaklamıştım. Evi çok uzaktaydı. Ve uyuyakalmıştı. Benim evim yakında olduğu için mecburi evime götürmem gerekiyordu. Saçları omuzumda, elleri boynumda. Uyurken çok güzeldi.
Ona bakakalsam her an bir araba bize çarpabilirdi. O yüzden yola bakıp eve doğru ilerledim.

Düşürmemeye çok dikkat edercesine daha sıkı kucakladım Eylül'ü. Annesini kucaklayan 5 yaşındaki çocuklar gibi kucaklamıştı beni.
Bir başka güzeldi.

Evimin önüne gelince bilekliğimin cep kısmından nazikte anahtarı çıkardım.
Kapıyı açtım. Ayağımla biraz iteledikten sonra içeri geçtim. Odama çıkıp nazikçe ışığı açıp çok dikkatlice Eylül'ü yatağıma uzattım.

Altındaki yorganı üstüne örttüm. Saçlarını düzelttim biraz da. Sonra ışığı söndürüp salona indim.

Çok güzeldi.. Onu düşünmemek elde değildi.
Ne kadar ayrılmamak istesem de ayrıldım.
Ama bitmedi içimde sevdam. Dinmedi ateşim.
O gün yarı da bıraktığım kitabı okumaya karar verdim. Ve devam ettim.

Nihayet gelmişti, doğmuştu güneş evimin penceresinde...
Zaman ayrılık koksa da güneşin aşk vermişti tenime...
Omzumdaydın sanki, yatağımda, göğsümün ucunda..
Beni dilemiştin, bana gelmiştin.
Ben de seni diledim kadınım.
Ve sen geldin.
Artık o kara bulutlar yoktu gökyüzümde. Çünkü artık güneş gökyüzünde.

Ne kadar güzel bir kitaptı yahu bu böyle?
Sanki bizi anlatır gibiydi. En derinlerde bizi saklar gibiydi. Her halimizi bilir, okudukça da her halimizi konuşur, anlatır gibiydi.

Kitabın kapağını kapattım.

Derin bir nefes aldım.

Şimdi asıl düşünmemiz gereken şey...

Yarın Ne olacağıydı. Nasıl başlayacağıydı.

-FabiAnnabelle-

İ k i   D e l i   -   GxGWhere stories live. Discover now