XXIII

5K 286 240
                                    


* olan yer Albatross isimli filmden alıntıdır.

Hmm...

Ben ağır ağır uyanırken, Louis burnunu boynuma sürtüyordu.

"Günaydın, bebeğim," diye fısıldadı ve kulak mememi dudakları arasında sıktı. Arkamda bana sıkı sıkı sarılarak yatarken, elini kalçama kaydırdı.

Dokunuşunun tadını çıkararak gerindim ve ereksiyonunu popomda hissettim. Ah tanrım. Louis Tomlinson usulü uyandırma.

Manidar bir kıvranışla ona sürtünerek, uykulu bir sesle, "Beni gördüğüne sevinmişsin," diye mırıldandım.

"Seni gördüğüme çok sevindim," diye fısıldadı ve elini, sertleşmiş organıma götürdü. "Yanınızda uyanmanın mutlak avantajları var, Bay Styles." diye takıldı ve beni sırt üstü çevirdi.

Eliyle tatlı işkencesini sürdürerek, "İyi uyudun mu?" diye sordu. Bana gülümseyerek bakıyordu. Göz alıcı, insanın ağzını bir karış açık bırakan kusursuz dişli erkek manken gülümsemesi. Nefesimi kesiyordu.

Kalçalarım, parmaklarının başlattığı dansın ritmine uygun sallanmaya başladı. Dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu ve emerek aşağı kaydı. İnledim. Kendisi nazik, dokunuşu hafif ve cennet gibiydi. Hünerli parmakları arkaya süzülüp yavaşça içime kaydı.

Boynuma doğru, "Ah, Harold," diye tısladı. Dudakları köprücük kemiğimin üstünden meme uçlarıma doğru yolculuğunu sürdürürken, parmakları öpüşleriyle eş zamanlı hareket ediyordu. Dişleri ve dudaklarıyla önce bir meme ucumu, sonra diğerini çok yavaşça emdi.

İnledim.

"Hmm..." Usulca homurdandı ve bana yakıcı mavi bir bakış atmak için kafasını kaldırdı. "Seni şimdi istiyorum." Başucu komodinine uzandı. Üzerime çıkıp ağırlığını dirseklerine vererek bacaklarımı bacaklarıyla aralarken, burnunu burnuma sürttü. Dizlerinin üstünde doğruldu ve folyo paketi yırtıp açtı.

Yakıcı gözleriyle bana bakarken dudağımı ısırdım.

"Dudağını ısırma, Harold. Çünkü bunu ben yapacağım." dedi ve ağzı ağzıma kapanırken vücudu vücuduma örtüldü.

"Kahvaltıda ne istersiniz, Harry?"

"Biraz kahvaltılık gevrek alayım. Teşekkürler, Bayan Rose."

Kahvaltı barında Louis'nin yanına oturdum.

"Çok hoş görünüyorsun," dedi Louis yavaşça. Üstümde açık mavi bir gömlek ve dar bir kot pantolon vardı.

"Sen de öyle," dedim. O her zamanki CEO kılığındaydı.

"Acaba bugün işte neler olacak?"

"O pislik torbasının yerine başkasını getirmek zorunda kalacaklar." Louis yüzünü buruşturdu.

"Umarım yeni patronum bir kadın olur."

"Neden?"

"O zaman onunla bir yere gitmeme itiraz etme ihtimalin azalır."

Dudakları yukarı kıvrıldı ve omletini yemeye başladı.

"Komik olan ne?"

"Sen. Gevreğini ye. Bütün kahvaltın bundan ibaret olacaksa hepsini bitirmelisin."

Her zamanki patronluk taslayan haline bürünmüştü. Dudaklarımı büzdüysem de kahvaltıma başladım.

"İşte anahtar buraya girecek." Louis vites kolunun altındaki kontağı işaret etti.

Your Love Is KingWhere stories live. Discover now