25 | goodbye

7.5K 1K 1.6K
                                    

Zamanın bir o yana, bir bu yana fırtınada savrulur gibi hızlı geçmesi beni deli ediyordu.

Özellikle de şu ne zaman geçtiğini bile anlamadığım altı gün.

Tek başımaydım.

Evian benimle konuşmuyordu. Kaçma ihtimalime karşılık bahçeye bile çıkmama izin verilmiyordu ancak tüm bunlara rağmen bildiğim bir şey varsa, o da 1843'den asla gitmeyeceğimdi.

Bu yüzden tam şuanda kendimi tuvalete kilitlemiştim ya.

"Jungkook! Gidiyoruz."

Alt kattan bana seslenen Paul'u duysam da umursamadan, sırtımı yasladığım kapıdan ayrılmamaya devam ettim. Oturmuştum yere ve burada sessizce gece yarısı olmasını bekleyecektim. Muhtemelen gelip gidecekler, beni buradan çıkarmaya çalışacaklardı ama başaramayacaklardı.

Böylece, sonsuza kadar burada kalacaktım. İstediğim dönemde.

"Jungkook! Evian geldi."

Paul hâlâ seslenmeye devam ediyordu ve benim karşılık vermeyişimle merdivenlerden ayak sesleri gelmeye başladı bu sefer. Tek bir kişi olmasından yine Paul olduğunu, beni kontrol etmeye geldiğini anlayarak bacaklarıma daha sıkı sarıldım.

"Jungkook?" diye bir ses geldi kapının önünden.

"Sıçıyorum!"

"Ah... özür dilerim!"

Birkaç dakika buradan kazanırdım. Paul aşağıya inmeye başladı bu sefer. "Sıçıyormuş. Bekleyin biraz." diyerek muhtemelen Evian'ı içeri aldığında, bu tahta duvarlardan iki kişi olduklarını duydum ve gelen diğer bir kişinin de Armonde.

Yine mi bu?

Bana aşık olmadığımı söylediğinden sonra daha da sinir olmuştum ona.

"Çabuk sıç!"

Paul'un aşağıdan bağırtılarına karşılık yalnızca göz devirdim ve ellerimi izlemeye başladım. Ne de olsa aç, susuz bir şekilde bu tuvalette on saate yakın zaman geçirecektim.

Armonde nasıl yirmi iki gün dayanmıştı?

Kendimi buraya kapatınca normalde gerilmem gerekiyordu ancak hiç streslenmemiştim. Armonde'nin kurtuluşu ile klostrofobim gitmiş miydi gerçekten de? Onunla bu kadar bağlı olmak sinirimi bozuyordu.

Birkaç dakika ardından, artık dikkatleri üzerime çekmiş olacağım ki adım sesleri gelmeye başladı merdivenden. Ardından birkaç kişi kapının önünde durdu ve biri tıklattı.

"Bu kadar uzun süremez, değil mi? Çık oradan." dedi Evian. Uzun zaman sonra ilk kez konuşuyordu benimle.

"Kabız olmuşum."

"Jungkook. Çeneni kapat ve çık oradan."

Sert sesiyle uyarır gibi konuştuğunda ürkerek yerime sindim iyice. Beni böyle kaba bir şekilde mi yollayacaktı bir de?

Araya Armonde girdi daha sakin bir şekilde. "Jungkook. Oradan çıkmaya ne dersin? Yalnızca konuşmak için."

"Çocuk mu kandırıyorsunuz? Beni azarlayıp çöpmüşüm gibi makineye atacaksınız ve göndereceksiniz." Gözlerimin son zamanlarda her zaman olduğu gibi yine dolmaya başlaması ile alt dudağımı dişleyerek kendimi sıktım. "Ben burada yaşayabilirim. Beni tanımamazlığa gelirsiniz. Kendi paramı kazanır, vergi bile öderim."

"Aynı yüzde iki insan yaşayamaz, Jungkook. Durumun anormalliğine bak." diyerek tekrar girdi araya Evian, daha sakin bir şekilde.

"İkiziz derim."

evian ✓Where stories live. Discover now