Tatlı Yiyelim Tatlı Konuşalım

1.3K 60 3
                                    

Şuan Cesur ile beraber hastanenin acil bölümündeydik. Kurşun omuzunu sıyırmıştı ama çok olması da kan kaybetmişti.

Yine ne işler karıştırdın da bu hale düştün Cesur. Evet Cesur yerinde durmayan biriydi ama silahlı adamlara bulaşacak kadar aptal olamazdı. Dikişi bitirdikten sonra elimdeki eşyaları kaldırırken Cesur ayağa kalkıyordu. önünde durup omuzundan tuttum ve kalkmasına engel oldum.

''Ne yapıyorsun?''

''Gördüğün gibi ayağa kalkıyorum ve gömleğimi giyip eve gidiceğim.''

''İlk önce hastanenin polisini buraya çağıracağım ve sen ifade vereceksin.''

''İfade falan vermicam! Olayı daha fazla büyütme!''

Birdenbire sinirlenmişti. Yanlış bir şey dememiştim. Onun iyiliğini düşünüyorum ama o bana kızıyor.

''Ne yani ?! Bunh yapanları bulup ceza almasını istemiyormusun?!''

''Onların cezasını zaten ben verdim! Kapat artık bu konuyu!''

''Nasıl kapatayım! O kurşun kalbine bile gelebilirdi! Hem senin silahlı adamlarla işin ne ?!''

''Sen ne zamandan beri beni merak eder oldun?''

Evet bu sorusuna verecek cevabım yoktu. Çünkü cevabı ben de bilmiyordum. Çatık kaşlarım düzelmiş, dudaklarım şaşkınlıktan aralanmıştı. Cesur bana bir adım attığında hareket edemedim.

''Sorumun cevabını hala alamadım.''

Sesli bir şekilde yutkundum. Cesur o güzel gülümsemesini sunmuştu. Ne diyecektim ben şimdi?

''Pasta!''

''Ne?''

Of ne saçmalıyorum yine ben?

''Yakında bir cafe var. Pasta yiyelim mi?''

''Nerden geldi bu aklına şimdi?''

''Canım çekti.''

''İyi. Yiyelim bakalım.''

Cesur benden iki adım uzaklaşınca derin bir nefes verdim. Cesur gömleğini giymek için hamle yapacakken omuzuna dokundum.

''Yardım edeyim.''

Gömleğini elime alıp ilk yaralı koluna sonra diğer koluna geçirdim. Cesur gözlerimi öyle bir bakıyordu ki heyecanlanmamak elde değil. Gömleğinin düğmelerini iliklemeye başlarken Cesur burnunu başımın üstüne de eğmiş saçlarımı kokluyordu. Bir elini, elimin üstüne koydu.

''Cesur.''

''Efendim.''

Sesi kısık ve cazibe doluydu. Kalp ritmim iyice hızlanmıştı. Cesurun bir dokunuşuyla böyle bir eziyete düşmem... Anlamsız.

''Lütfen, yapma.''

''Neyi?''

Bir eli yanağıma giderken diğer eli belimdeydi. Derin bir nefes aldığımda burnuma parfümün kokusu gelmişti.

''O gün keşke sarhoş olmasaydın.''

''Artık geçmişte kaldı. Bu konuyu açmam manasız.''

''Kendini kandırmayı bırak Arzu. Benden etkileniyorsun, bunu görebiliyorum. O kadar güzelsin ki...''

''Eskiden etkileniyordum. Artık değil.''

Geriye bir adım atıp onun uzaklaştım ellerini Eller aşağı düşmüştü hareketimi beklemiyor olacak ki çenesini sıkmaya başladı.

''Çıkıştayım.''

Odadan çıkıp çıkışı ilerledim. Haklıydı, ondan tekrar hoşlanmaya başlamıştım. Kendine gel Arzu! Çıkış kapısına geldikten 2 dakika sonra Cesur geldi. Arabaya doğru ilerlemeye başlarken arkasından bağırdım.

''Pasta yemicekmiyiz?!''

Yerinde durup birkaç saniye sonra bana döndü. Bana bakınca ciddi olduğumu anlayıp gülümsedi. Tam karşımda durup, ellerini cebine koydu.

''Nereye gidiceğiz?''

''Tam şu karşıdaki pastane.''

Elini belime koyup önünden geçmem için işaret verdi. Pastaneye vardığımızda en sevdiğim damla çikolatalı pastayı sipariş ederken, Cesur Türk kahvesi, yanında lokum istemişti.

''Çok değişmişsin.''

''İyi anlamdamı, kötü anlamdamı?''

''Artık karşımda daha özgüvenli, zeki ve güzel bir kadın var.''

''Sende değişmişsin. Dıştan gördüğüm kadarıyla söylüyorum.''

Siparişlerimiz gelince kısa bir süreliğine susmuştuk. Çatalımı alıp pastadan biraz aldım.

'' Söylemeye fırsat olmadı ama başın sağ olsun.''

''Sağol. Gerçi aynı şeyi benimde sana demem gerekir.''

''Dedeni ölmeden iki gün önce görmüştüm. Bana 'Aranızdaki sorun ne bilmiyorum ama torunumla aranı iyi tut Cesur. Onu her şeyden koru.' demişti. Bana bir şans vermeni istiyorum Arzu. Arkadaş olalım.''

''Beni kendinden koruyabilecekmisin?''

''Gerekirse evet. O zamanı hiç yaşanmamış gibi davranmak istemiyorum ama bu aramızı düzelticekse bende öyle davranırım.''

Ne desem bilmiyordum. Nasıl arakızda hiçbir şey olmamış gibi davranacaktık ki? Onunla barışırsam belki hoşlanmaktan ileri gidebilirim. Hala çapkın olup olmadığını bilmiyorum. Elini elime uzatıp konuştu.

''Lütfen bana güven.''

Güven? Güvenebilir miydim gerçekten? Gözlerimin içine gülümseyerek bakıyordu. Sadece bir şans, en fazla ne olabilirdi ki?  Ben de gülümseyerek başımı olumlu anlamda salladım.

''Hadi, pastanı ye.''

''Lokumundan bir tane alabilirmiyim?''

Gülerek lokum tabağını bana uzattı. Tatlı bir gülümsemeyle lokumu alıp ağzıma attım.

Sadece bir şans, en fazla ne olabilir ki?

Evet bölüm sonu. 🥰 Normalde dün atıcaktım ama aşırı yorucu bir gün geçirdim. Umarım beğenmişsinizdir.👼🏼 Beğendiyseniz lütfen yıldıza basmayı unutmayın.

BİR SONRAKİ BÖLÜM İÇİN 10 OKUMA

🤍🤍🤍🤍🤍

ARZUMWhere stories live. Discover now