Tutkulu Bir Gece

7.6K 578 254
                                    

İyi okumalar💜💜💜

Taehyung'un ağzından;

Soo Min bir hafta önce idam edilmişti ve bua Jungkook'ta şahit olmuştu. O artık yoktu. Bu garip olsa da ölmesi gerekiyordu çünkü o Kraliçe ve Kral Jeon'u öldürmüştü.

Jungkook ise daha iyiydi. Toparlanmıştı. Artık içi rahattı annesi ve babasının katili bulunmuş öldürülmüştü.

Şimdi ise Soo Min engeli gitsede hala Hyerin buradaydı ve emindim onların bir işler karıştırdıklarına bu yüzden gözüm onlarında üstündeydi.

Akşam yemeğini hazırlarken sevinçliydim çünkü bu akşam Jungkook'un odasında kalacaktım. Beraber uyumayı çok seviyordum. Ona sarılıp göğsüne yatmak çok güzeldi. Sıcacıktı.

Kapının açılması ile düşüncelerimden sıyrıldım. Jimin ve Yoongi Hyung hemen ardından Hyerin ve Mi Ren girdi.

Yerlerine geçtiler. Jimin üzgün görünüyordu. Ona 'ne oldu?'dercesine baktım.

"Biz yarın gidiyoruz Taehyung." dediğinde bende üzülmüştüm. Jimin'e alışmıştım çünkü.

"Jimin burası senin sarayın istediğin zaman gelirsin zaten merak etme ama orasıda senin evin ve Yoongi Hyung'un da işleri var değil mi? Merak etme mektuplaşırız hem." diyip gülümsedim.

"Jimin bir hizmetçiyle bu kadar yakın olmamalısın teyzeciğim." diyen Hyerin'e baktım.

Jimin sinirli bir şekilde teyzesine döndü.

"Taehyung hizmetçi değil teyze benim arkadaşım. Onunla düzgün konuş lütfen. Size hiçbir zararı olmadı." diyip bana döndüğü sırada Jungkook içeri girdi ve yerine oturdu. Onun gelmesi ile yemeğe başladılar, bende içkilerini doldurup geri çekildim.

"Taehyung, çekilebilirsin." dediğinde eğilip afiyet olsun dedikten sonra salondan çıkıp yemekhaneye gittim ve yemek tabağı aldım. Çorba, ramen ve kimbap. Güzeldi sevdiklerimdendi hepside.

Oturup yemeye başladım. Kısa sürede yemek bittiğinde yerimdem kalktım. Tabağımı bulaşık bölümüne bırakıp çıktım.

Banyo yapmak istiyordum. Bu yüzden odamdan sabun ve havlumu aldım. Bir de daha önce hiç giymediğim ama annemin bana çok önceden hediye olarak aldığı geceliği çıkardım. Onu da yanıma alıp hamama gittim. Kimse yoktu bu yüzden rahatça yıkanıp temizlendim ve elbiselerimi yıkadıktan sonra giyindim.

Saçlarımı tarayıp ayağıma beyaz terliklerimi giydim. Odama gidip kıyafetlerimi astıktan sonra odamdan çıktım ve etrafa baktım. Kimse yoktu.

Dikkatli bir şekilde en üst kata çıktım. Jungkook çoktan odasına gelmiş olmalıydı. Saat epey ilerlemişti çünkü. Odasının önüne geldiğimde kapıyı çaldım ve içeri girdim. Bana kapıda ki muhafızlar için rahat etmemi konuşmalarının yasak olduğunu söylediğinde biraz daha rahatlamıştım.

İçeri girdiğimde Jungkook'ta banyo yapmış lacivert saten pijamasını giymişti. Saçları ıslaktı biraz.

"Hoş geldin güzelim." yanıma geldi ve belimi sardı elleri. Üstümü inceledi ve tekrar gözlerime baktı.

"Melek gibisin. Çok güzel olmuşsun." eğilip boynumu öptüğünde gıdıklandığım için kıkırdadım.

"Teşekkürler." bende kollarımı boynuna sardım. Ellerini sıkılaştırıp daha çok kendine çekti beni.

Öpücükleri boynumdan omzuma indiğinde omzumu açtığını hissettiğim. Kolları arasında titrerken öpücüklerine devam etti.

"Taehyung dokunmak istiyorum sana." dediğinde başımı omzuna yasladım.

Kingdom Of The Jeon -Kooktae-Where stories live. Discover now