"sustum, kalbi kırık kızı oynadım"

1.4K 107 327
                                    

Düğünden 1 gün önce

-

"Mikasa kendini oğluma ve çocuklarına adayabilsin diye Chris'in eski dadısıyla konuştum. Neyse ki birkaç ay sonra müsait olacakmış. Onu hemen işe alırız."
Bayan Pale gülümseyerek bana bakarken yanımdaki Levi'ın kısık bir sesle sinirli bir şekilde güldüğünü işitmiştim.

"Bunun için biraz erken değil mi?" Karşımda oturan Annie sert bir şekilde cevap verdiğinde, Chris'in annesi Julia neşeyle güldü.

"Çocuk evin neşesidir hayatım. Hem Chris çocukları çok sever."

"Belki Mikasa çocuk sahibi olmak değil de okumak istiyor?" Levi sesinin desibelini kontrol edemeyip yemek servisi yapan hizmetlilerin bile dikkatini çektiğinde, Bay Pale elindeki çatal ve bıçağı tabağının kenarına yaslayarak gülümsedi. Bu gülümsemeden nefret ediyordum.

"Bu Mikasa'nın kararı. Ben asla onun akademik bir eğitim almasına karışamam. Fakat bir kadın daima evine, çocuklarına ve kocasına hizmet etmelidir."

"Bunun için hizmetli tuttuğumuzu sanıyordum," Levi'ın gitgide sinirlendiğini hissederken Pieck Levi'a bir bakış atıp boğazını temizledi. Hemen sağ tarafımda oturan Chris ise elimi tutup kulağıma doğru eğildi.

"Kuzenini sustur. Bu yemek zaten sıkıcı, bir de babamın siniriyle uğraşmak istemiyorum."

Kafamı çevirip ona baktım. Yıllardır gördüğüm yakışıklı yüzü, benim için en çirkin yüzdü. "Birazdan susar zaten, dert etme."

Chris cevabımdan memnun kalmasa bile uzatmadı. Çünkü biliyordu ki, ben istemediğim hiçbir şeyi yapmazdım. Onunla çocukluğumuzdan beri tanışıyordum. Kendimizi bildik bileli, evleneceğimizden haberdardık. Hiç randevuya çıkmamıştık veya bana beni sevdiğini söylememişti. Fakat nişanlıydık işte. Yarın ise evlenecek, bir yuva kuracaktık.

Aslında liseye başladığımızda, Chris ile olan ilişkim hoşuma gidiyordu. Genç bir kızdım ve böyle şeylere heves ediyordum. Chris'in bana olan ilgisi güzeldi, beni değerli hissettiriyordu. Beni sevdiğini sanıyordum fakat Chris beni değil, benim aldığım ilgiyi seviyordu. Herkesin istediği, hayran olduğu kıza sahip olmak gururunu okşuyordu. Arkadaşları bana sulanırken gülümserdi. Bu durumu fark ettiğimde kalbim kırılmıştı. Beni sevmiyordu.

Gerçi, ben de onu sevmiyordum ama ona değer vermiştim. Lisenin son senesi zehir gibi geçmişti. Chris'ten ayrılamayacağımı biliyordum. Ailelerimiz dosttu ve evleneceğimiz daha biz doğmadan kesinleşmişti. Üstüne babamın bir baltaya sap olmayı beceremeyip sadece paramızı çar çur eden biri olması, üstümdeki baskıları arttırmıştı. Chris ile olacak evliliğim hayatımızı kurtaracaktı. Levi ve Pieck'in masrafları, annemin güzellik merkezi, masajlar, sıpalar, pahalı kıyafetler, arabalar, mücevherler...Hepsi Chris'le olan ilişkimin getirdiği lükstü.

Ve ben bu lüksü seviyordum. Bu lüks benim hakkımdı. Yıllarca Chris'e değer vermiş, bir nevi onu ben büyütmüştüm. O ise beni kullanıyordu. Onu terk edersem, kendime zarar vermiş olacaktım. Fakat onunla evlenmek bana cehennemi yaşatacaktı.

"Bize torunu hizmetli veremez, öyle değil mi?" Bay Pale gülerek konuştuğunda Levi ve Annie hariç herkes kahkaha attı. Pieck yanındaki Annie'yi olay çıkarmaması için zapt etmeye çalışırken Levi sinirden ayağını ritimli bir şekilde yere vuruyordu. Yalandan attığım kahkaham kulağımı tırmalarken düğümlenen midem yüzünden önümdeki yemeğe tiksinerek baktım.

are we done yet? 𔗫 aot textingWhere stories live. Discover now