►ON BEŞ -Beni sevdin benden çok.

27.9K 1.1K 133
                                    

Merhaba :)

Sonunda yükleyebildim bölümü. Uzun bir bölüm oldu sanırım 10 sayfa falan :D 

Wattpad yenilendiği için yorumlar karman çorman oluyor, umarım kısa zamanda düzelir bu durum :) Bölümü düzeltemeye vakit olmadı, yanlışlarım varsa affola :)

Serzenişimden sonra epey artan yorumlarla mutlulukla dolup taştım çok teşekkür ederim. Bu bölümü yorumlarıyla beni gülümseten, kahkahalara boğan Ebru'ya (ebrugryl1) ithaf ediyorum. Çok teşekkür ederim :D

Baya sarsıcı mı oldu bölüm ne :D Sonlarında kıvılcımlar hissedebileceğinize garanti veriyorum :D Bayılıyorum sizlere, umarım oy ve yorumlar böyle devam eder canlarım hepinizi çok çok seviyorum :D

Multimedia'ya bakmayı unutmayın.

Playlist: TNK - Yine Yazı Bekleriz

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Umudu yitirmiş bir insana güneşin her gün bıkmadan, usanmadan doğduğunu söyledim; güldü geçti… Gözlerine baktım, gülmesinin sebebini merak ettim fakat bir cevap vermedi, yürüdü gitti…”

Gözlerim, flaş ışıkları nedeniyle kısılırken, yanımdaki adamın geriliminin buram buram yayıldığını hissettim. Muhabirlerin ardı arkası kesilmeyen, sordukça artan sorularının karşısında sus pus dururken bile korkunun nüksettiği bağrımdan yükseliyordu çığlıklar. Biliyordum içten içe çünkü gelecek kötüyü bildiriyordu bize. Mutluluk müjdelerinin suyu çekilmişti. Ruhsuz bir kötülüktü şimdi bize sunulan.

“Rahşan Hanım, babanız ilişkinizi öğrendiği için mi vefat etti?”

Sorunun aniliğinin yanı sıra ağırlığıyla yıkıldığımı hissettim. Sarsılıyordum depremlerle, tsunamiler geçip gidiyordu üstümden. Doğal afetlerin her biri can bulmuştu benliğimde. Sarsılıyordum, dalı kesilmiş bir çınar gibi.

Gözyaşlarım pınarından taşmaya meyilli bir şekilde duruyordu gözlerimde. Yaser’e uzatılan mikrofona bakıyordum merakla. Yaser, sinirle ona uzatılan mikrofona vurduğunda, muhabirin elindeki mikrofon sertçe yere düştü. Herkes şaşkınlıkla Yaser’e bakarken, sevdiğim adamın gözlerindeki korkuyu okuyordum.

Ne olacağını benim gibi o da biliyordu. Üzerime yapıştırılacak olan etiketleri, yakıştırılacak olan sıfatları o da görüyordu şimdiden. Çektiğim, çekeceğim ızdıraplar asla sınırlı kalmamıştı. Devirli olarak devam etmişti her zaman, alışkındı yani bünyem yeniden, her defasında daha şiddetli yıkılmaya.

Bayatlı emrinde çalışan birkaç adamın aceleyle ve telaşla bize yaklaştıklarını gördüğümde içim bir nebzede olsa rahatlamıştı. Şu soru yağmurundan kurtulacak olmak mutlu etmişti içten içe. Yaşanan olumsuzluklara eklenen bir yenisinin daha oluşu maddi yönden etkilemiyordu artık beni. Dedim ya, alışmıştım. Fakat hiçbir zaman maneviyatta etkilenmemeyi başaramamıştım.

Bizi çembere alan muhabirleri tek tek çekip yolumuzu açan adamlar sayesinde hızla çıktık o çemberden. Yaser, oldukça aceleci bir şekilde peşinde beni de sürükleyerek yürüyordu arabasına doğru. Bileğimi sıkan elinin ne kadar sıkı olduğundan bihaber olsa gerekti. Çünkü her saniye artan baskı canımı yakıyordu.

Arabasına ulaştığımızda yolcu kapısını hızla açıp adeta fırlatırcasına bindirdi beni. Ardından burnundan soluyan bir halde arabanın önünden dolaşıp kendi tarafına geçti. Oldukça sıkı tuttuğu bileğimi okşarken göz ucuyla da ona bakıyordum.

RahşanWhere stories live. Discover now