Bölüm 11

144 12 22
                                    

Gökyüzünün açık güneşli olduğu bir gündü. Öğleden sonra üniversitenin alanı alabildiğince öğrenci kaynıyordu. Mew pencereden dışarıya baktığında kara gözlerinde düşünceli bir ifade vardı. Beresinin altından çıkan saçları dağınık bir şekil almıştı. Bahçedekileri iyice kontrol ederek asıl bulmak istediği kişiyi sonunda buldu. Ellerini yumruk yapıp sıkarak pencereden uzaklaşıp masasındaki dönen sandalyesine oturdu. Bugün hiç keyfi yoktu birde gördüğü manzara gününü daha da keyifsizleştirmişti. Hiç derse girecek modda da değildi. Özellikle bugün dersi Gulfun sınıfındaydı.Mew öğretim görevlisi arkadaşının yanına gidip ondan bugünlük kendi dersine girmesini rica etti.  Odasına eşyalarını toplamak için girdiğinde Mariayı odasında bulmayı hiç beklemiyordu.Şaşkınlığını yüzüne yansıtıp 

-Napıyorsun burda ? diyiverdi.

"Seni kaçırmaya geldim. Hazırlan çıkalım. Bu oda çok sıkıcı...

Mew gözlerini devirerek ama tam da ihtiyacı olan şeyi sunmuştu Maria ona. Fakülteden dışarı çıktıklarında Gulf, Samiranın ve Elecktarının ortasında oturmuş arkadaş grubuyla koyu bir sohbet içindeydi. Başını kaldırıp Mewle göz göze geldiğinde yüzündeki ifade hiç değişmeden tekrar Samiraya döndü. Gulfun hiçbir şey olmamış gibi davranması canını yaksa da onun bu şekilde davranması kendi hayatları için daha iyi olabileceğini düşünmekteydi Mew. Maria , Mewin bakışlarını takip edip sahibini bulup gizlice gülümsedi. Arabaya giden yolda  ilerlemeye başladıklarında Marianın konuşmasıyla Mew anlamayan bakışlarıyla ona döndü.

"Yakışıklıymış.

-Ne!

"Seninki yakışıklıymış diyorum. 

-O benimki değil.

"Ama bana beni öldürcek gibi bakıyordu. 

-Seni öldürecek gibi bakması vampir olduğun içindir. 

"Bu da mantıklı ama bence seni kıskandığı için bana öyle baktı.

Mew yürümeyi keserek olduğu yerden Marianın söylediği son cümleyle şaşkınca ona baktı.

-Beni kıskandığı için mi ? Saçmala. Yüzüme bile bakmıyor. 

"Sence neden yüzüne bakmıyor?

Mew cevap vermekten kaçınıp arabayı gösterirken geldik deyip Mariayla arabasına doğru ilerledi. Maria cevabı bilse de bunu Mew den duymak istiyordu. Daha zamanı vardı anlaşılan.

Gulf dün geceyi hatırlamak istemiyordu. Mewe karşı olan öfkesi her saat kat be kat artmıştı. Dün akşam Mewle sakince konuşmak için o kayalığa gittiğinde tahmin etmediği tek şek Mewin kayalıkta bir kızla oturup başını da kızın omzuna yaslamasıydı. Onları öyle görünce damarlarındaki kan daha hızlı akmaya başlayıp kaşları kendiliğinden çatık vaziyetini almıştı. Kalbi sanki yüz parçaya bölünmüştü o an.Hissettiği nasıl bir duyguydu anlayamadı. İlk önce içinden gidip orda Mewin başını koparmak onu parçalara ayırmak geldi. Derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. 

 Onları belli bir süre izledikten sonra Mewin, kendisini fark ettiğinde Gulf geri geri adım atarak arkasına bakmadan oradan uzaklaşmaya başladı. Yüreğinde yanan ateşini kendinden uzaklaştırmak için bitkin düşene kadar koşmak istemişti. Eve varıp odasına çıktığında kan ter içinde kaldı. Üstündekileri sinirle odanın bir kenarına fırlatarak önüne denk gelen çalışma masasının sandalyesini de diğer tarafa fırlatmıştı. Ateş gibi yanan yeni oluşmaya başlamış kaslı vücudunu direk soğuk duşun altına attı. Akan soğuk su vücuduna her değdiğinde sanki buhar oluyordu. Ellerini yumruk yapıp sinirle

THE MOON İS BEAUTİFUL (ZORUNLU NEDENLERLE ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin