2.5

740 44 343
                                    

Leya'dan  

Öylece durmuş duyduklarımı sorgularken sarp telefonu kapatmış hızla odadan çıkmasının sonucunda fark etmeden bana çarpmıştı. 

Çatılan kaşları konuşmanın ne kadarını duyduğumu merak eder gibiydi ama yüz ifadesi de üzülmüş gibi yapışı da oldukça sahte duruyordu. "Leya bak ben gerçekleri böyle öğrenmeni istemezdim yağız ile aram ne kadar kötü olursa olsun yuvanız benim yüzümden yıkılmamalı" 

Ses tonu , mimikleri her şeyi o kadar iyi ayarlıyordu ki söyledikleri insanın kuşkulanmasına neden oluyordu. Fakat ben yağız'ın böyle bir şey yapmayacağına adım gibi emindim yani dedikleri boşunaydı.

"Sen bunlara hiç kafa yorma sarp hem yuvamızın yıkılacağı falan da yok" diyerek kollarımı önümde birleştirip sırtımı duvara yasladığımda bu dediğime şaşırmış gerçek hedefini belli edecek cinsten bir ses tonuyla "nasıl yani şimdi sen seni aldatmasını görmezden mi geliyorsun" demişti. 

Herhalde tuzağına düşeceğimi falan sanmıştı ama ben gözlerinde yağız'a duyduğu kinden başka bir şey görmediğim birinin lafına inanacak değildim.

"Ne sandın ki sarp senin kafandan uydurduğun senaryolara inanıp seni kocama tercih edeceğimi falan mı? Bak benden önce sizin ailede işler nasıl ilerliyordu bilmiyorum ama benim varlığımda ne kocamı üzebilirsiniz ne de onu pis işlerinize alet edebilirsiniz" 

Hiçbir zaman dinlemeden yargılayan bir insan olmamıştım , burada duyduğum birkaç kelime beni yağız'dan soğutmaya yetmezdi hem seven insan güvenmesini bilirdi. 

Sarp , dişlerini sinirle sıkıp elini duvara vurduğunda tavrımı bozmamış dik duruşumu korumuştum böyle hareketleri bana işlemezdi. Ayrıca istersem hemen özgür'ün motor kaskını alıp kafasına geçirebilirdim. 

"Doğru yolu seçeceğini düşünmüştüm leya beni hayal kırıklığına uğrattın umarım zor durumda kaldığınızda da laflarının arkasında durursun" diyerek ima ile konuştuğunda gözlerimi devirmiş susmayı tercih etmiştim gerçekten de asla akıllanmıyordu.

Bir an da sesimizi duyan herkes başımıza toplandığında yağız'ın gözleri ben ve kuzeni arasında mekik dokumuş en sonunda ise benim önüme geçerek "farkında mısın bilmiyorum ama sesini yükselttiğin kişi benim karım sarp ve eğer bu bir daha tekrarlanırsa senin o ses tellerini koparırım" diye bağırmıştı. 

Doğrusu bazen ben bile yağız'dan korkuyordum.

Yağız'ın babası yağız'ın karşısına geçerek "neler dediğinin farkında mısın sen" diye hesap sorduğunda bakışlarım yağız'ın üzerinde durmuş yağız ise kapıyı göstererek "geldiğinizden beri yaptığınız tek şey huzur kaçırmak eğer böyle yapmaya devam edecekseniz kapı orada" demişti. 

Tam anlamıyla bir aile kaosunun içine düşmüştüm hatta kaos pardon aile yani aile bireyi bendim. 

"Yazıklar olsun" herbir aile bireyi karşımdan geçip giderken kapı yüksek sesle kapanmış ve hepsi muhtemelen bir daha geri gelmemek üzere hayatımızdan çıkmıştı. 

***

"Güzelim sen bunu değiştir bence ya beğenmedim ben bunu hem abartmaya da gerek yok pantolon giysen de olur" 

Bıkkınlıkla oflayıp tekrardan üstümdekini değiştirmek üzere odaya girdiğimde yatağın üstündeki kıyafetlere bakmıştım. Saatlerdir üniversite arkadaşlarımla gideceğim yemek için yağız'a kıyafet beğendirmek için uğraşıyordum ama kendisi hep bir sorun buluyordu. 

Yatağın üzerindeki düz askılı siyah elbiseyi gözüme kestirip bir de soğuk olursa diye elime kot ceket aldığımda odadan çıkmış yine yağız'ın beni süzmesi ile karşı karşıya kalmıştım. 

Yutkunduğunu ya da dudağını dişlediğini görmem bana her defasında beğendiğini düşündürtüyordu ama sonuç hep hüsrandı. Birkaç saniye bekledikten sonra eliyle alnına vurarak "canım bu ne ama ya cidden oraya perde örtü karışımı bu elbise ile mi gideceksin" demişti. 

Acaba bu sözde perde örtü karışımı elbisemle onu boğsa mıydım çünkü başka çarem yok gibi duruyordu. 

"Yeter artık yağız sen beğen ya da beğenme ben bununla gidiyorum" diyerek çantamı da alıp kapıya doğru adımladığımda beni şaşırtacak bir hamlede bulunmuş "ben de geliyorum" diyerek oda üstüne kot ceketini almıştı.

Şu an oldukça uyumlu görünüyorduk. 

*** 

Sıla gülerek "biz de ne zamandır bizim asabi kızın kocası ile tanışmak istiyorduk demek sensin o bahtsız" dediğinde yağız bakışlarını bana çevirerek "evet o benim de bahtsız olduğumu düşünmüyorum aksine çok şanslıyım" demişti.

Şu an masada öyle bir ortam vardı ki ben aralarına sonradan girmiş gibi hissetmeye başlamıştım çünkü sorular bir türlü bitmek bilmiyordu.

Asaf , yağız'ı biraz inceledikten sonra "leya dediğini yapmış vallah" dediğinde masada büyük bir sessizlik olmuştu çünkü ben de dahil olmak üzere masadaki hiç kimse ne demek istediğini anlayamamıştı.

"Hani bir keresinde küçüklük anılarımızı anlatmıştık ya sen de o zaman anlatmıştın. İlkokulda kıvırcık saçlı bir çocuğun saçlarını beğenip tüm gün saçlarını bırakmadığını. Hatta 'kıvırcık saçlılara bayılıyorum bir gün kendime bir kıvırcık bulacağım' diye de eklemiştin" diyerek hepimize durumu açıkladığında aklıma gelen görüntüler yüzümü elimle kapatmama sebep olmuştu , fazla utanç verici bir anıydı. 

Yağız bana dönüp gülerek "demek öyle ha saçlarım senindir birtanem tıpkı bu kıvırcığın da senin olduğu gibi" demişti , gözüme bu aralar bir hoş geliyordu. 

"Biliyorum" diyerek ellerimi saçlarına daldırıp karıştırdığımda yağız'ın telefonu çalmış ekranda deniz yazısı belirmişti. 

Acaba bu sefer hangi isteklerini sıralamak için arıyordu

Elimle yağız'a açmasını söylediğimde yağız beni onaylayıp telefonu kulağına götürmüş sonrasında ise deniz'in isteği üzerine telefonu hoparlöre almıştı. 

"Leya yağız resmen ayakta uyutuluyoruz artık hiçbir şeyden haberimiz olmuyor biliyor musunuz tuana ve çağan evlenmişler hem de bize haber vermeden" 


~ Selam 

~ Nasılsınız?

~ Bıraktım bombayı ödev yapmaya gidiyorum 

~ Şükür kurtulduk aileden 

~ Seviliyorsunuz 💙


Teslimat | LeyyağWhere stories live. Discover now