하나 • I tread a troubled track

222 23 177
                                    

BİRİNCİ BÖLÜM
Sorunlu Bir Yolda Yürüdüm

Atmayan kalpler bazen sökülür, odun ateşinde işkence içinde yakılırdı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Atmayan kalpler bazen sökülür, odun ateşinde işkence içinde yakılırdı. Bazıları küllerini içerdi, bazıları küllerini değil söktükleri kalbin kazıklarını kendi yüreğine saplardı. Çünkü bazıları istemeden öldürürdü sevdiğini. Arkasında bırakıp giderken duymazdı, can çekişen soluk alıp verişleri. Şimdi onlar katildi ama kendi kalplerini durduran sevdikleri suçlu değil miydi ? Çünkü ardında bıraktığı yaşadığını sandığı adam değil, sevdiğinin külleriydi.

Arafta kalan ruhlar işkence çekerlerdi. Yolları olmayanlar her şafağa kadar evlerini arar, her eve vardıklarında ise çığlıklarının acısını yeni doğan güneş susturmaya çalışırdı. Ama ben duyardım. Zaten bu yüzden asla uyuyamazdım.

Çünkü birilerinin kendini suçlayan ruhlara yol gösterip rahatlatması, bir tek ölenlerin değil yaşayanların da kayıp olduğunu göstermesi gerekirdi. Bekçileri bendim. El feneri ile gökyüzüne ışık tutan ve sabah olana kadar kitablarını sesli okuyan genç hanımefendi bendim. Blackburn caddesinin sonunda ki büyük evde bir başına yaşayan Arcane kızı da bendim. Okuldakilerin tuhaf, sokaktaki kedilerin mama, internettekilerin ise yazar dediği Serein Arcane. Evet, hepsi bendim ama beni tanıyan, kimseydi.

Oysa basitti. 

Basittim.

Hem ben, hem hayatım, hem de tüm dünya. Her şey çok sıradan ve değer görmemesi gerekecek kadar küçüktü. Doğumum ile başlayan nefeslerimin bile bu dünya için hiçbir faydası yoktu. Sabah erkenden okula gitmemin, yemek yememin veya siyah renkten oluşan evimin pencerelerini titizlikle biçilmiş bahçeme açmamın hiçbir anlamı yoktu. Sonuçta o bahçeyi ne kadar temiz ve özenli baksam da misafirleri hiç olmamış kızdım. Güzel kokan yemekler yapmasına rağmen hiçbir yemeği yemeyen o sıskaydım. Temizlik neden yapardım mesela ? Eve toz, toprak girmesin de çöplük içinde ölmeyeyim diye mi ? Peki ya o zaman neden hepimiz öldükten sonra kir olarak gördüğümüz o toprağa atılırdık ki ?

Her şey ya gerçekten anlamsızdı ya da ben hala anlayamayacak kadar büyümemiştim. Hoş, büyümek içinde toprağa ihtiyacımız vardı. Hem toprağa, hem suya. Benim en başından beri yoktu. 

''Ellerinin sıcaklığını avuç içlerimde hissedemedim. Bağımlı olduğum kokunu duyamadımSabahlarımı aydınlatan mavi gözlerinle kalkamadım. Yıllarca sensiz yaşadımUzakta. Bir başıma. Ölüm gibi, değil mi ? Geri döneceğinin umudundan vazgeçtim. Günün birinde sırf aşkım ile zehirlenmeyeyim diye. Ve şimdi...Evet, bu bir son.'' Ellerim son cümleleri yazarken titriyordu. Derin iç çekişlerim ve sürekli ayak sallayışlarım kucağımda uyumaya çalışan Tofu'yu rahatsız ediyor, ikide bir baygın bakışlarını bana doğru kaldırıyordu. 

The Raven Boy | HaechanWhere stories live. Discover now