GİRİŞ

7.8K 334 121
                                    



- GİRİŞ -

Tak. Tak. Tak.

Bir adım. Bir adım daha. Bir adım daha...

Adımlar sadece bedenini değil ruhunuda ona yaklaştırıyordu.
Gecenin kaçı olduğunu bilmediği bir saatte nereye gittiği bile bilmeden yürüyordu. Oysa ayakları nereye gideceğini çok iyi biliyordu. Yoksa bir hafta sonra, tamda bir daha bu duruma düşmeyeceğine kendini inandırmışken bu saatte burda işi neydi?

Neden defalarca kez vazgeçmesine rağmen kendini her seferinde bu sokakta buluyordu?

Neden tamda onun penceresinin önüne bir bank koymuştu?

Kalbinin bu sokağa her girdiğinde bu kadar hızlı çarpmasından nefret ediyordu. Yine de kalbinin sadece bunun için çarpmasını istiyordu.  Onun için çarpmasını istiyordu.

Daha sokağın başında gözleri pencereyi gördü. Adımları ritmini biraz daha hızlandırdı ve ışıkların kapalı olduğunu gördü nihayetinde. Kalbini hayal kırıklığı kaplamıştı. Gerçi bu saatte uyanık olmasını beklemek aptallıktı. Siyah dizlerine kadar uzanan kabanının yakalarını dikleştirdi ve banka oturdu. Yorgun gözlerini, beyaz perdeleri çekilmiş olan pencereden ayırmıyordu.

Adım seslerini duyduğunda bile gözlerini bakıpta görmek istediği kişiyi göremediği pencereden çekmedi. Gelen kişinin kim olduğunu bakmasada biliyordu. Çınar yine peşini bırakmamıştı. Bunca zaman onu atlatsa da bu gece belli ki atlatamamıştı. Sakin hareketlerle adamın yanına oturdu. Gözlerini adamın baktığı yere çevirdi ama onun gördüğü şeyi göremedi. O gözleriyle bakıyordu. Oysa adam Kalpgözü'yle görüyordu. Merakına yenik düştü ve soru ondan izinsiz zemine çarpan mermer gibi ortalarına düştü.

"Bakıpta görmek istediğin kişi kim?"

Genç adam, yüzünü arkadaşına çevirmeden dört saattir baktığı yere bakmaya devam etti. Baktığı pencerenin her bir karışını gözleriyle aşındırmıştı.

"Zift karası hayatımdaki gün ışığı." Diye yanıtladı onu. Sesinde zemheri de kalmış bir adamın kimsesizliği vardı. O zaten kimsesizdi.

Adamın sözleri, koskoca bir gökteleni yıkacak bir deprem niteliğindeydi. Lakin bu sözler Çınar'ın kafasındaki ipleri birbirine dolamaktan başka işe yaramadı. Adamı ilk defa bu halde görüyordu. Bu kadar çaresiz ve kafayı yemiş gibi. O an adamın saatlerdir izlediği pencere açıldı ve zifir karası gökyüzünden dolayı tam olarak seçilmesede kahverengi saçlı bir kadın pencereye çıktı.

Adamın dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

Zamanın ipleri gerildi, kaderin ağları birbirine girdi ve bir yol oluşturdu. Ve o yoldaki tüm mumlar teker teker sönmeye mahkum oldu.

Ne yazıkki ne kadının nede adamın bu yolda karşılaşacağı sürprizlerden haberleri yoktu.

Kader onlar için ağlarını ördü ve tüm saatler durdu.

Perde açıldı.

Kadının aleyhlerine akan zamandan haberi bile yokken, adam onun için zamanı durdurmaya hazırdı.

🕯️

KalpGözüWhere stories live. Discover now