Lunox'a Açılan Orman

57 5 15
                                    

Gün batarken bir kız çocuğu doğdu. Kızın adını "Lunox" koydular. Lunox'u kıskanan bir cadı, onu lanetlemişti. Saçları sapsarı olan Lunox'un aniden, yarısı siyaha kalıcı şekilde boyandı. Lunox daha bir bebekti, ağlıyordu. Elfler tarafından doğurulmuş Lunox'un 11 yaşındayken bazı arkadaşları insandı. Annesi ve babası bu duruma karşıydılar. 

Lunox 25 yaşına geldiğinde beyaz iki kanadının, birini siyaha boyadı. Daha ilgi çekici olduğunu düşünmüştü. Annesi ve babası, onun bir cadı tarafından lanetlendiğini saklı tutuyorlardı. Ama Lunox gerçekten, temiz yürekli, yardımsever ve neşeli biri idi.

Ülkesini çok seviyordu, Lunox. Onun ülkesinde yardımseverler boldu. Herkes birbirlerini incitmez, saygı duyarlar ve neşe dolu içinde yaşarlardı.

Lunox ülkesinin barış dolu olmasına aşırı bağımlı idi.

Uzun sürmeden ülkesinde savaş çıktı. Lunox'un gözleri içinde, barı dolu insanlar ölüyordu. Lunox şok içinde idi. Gözlerindeki boncuk yaşlar, yanağından süzülüyordu. Ağlıyordu. Çığlık atarcasına ağlıyordu. Ülkede ki bütün barış dolu insanlara ne olmuştu böyle?

Göz yaşlarının biri siyah biri beyaz idi. Bunu farkeden Lunox, aniden korkuya kapıldı. Siyah göz yaşını, beyaz ile karıştırdı. Bu göz yaşları birleşince koyu pembe ve sarı iki ayrı özel, güç toplarına dönüştü. Lunox'un aniden gözleri kapandı. Bayılmak üzere idi. Engellemeye çalıştı, fakat başaramadı...

Lunox gözlerini açtığında kendini bir ormanda buldu. Korkmuştu. Etrafta ağaçlar, çiçekler vardı. Aniden gözüne, aşırı parıldayan bir çiçek filizi çarptı. Filize yavaş adımlar ile yaklaşıyordu. Hafiften sesini kısarak:

-"İlk defa parıldayan bir çiçek filizi görüyorum. Ayrıca parıldayan bir filiz orman da ne arasın ki?" dedi.

Gülümsedi. Çiçek filizinin canlı durur gibi bir hali vardı. Yavaşça ilerlemeyi sürdürüyordu. Fakat parıldayan çiçek filizinin yanında büyük ve gür bir ağaç vardı. Lunox ağacın altına oturdu. Gölgelenmek ona iyi gelecekti.

Aniden gür bir ses duydu:

-"Senin burada ne işin var küçük peri?"

Samimi bir ses idi. Ama Lunox bir peri değildi. O bir elf idi. Aniden oturduğu yerde doğruldu. Korkuyordu. Sonra gür sesi tekrar duydu:

-"Oturabilirsin! Bizim kapımız herkese açıktır..." 

Lunox gülümsemeye çalışıyordu. Konuşurken sesi titriyordu:

-"M-merhaba. Ben Lunox. Misafirperverliğiniz için teşekkürler ama ben maalesef bir peri değilim." dedi.

Gür sesi yine duydu:

-"Eğer peri değilsen, bu ormanda sana yer yok !!"

Lunox korkmuştu. Hızla kaçmayı planlıyordu. Fakat Lunox'un arka yakasından, büyük bir el tutuyor ve çekiyordu. Lunox korkudan ağlıyordu. Ağzından ilk çıkan cümle bu oldu:

-"Neden hala şiddet bitmiyor?!"

Bunu dediği anda, altında oturduğu ağacın kolu ve bacağı oluştu. Lunox'u çeken o ağaçtı zaten...

Ağaç ona sinirle baktı ve:

-"Sen ateş misin?" dedi.

Lunox ağlayarak:

-"Hayır, ben ateş değilim. Yemin ederim!" dedi.

-"Güzel" dedi.

Lunox korkuyla, gülümsemeye çalıştı:

-"Eh, ateş değilim ben. Ben bir elf'im. Ancak ben bir peri de değilim. Sadece kanatlarım var. Tabii ateş hiç değilim. Eğer sizi kızdırdıysam kusura bakmayın, şey..."

-"Adım Belerick!" dedi tebessümle.

Lunox samimi bir gülümseme ile:

-"Tanıştığıma cidden çok memnun oldum, Belerick. Ve benim adımda Lunox. Ağaçları ve çiçekleri çok severim. Ben peri olmasam da, sizinle iyi arkadaşlık edebileceğime inanıyorum, Belerick..." dedi yumuşak bir ses tonu ile.

Belerick hafiften tebessüm etti:

-"Seninle arkadaş olabiliriz belki. Ama sıkı dost olamayız. Çünkü bir ağaç ile bir elf... Tuhaf olur." dedi.

Lunox kendinen emin bir şekilde:

-"Bence bir ağaç ve bir elf çok sıkı dostlar olabilir!" dedi.

Lunox bu cümleyi dediğinde, Belerick somurttu. Lunox tebessüm etti. Sonradan aklına küçük parlayan çiçek filizi geldi:

-"Çiçek filizleri parlayamaz, ama yanında ki çiçek filizi neden parlıyor? Hem parlayan bir çiçek filizi ormanda ne arasın? Bu sorularıma cevap bekliyorum, Belerick..." dedi.

Belerick şaşırmıştı. Sorusunu cevaplamak niyetinde değildi. Hafiften öfkelendi:

-"Bunu neden öğrenmek istiyorsun? Sen bir casus musun?!"

Lunox öyle demek istememişti. Bunu Belerick'e tam açıklayacakken, Belerick sözünü kesti ve konuşmaya devam etti:

-"Biliyorum. Casus değilsin! Bunu demek istemedin. Ama ben bu sorunu cevaplamaya hiç niyetli değilim." dedi. Alay edercesine gülümsedi.

Lunox kavga çıkarmak istemediği için sustu. Çünkü kavgayı hiç sevmeyen biriydi. Belerick'e, kibarca gülümsedi. Ve:

-"Cevaplamak zorunda değilsin. Bu soruyu sorduğum için kusura bakma..." dedi.

Belerick, kafasını 'tamam' anlamında salladı.

Beraber ormanı dolaştılar biraz. Lunox'a orman'ı tanıtıyordu adeta. Lunox ormanın her köşesini çok beğeniyor ve: "Aman Allah'ım! Ne kadar mükemmel bir ortam..." diyordu.

Belerick iyice durup düşündü. Sonradan parlayan çiçek filizinin sırrını Lunox'a söylemeye karar verdi. Ardından Belerick:

-"Lunox!" dedi. "Sana söylemem gereken bazı şeyler var ve sana bunu söylemeye karar verdim..." diye ekledi.

Lunox' un gözleri boncuk, boncuk oldu:

-"Aman Allah'ım! Ne kadar harika bir gün böyle..."

Belerick gülümsedi:

-"Parlayan çiçek filizinin sırlarını açıklayacağım. Ama bunu kimseye söyleme! Anlıyor musun?"

Lunox gülümseyerek başını salladı. Ve sonra kendinden emin bir şekilde:

-"Bana güvenebilirsin Belerick..." dedi.

Birbirlerine gülümseyerek bir kaç saniye baktılar. Sessizlik oluştu. Belerick bu sessizliği bozarak:

-"Pekala, sen iyi bir kızsın, Lunox..." dedi.

Lunox tebessümle:

-"Sende öylesin, Belerick" dedi.

Belerick derin bir nefes alarak:

-"Parlayan çiçek filizine ben bakıyorum. Benim için çok önemli. Ondan ayrılamıyorum..." dedi acele ederek. Belerick nefes nefese kalmıştı. Anlaşılan bu olaylar onu gerginleştiriyordu.

Lunox, Belerick'e bir bardak su uzattı:

-"Rahat olabilirsin yanımda. Sakinleş lütfen, gerginleşecek hiç bir durum yok..." dedi.

Belerick gülümsedi. Sudan bir yudum aldı. Ve anlatmaya devam etti:

-"O özel bir çiçek filizi. Öncelerden bu çiçek filizi parlamıyordu ve solmuştu. Ben bir orman koruyucusu olduğum için çiçek filizine su verdim. Çiçek filizini zor kurtardım. Ben olmasaydım, o ölürdü ve ben ne yapardım? Hiç bir fikrim yok..." dedi. Ve son cümleleri derken endişeli ve hızlı konuşmaya başladı.

Lunox gülümsedi:

-"Peki çiçek filizini adı ne?" dedi.

Belerick tebessüm ederek:

-"Floryn. Adı 'Floryn'. Ve o şimdilik iyi..." dedi.


Mlbb LunoxWhere stories live. Discover now